Bir yazar düşünün.
 
Bu olmadı şimdi şöyle yapalım: Bir edebiyatçı düşünün.
 
O da yetmez şöyle diyelim en doğrusu: Bir öğretmen düşünün.
 
Yok yok tam olarak bu da açıklamadı durumu. O halde şöyle özetleyelim: Bir baba düşünün.
 

 
Yazar, edebiyatçı, öğretmen, baba. Cümlelerin efendisi. 2008 Haldun Taner, 2009 Yunus Nadi öykü ödüllerinin sahibi.
 
“Yazmaktan başka gideceğim yer yok” demişti ödüllerini alırken.
 
“Hikâyeci dünyaya bakarken, Simurg’u değil, döneni, kalanı, yorulup düşeni daha çok görür” demişti.
 
Düzen koyucular o’nu avukatlarıyla bile görüştürmüyorlar.
 
Yasak.
 
Neden peki?
 
Barış istediği için mi?
 
Yoksa cümleler kurup gökyüzüne savurduğu için mi?
 
Sebep her ikisi de olsa biz biliyoruz ki artık sizin sabahınız ile bizimkisi aynı değil.
 
Siz bilmezsiniz ama biz dostları, arkadaşları, öğrencileri Murat Özyaşar’ın kurduğu cümlelerle “günaydın” diyoruz sabaha.
 
Ta ki cümleler özgür kalıncaya dek.