Sait Faik iri yapılı, dev gibi iki adamı İstiklal caddesinde kol kola yürürken görmüş ve koşarak Çiçek Pasajı’na gitmiş; ‘Arkadaşlar az önce iki kişi gördüm tek gözle yürüyorlar’ demiş.”  Daha sonra ahali anlıyor ki Caddede kol kola yürüyenler Aşık Veysel ile Yaşar Kemaldir.

Önceki gün Havuz medyasının büyük patırtılar çıkarak gündeme taşıdığı ‘’Mühim’ ’lider eski cumhur adayı Muharrem İnce kamaralar karşısında göründü. Basın toplantısına adeta bütün Türkiye kilitlendi. Açıklamayı adını bildiğimiz -bilmediğimiz neredeyse bütün televizyonlar canlı yayınladılar.

Sanırsınız ki covit 19 aşısı bulundu..!

Anlaşılan o ki; AKP yada Cumhur ittifakı çok zor durumda. Hiç bir toplumsal karşılığı olmayan bir kişinin şişmiş egosu üzerinden millet ittifakını zayıflatmak istiyor. Öncelikle Erdoğan’ın bu çaresizliğini not etmek gerekiyor.

Toplantı sonrası Havuz medyasının kadrolu müdavimleri CHP yada Millet ittifakının parçalanacağı sonucunu güçlendiren zorlama yorumlarıyla İnce’yi epey allayıp pulladılar.

Cumhur ittifakı, yerel seçimlerde Kürt seçmenler üzerinde yapmaya çalıştığı manipülasyonu HDP ‘nin bozmasını hala hazmedilebilmiş değil. Bu nedenle HDP ile CHP nin bir araya gelmesini engellemek için yaptıkları propagandaları sürekli gündemde tutuyorlar ve tutmaya devam edecekler. Bahçeli’nin İYİ partiye yaptığı çağrıyı da düşünürsek, Erdoğan’ın bu seçimler sürecinde izleyeceği politik hattı okuyabiliriz. Konu çok basit işsizlik büyüyor, TL’ni değer kaybı hızlandı, istihdam yaratılamayacak durumda, Dış borçlar büyüdü, dış politikada sürdürülen ‘’beka’ ’propagandasının karşılığı kalmadı, Ayasofya’nın getirisi olmadı. Kendisi güçlenemiyorsa karşı tarafı zayıflatma hamlesi Erdoğan için en iyi yol gözüyor.

İnce yaptığı basın toplantısında parlamenter sisteme hiç vurgu yapmadı. Demek istiyor ki bu sistem devam etsin ben Erdoğan’dan daha iyi yönetirim diyor. Yada kazanamaz isem Kılıçdaroğlundan daha iyi muhalefet yaparım diyor. Anlaşılan o ki İnce’nin sistem sorunu yok!

Yeni rejimin inşa sürecini tamamlayacak olan toplumsal mutabakat henüz sağlanmış değil. Toplumun büyük bir bölümü bu rejime karşıdır. Zaman geçtikçe de bu karşıtlık güçlenmekte. pandemi sürecini de dikkate alırsak küresel düzeyde sermaye dahi önünü göremiyor.

Millet ittifakının büyük partisi CHP  ve diğerleri rejimin sınırları içinde faaliyet gösteren parti olmak istemiyorlarsa yapacakları o kadar çok geniş bir politik zemin vaki; Toplumsal yarar üzerine düşünen hangi siyaset bilimciye sorsalar anlatabilir. Önümüzdeki günler çetrefilli gözüküyor. Erken seçim olacak mı? Okulların açılması yeniden ertelenecek mi ?

Halkın sağlıklı yaşam hakkı kapitalist sistemin para hırsına teslimi edildi. Bu hırs Ege’de, Suriye de, Libya da hangi gerginliklerle görünmez kılınacak.

Aşık Veysel Yaşar Kemal’in tek gözüyle idare etse de söyleyeceğini söylemiş.

Kim okurdu kim yazardı

Bu düğümü kim çözerdi

Koyun kurt ile gezerdi

Fikir başka başk'olmasa…

İki dev adam tek gözle bir daha istiklal caddesinde hiçbir zaman yürümeyecek.

Yaşar Kemal diyor ki; ’’ Bir kimseden mi kaçıyorsun, bir düşman mı bekliyorsun, koy kulağını toprağa dinle. Karşı, uzak tepenin arkasından giden atın nal seslerini yanındaymış gibi duyarsın.’’

Muharrem İnce veya başka vakalar toplumsal düşünülmediği takdirde her zaman olacak, AKP karşısında 101 ak saçlının yayınladığı metinin içeriğine itiraz edemeyen fakat imzacılarına itiraz edenler olduğu gibi.

Nal sesini duymamızı engelleyen parazitleri basit sığ içe büzüşmüş siyaset değil toplumsal mücadelenin gücü engeller…