Evrensel yazarı Vedat İlbeyoğlu, Kürt sorunu ve muhatap tartışmalarını ele alan bir yazı kaleme aldı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, “Kürt sorununun çözümünde HDP’yi muhatap alabiliriz” açıklamasıyla başlayan tartışmanın özünde Kürt sorunu tartışması olduğunu dile getiren İlbeyoğlu, “Bu haliyle bile olumludur. Tartışmayı bu ölçüde öne çıkarıp aktüelleştirenin, yaklaşan seçimlerde ve de iktidarın şekillenmesinde HDP oylarına duyulan ihtiyaç olması da durumu değiştirmez. Kürt sorununun ve bu sorun üzerinden şekillenen siyaset alanının toplumsal öneminden bir şey kaybetmediğini gösterir sadece” dedi.

AKP’nin Kürt sorunun çözümüne dair vaadi kalmadığını ifade eden İlbeyoğlu, “İktidar ve düzen muhalefeti çerçevesinde cereyan eden Kürt sorunu bağlamlı tartışmalarda denilebilir ki AKP ilk kez dominant değildir. Pasiftir. “Kürt sorunu yoktur, biz çözdük” diye mırıldanabilmiştir sadece. Şaşkınlık halidir. Sorununun çözümünden Kürtlerin her düzeyden siyasal temsiliyetini tasfiye etmeyi anlıyor olsa gerek ki “çözdük” diyebiliyor! ‘Herkes Türktür, geriye kalanın alayı teröristtir’ kıvamındaki MHP ile ortaklık da ancak bu mırıldanma modu üzerinden sürdürülebilir zaten. Öyle ya, MHP’yle birlikteyken ne konuşacaksın ki! Sonuçta, Kürt sorununa dair bir tartışmada CHP ve diğer muhalefet partilerinden daha geri, daha izleyici pozisyonda kalınmıştır. Bu da irtifa kaybının yansımasıdır” ifadelerini kullandı.

“İktidarın “bakın CHP HDP’nin yanında” baskılamasına karşı hep karnından konuşmakla yetinen CHP’nin, diğer Millet İttifakı bileşenleriyle birlikte, “HDP meşrudur” noktasına gelmiş olması görece önemlidir” değerlendirmesinde bulunan İlbeyoğlu, “Bunu yaratan da iktidar blokunun, HDP’yi ‘terör örgütü’ diye kapatılmayla yüzyüze bıraktığı gerici iklimle birlikte; tek adam rejiminden kurtulmak için Kürtlerin kilit rolde olduğu gerçeğinin parti tabanlarına sirayet edişi ve bunun daha bir kabullenir oluşudur. Öyle ya da böyle, küçümsenemez. Küçümsenmemeli ama abartılmamalıdır da” diye yazdı.

Tek muhatap belirlemenin risk barındırdığına dikkat çeken İlbeyoğlu, ““Muhatap kim?” üzerinden kilitlenen bir tartışma, sorunun ve çözümünün gerçek içeriğini öteleyici bir risk de barındırmaktadır. Şu söylenebilir; devlet ve siyasi aktörleri açısından gerçekten bir çözüm iradesi oluşur ve yol açılırsa Kürtlerde muhatap sıkıntısı yaşanmaz. Bir sorun alanından neşet eden bir hareket vardır ve hareketin çeşitli parçaları birbirine organik ya da diyalektik iç bağlarla bağlıdır. Bütünlüklü bir çözüm hedeflenirse, farklı araç ve yöntemler kullanan, farklı katman ve unsurlardan hangisini muhatap alırsan al, zincirin diğer halkasını da gözetmen gerekecektir. Örneğin, çatışmayı bitirmek mi istiyorsun; HDP’yi muhatap alsan da bir şekilde çatışan unsuru da çözüme dahil etmek zorunda kalacaksındır” ifadelerini kullandı.

Yazının tamamı burada.