Paris İklim Anlaşması’nın Meclis’te kabul edildiği gün, Türkiye’yi ‘nükleer çöplüğe çevireceği’ yönünde eleştirilen iki kanun teklifi daha Meclis’ten geçti. Ancak kanunlar geçerken muhalefetin sessizliği, eleştiri konusu oldu.

Türkiye’nin 2015 yılında imzaladığı ancak onaylamadığı Paris İklim Anlaşması, 6 Ekim’de Meclis’ten geçmişti.

Aynı gün genel kurulda nükleer ve radyoaktif maddelerle ilgili iki kanun daha kabul edildi. Bunlardan ilki, ‘Kullanılmış yakıt idaresinin ve radyoaktif atık idaresinin güvenliği üzerine birleşik sözleşme’ye Türkiye’nin katılımıyla ilgiliydi.

Bir diğeri de ‘nükleer enerji alanında üçüncü şahıslara karşı hukuki mesuliyete dair sözleşme’yi değiştiren protokolün onaylanmasını kapsıyordu.

ELEŞTİRİLER NE?

Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Bileşenleri, dünkü açıklamasında, her iki maddenin kabul edilmesine “Paris İklim Anlaşması nükleer enerjinin Truva atı mı?” diyerek tepki gösterdi.

Açıklamada, kanun tekliflerinin, ‘başka ülkelerin nükleer santral atıklarının Türkiye’ye kabulü ve kazalardan zarar görecek üçüncü tarafların tazmin hakları gibi hayati konuları içerdiği’ belirtildi.

NKP, şunları kaydetti: “Bu yasa maddeleri hakkında hiçbir sözlü ve yazılı itirazda bulunmayan bütün siyasi partiler ve milletvekillerinin sorumlu olduğunun altını çiziyoruz. Ülkemizin geleceğini ilgilendiren hayati konuların TBMM Genel Kurulu’ndan hızla geçirilmesini kabul etmiyoruz. Meclis’te grubu bulunan tüm muhalefet partilerini bu yasanın iptaline karşı göreve davet ediyoruz.

2019 yılından bu yana muhalefet partilerinden hiçbir milletvekilinin Nükleer Karşıtı Platformlara, çevre-ekoloji örgütlerine, ilgili meslek odalarına bilgi vermemesi, destek istememiş olması anlaşılabilir bir durum değildir.”

CHP'Lİ VEKİLDEN İTİRAZ

Kullanılmış yakıtların ve radyoaktif atıkların idaresi hakkındaki kanun teklifi, 26 Nisan 2019’da Meclis’e sunulurken, sonraki ay Dışişleri komisyonunda görüşülerek kabul edildi.

O tarihlerde CHP İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz, komisyon raporuna muhalefet şerhi yazarak, tekline ilişkin çekincelerini dile getirdi.

CHP’li vekil, teklifteki maddelerin belirsiz olduğunu belirtirken, başka ülkelerin radyoaktif atıklarının Türkiye’ye naklinin ve atıkların ülkeler arasındaki transferi esnasında Türkiye’nin bir geçiş ülkesi olmasının mümkün hale geldiğini söyledi.

KABUL VE RET OYLARI

İklim bilimci Önder Algedik, 6 Ekim’de partilerin iklim anlaşmasına ek olarak Meclis gündemine getirilen iki kanun için kullandığı oy tablosunu paylaşmıştı.

Buna göre AKP ve MHP her iki kanun için kabul oyu verdi. CHP ve HDP ise birine ret verirken diğer kanunda çekimser kaldı.

Muhalefet kanadından İYİ Parti her iki teklife de kabul oyu verirken, Türkiye İşçi Partisi (TİP) her iki kanuna ret oyu verdi. Oylamaya katılmayan vekil sayısı ise 340.

MUHALEFET TWİTTERDA DA SESSİZ KALMIŞ

Sosyal medya kullanıcısı Adem Toprak, muhalefet partilerinin 1-10 Ekim tarihlerindeki Twitter paylaşımlarını analiz etti.

Buna göre muhalefet tarafından içinde ‘nükleer’ ya da ‘radyoaktif’ kelimeleri geçen sadece iki tweet atılmış. Onlar da söz konusu kanunlarla ilgili değil.

Toprak, bu durumu “En azından, bu iki yasayla ilgili Twitter üzerinden kamuoyu oluşturup, iktidara baskı kurmaya çalışmışlardır değil mi? Maalesef, bu kanunların adını bile anmamışlar” sözleriyle eleştirdi.

Toprak, Meclis’te bulunan vekillere ait 575 Twitter hesabından bugüne kadar 3 milyon 364 bin 783 tweet atıldığını dile getirdi.

Kanunun geçtiği 1-10 Ekim tarihlerini sorgulayan Toprak, tüm vekiller tarafından 15 bin 65, muhalefet vekilleri tarafından ise 6 bin 103 tweet atıldığını tespit etti: “İçerisinde ‘nükleer’ ya da ‘radyoaktif’ kelimeleri geçen tweetleri arattığımızda aldığımız sonuç 43, sadece muhalefet vekilleri olarak filtrelediğimizde ise iki tweet atıldığını görüyoruz.“

Ancak söz konusu bu iki tweet de bahsi geçen kanunlar ilgili değil.

Toprak, son olarak şunu dedi: “Muhalefet; ya bu kanunların önemi konusunda bilgi sahibi değil, adlarını bile anmadı. Ya da iktidarın işlerini bozmamak için, bu kanunların sessiz sedasız şekilde meclisten geçmesine izin verdi. Her iki durumda da muhalefet halka karşı görevini yapmamış oldu.”

Kaynak: Diken