Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) bünyesinde iken Rektörlük müdahalesiyle kapatılan İnsan Hakları Merkezi Mülkiyeliler Birliği bünyesinde yeniden açıldı. Mülkiyeliler Birliğinde gerçekleşen açılış törenine merkezde bugüne kadar görev almış akademisyenler, insan hakları savunucuları, SBF’den ihraç edilen akademisyenlerin yanısıra CHP milletvekilleri Şenal Saruhan, Zeynep Altıok, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, sosyolog İsmail Beşikçi katıldı. Törene  tutuklu bulunan HDP’nin eski eş Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş ve HDP eski Eş genel Başkanı Figen Yüksekdağ da tebrik ve başarı mesaj gönderdi.

‘KAPATILMASI GÖREVİNİ LAYIKIYLA YERİNE GETİRDİĞİNİ GÖSTERİYOR’

Açılış konuşmasını yapan Mülkiyeliler Birliği Başkanı Dinçer Demirkent, Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş’in İnsan Hakları Merkezini kapatmasının ardından yönetime gelmeden önce merkezin yeniden Mülkiyeliler Birliği bünyesinde açılması sözü verdiklerini hatırlatarak, bunu gerçekleştirmenin heyecanını yaşadıklarını belirtti. Mülkiye’de insan hakları derslerinin verilmesinin dünyanın birçok yerinden önce olduğunu belirten Demirkent, merkezin de son gününe kadar insan haklarını ciddiyetle ele alan, akademinin toplumsal görevini yerine getiren bir merkez olduğunu vurguladı. Demirkent, “En temel insan haklarının askıya alındığı, insan hakları anıtının kuşatma altında olduğu bir dönemdeyiz. SBF’de 30’un üzerinde üyesi ihraç edildi. SBF artık bir tasfiye süreci içerisinde.  Biz de bu süreçte Mülkiyeliler Birliği olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz” dedi. Mülkiyeliler Birliği ikinci başkanı Pınar Ecevitoğlu da, akademiye yönelen bu büyük tasfiye çerçevesinde SBF’nin en özgün birimlerinden biri olan İnsan Hakları Merkezinin tasfiyesinin ve akademisyenlerin ihracının bu merkezin ne kadar önemli bir görevi layıkıyla yerine getirdiğinin göstergesi olduğunu belirtti.

‘DÜNDEN BUGÜNE İNSAN HAKLARI MERKEZİ’

Açılış konuşmalarının ardından gerçekleşen panelin ilk oturumunda İnsan Hakları Merkezinin kuruluşu ve ilk yıllarını merkezin ilk yönetim kurulu üyeleri ve kurucularından akademisyenler Cem Eroğul ve Fazıl Sağlam anlattı. Eroğul ve Sağlam, merkezin kurulmasına yönelik çalışmaları ve anılarını paylaştıkları konuşmalarında merkezin Uluslar arası alanda da önemli çalışmalarını paylaştı. 1980 askeri darbesi sonrası da merkezin benzer bir kapanmayla yüz yüze geldiğini belirten Eroğul, “Bugünlerin dünü var, faşizmin hep öncesi var” dedi. Prof. Dr. Fazıl Sağlam da merkezin kurulmasında Prof. Dr. Bahri Savcı’nın çalışmalarının önemine dikkat çekti. İkinci oturumda ise merkezin kapanış dönemi ve çalışmalarını Merkezinin son müdürü Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ve İHOP Genel Koordinatörü Feray Salman paylaştı. Salman konuşmasında, insan hakları örgütleri ve savunucularının İnsan Hakları Merkeziyle yan yana gelerek ortak çalışmalarına ilişkin paylaşımda bulundu. Salman, İnsan Hakları Merkeziyle iş yapmaktan ve bu süreçte öğrenmekten gurur duyduklarını vurguladı.

‘KAPATMA ÇABALARI BİZİ GÜÇLENDİRDİ’

Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ise Rektörün merkezi kapatma çabalarının kendilerini daha da güçlendirdiğini belirtti. Altıparmak, insan hakları örgütleriyle yaz okulu gibi çalışmalar yaptıklarını ve bu süreçte karşılıklı etkileşimde bulunarak çok şey öğrendiklerini belirterek, İnsan Hakları Okulunun çalışmalarının da başladığını ve önümüzdeki süreçte hayata geçeceğini kaydetti. Altıparmak, üniversitelerin ülkelerindeki insan hakları sorunlarına kulağını kapatmaması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Akademi, başka yerde yapılamayan şeyleri yapmayı sağlıyor. SBF’nin bu anlamda müthiş bir geleneği olan bir havuzu vardı. Örneğin Kürt sorunu ders olarak okutulabiliyordu SBF’de. OHAL sonrası OHAL ve KHK ile ilgili yapacağımız toplantıya izin verilmemesi üzerine ben idare Hukuku dersine ek ders koyup o paneli yine de gerçekleştik. Hemen akabinde ise Rektörlük ‘İnsan Hakları Merkezini kapatıyorum’ diyemediğinden bütün merkezleri Rektörlük bünyesinde topladı. Eğer İnsan Hakları Merkezi kalsaydı kolumuz kırılmış da olsa Cizre’de, Sur’da yaşananları, OHAL’i ve KHK’leri konuşacaktık.”

Konuşmaların ardından İnsan Hakları Merkezi tabelası Mülkiyeliler birliğine asıldı.

Kaynak: Evrensel