Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

Süryani, Asuri, Keldani ve Arami halkının ortak iradesini açıklayan Bethnahrin Ulusal Konseyi (MUB) Başkanlık Kurulu, 1915-1923 tarihleri arasında Pontus ve Küçük Asya Rumları ile Süryani-Asuri halklarının maruz kaldığı soykırımın Ermenistan Meclisi tarafından resmen tanınmasını ve kabul edilmesini selamladı.

Ermenistan Meclisi Genel Kurulu’nda dün yapılan oylamayla kabul edilen tasarıyla Süryani Soykırımı’nın resmen tanınmasına ilişkin açıklamada bulunan Bethnahrin Ulusal Konseyi (MUB) Başkanlık Kurulu, “Ermenistan Parlamentosu’nun, Süryani ve Rum Pontus halklarına karşı 1915’te yapılan soykırımı kabul etmesi vesilesiyle kardeş Ermeni halkını ve temsilcilerini kutluyoruz” dedi.

İsveç’ten sonra Ermenistan’ın Süryani Soykırımı’nı resmen tanımasının Süryani-Asuri halkı için büyük bir moral ve güç olduğunu belirten MUB Başkanlık Kurulu, Ermenistan halkıyla birlikte, bütün dünya ve Türkiye Cumhuriyeti 1915 Soykırımı’nı kabul edinceye kadar ortak mücadele yürütüleceğini açıkladı.

Yüzüncü yıldönümünde Ermenistan’ın Süryani Soykırımı’nı tanımasının Süryani halkının hak mücadelesinde büyük öneme sahip olduğu kaydedilen açıklamada, aynı yaklaşımın Yunanistan ve Kıbrıs parlamentolarından da beklendiği belirtildi.

“NEHİRLER ÜLKESİ”NİN ULUSAL KONSEYİNDEN ADALET ÇAĞRISI

Süryani-Asuri-Arami-Keldani halkının yaşadığı ve anayurtları olan coğrafyaya Aramice Bethnahrin deniliyor. Aramice, “Nehirler ülkesi” anlamına gelen Bethnahrin’in Yunancadaki karşılığı ise Mezopotamya.

Süryani halkı, 1915’te maruz kaldığı soykırımı Süryanice kılıç anlamına gelen “Seyfo” kelimesiyle de ifade ediyor.

Bethnahrin Ulusal Konseyi Başkanlık Kurulu, Seyfo’nun Ermenistan tarafından resmen tanınmasına ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Osmanlı İmparatorluğu ve işbirlikçileri 1915 yılında Mezopotamya ve Anadolu’da yaşayan kadim Süryani, Ermeni, Helen halklarına karşı insanlık tarihinin en büyük soykırımlardan birini gerçekleştirdi. Bu soykırım sırasında milyonlarca insan ya katledildi, ya sürgün edildi, ya da din değiştirmeye zorlanarak yok edildi. Kurtulanlar da korku ve acı içinde ağır bir travmayı nesiller boyu yaşamıştır.

“OSMANLI’NIN MİRASÇISI TÜRKİYE KENDİ TARİHİYLE HÂLÂ YÜZLEŞMEDİ”

Ancak Ermeni halkı ve aydınlarının bir asırdır soykırımın tanınması için verdikleri mücadele sonucunda bazı ülkeler, Ermeni Soykırımı’nı kabul etmelerine rağmen, Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti kendi tarihiyle yüzleşmemiş ve 1915 Soykırımı’nı hâlâ kabul etmemiştir.

Süryani (Asuri-Keldani-Arami) halkına karşı yapılan soykırım, uluslararası platformların ve kamuoyu gündemine çok geç ve tali bir konu olarak yer almıştır. Bu duruma sebep olan başta uluslararası siyasi ve ekonomik çıkarlar olmakla birlikte, Süryani halkının örgütsüz ve dağınık olmasından ötürü hak arama mücadelesinde etkisiz kalınmıştır.

1915 Soykırımı’ndan 1990’lı yıllara kadar yapılan çalışmalar ve girişimler, mektuplar insani ve kurumlar düzeyinde kalmıştır. 1990’lı yıllardan sonra siyasal ve örgütsel mücadelemiz öncülüğünde 1915 Soykırımı halkımızın kimliği olarak kabul edilmiştir.

“SÜRYANİ HALKININ VARLIĞI VE SEYFO YOK SAYILIYOR”

Süryani halkı egemen güçler ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti tarafından bir halk olarak tanınmadığı için, ona karşı yapılan soykırım da inkâr edilmiştir. Süryani Soykırımı’nı tanımak, Süryani kimliğini de tanıyacak gerçekliğinden yola çıkarak Seyfo 1915 Soykırımı başta Avrupa ve dünyanın birçok ülkesinin dosya, diplomatik görüşmeler, siyasi talepler, kitlesel eylem ve etkinliklerle gündeme getirilmiştir.

1915 Süryani Soykırımı’nın Ermenistan Parlamentosu ve devleti tarafından kabul edilmesi için, Ermeni halkının kurum kuruluşlarıyla yıllardan beri ilişkiler ve ortak çalışmalar yürütülmüştür. Ermenistan’ın Süryani Soykırımı’nı yüzüncü yıldönümünde tanıması mücadelemiz ve halkımız için büyük öneme sahiptir. Aynı yaklaşımı Yunanistan ve Kıbrıs parlamentolarından da hep bekledik ve bekliyoruz.

Çünkü Süryani halkı da, Ermeni ve Helen halklarıyla birlikte aynı gerekçelerle soykırıma uğramış ve benzer bir kaderi paylaşmıştır. Ancak Ermeni ve Helen halkları gibi bir devleti ve siyasi statüsü olmadığı için, yok oluşla yüz yüze gelmiş ve haklı talepleri uluslararası düzeyde yeterince bir karşılık bulmamıştır.

İsveç’ten sonra Ermenistan’ın Süryani Soykırımı’nı tanıması halkımız için büyük bir moral ve güç olmuştur. 23.03.2015 tarihinde Ermenistan Parlamentosu’nun, Süryani ve Rum Pontus halklarına karşı 1915’te yapılan soykırımı kabul etmesi vesilesiyle kardeş Ermeni halkını ve temsilcilerini kutluyoruz.

Ermenistan Parlamentosu şahsında bu tarihi kararın alınmasında rol oynayan herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Ermenistan halkıyla birlikte, bütün dünya ve Türkiye Cumhuriyeti 1915 Soykırımı’nı kabul edinceye kadar mücadelemiz devam edecektir.”