Gazeteci - yazar Murat Yetkin, bugünkü yazısında İstanbul Sözleşmesine değindi. AKP'de bir çatlağın oluştuğunu belirten Yetkin, "Sadece öteden beri kadın-erkek eşitliğini savunan dernekler değil, AK Partili kadınlar da dernekleri aracılığıyla ya da birey olarak Erdoğan’a ve eşi Emine Hanım’a mektuplar yazıyor, randevu talebinde bulunuyorlar. AK Parti’de bir kadın hakları çatlağı baş göstermiş durumda" dedi.
Erdoğan'ın, "Beklediği alkış gelmeyince Erdoğan" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
Erdoğan yıllarca kadınlardan daha çok oy aldı. Örtünen kadınlar artık onun sayesinde üniversitelere, iş yerlerine engellenmeden girebiliyor, çalışabiliyordu. Ama Medeni Kanun’un getirdiği miras gibi, nafaka gibi resmî nikahtan doğan haklarını kullanmaya alışmış kadınlardan bu haklarını geri almaya çalışmak o kadar kolay değil. Onlara, kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesinin onların yararına olduğunu anlatmak kolay değil. Evli oldukları erkeğin dayağını yedikten sonra yere batasıca erkek töreleri adına, “aile birliğini korumak” adına sabretmeleri gerektiğini anlatmak kolay değil.
O kadınların hepsi bir daha Erdoğan’a oy verir mi? Erdoğan aslında bunu gayet iyi görmeye başladı. Kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da yöneticisi olduğu KADEM, baskılar karşısında İstanbul Sözleşmesini sahiplenmeyi bıraktı ama gelen haberlere göre içinde tam uyum yok. Sadece öteden beri kadın-erkek eşitliğini savunan dernekler değil, AK Partili kadınlar da dernekleri aracılığıyla ya da birey olarak Erdoğan’a ve eşi Emine Hanım’a mektuplar yazıyor, randevu talebinde bulunuyorlar. AK Parti’de bir kadın hakları çatlağı baş göstermiş durumda.
Erdoğan bunu neden yapıyor?
Yaygın inanç, AK Parti tabanındaki erimeyi durdurmaya çalışan Erdoğan’ın tarikat ve cemaatlerin oy şantajı altında olduğu. Sadece onlar mı? Bu açığı gören, İstanbul’un taksiciler mafyasına kadar her çıkar grubu oy şantajı yapmaya kalkışıyor Cumhurbaşkanı’na.
Çatlayan başka şeyler de var. MHP’de Bahçeli’nin Erdoğan ve AK Parti’ye avukatlığı belli ki Parti içinde huzursuzluk kaynağı. Çin Seddi önünde bozkurt uluma taklidi yapacak kadar koyu ülkücü CemalEnginyurt’un çıkış bile değil, sitemine Bahçeli tarafından kesin ihraç talebiyle karşılık verilmesi bunun son örneği. Enginyurt geri adım atsa da MHP Ordu İl Yönetimi istifa etti.
Çünkü artık ne AK Parti seçmeni alternatifsiz ne de MHP seçmeni. AK Partililer için Gelecek ve Deva Partileri de İYİ Parti de bir seçenek. MHP’liler için de öyle. Hal böyleyken Erdoğan ideoloji silahını, AK Parti tabanını tutmak, hem de alternatif parti tabanlarını yeniden AK Parti’ye çekmek amacıyla sonuna dek kullanacağı izlenimi veriyor. Yani ortam daha da sertleşebilir.
O aşamada Erdoğan’ın arzu ettiği cümle arasında mı gelir alkış, istediği coşku düzeyinde gelir mi, ya da alkış gelir mi? Onu beraber yaşayıp göreceğiz.