HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, siyasetin uzun süredir gündeminde olan ittifaklar konusu ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasında bir araya gelen 6 partinin “geçiş süreci”nin öncesini ve süreci de konuşmaya başlamışsa, HDP ile müzakere yapmaları gerektiğini belirten Sancar, ortak aday fikrine açık olduklarını sözlerine ilişkin de “Eğer ortak aday konusunda HDP’nin içerisinde yer alaacağı bir mutabakat hedefliyorlarsa, hangi aşamada gerekli görürlerse bizimle müzakere etmeleri lazım” dedi.

Sancar 26 Şubat’ta sol-sosyalist partilerle başkanlar düzeyinde yapacakları toplantının gündeminin ise ortak mücadele yolunun nasıl yürüneceğini somutlaştırmak olduğu dile getirdi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Evrensel’den Birkan Bulut’un sorularını yanıtladı.

6 muhalefet partisi pazartesi günü güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasını açıklayacak. Bu masada HDP'nin olmaması ilk buluşmadan beri çok tartışıldı. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

HDP’nin, 6 muhalefet partisinin gerçekleştirdiği toplantıya katılma talebi olmadı. Bu partiler,  güçlendirilmiş parlamenter sistem (GPS) çalışması başlatmışlardı.

Parti genel başkanları ortaya çıkan taslağı konuşup, onayladıklarını ilan edeceklerdi. Biz bu buluşma öncesinde muhalefet partilerinin bir çoğuyla görüşme turları gerçekleştirdik. Bu turlarda Millet İttifakı dışında kalan partiler de mevcuttu. Dört partiyle başkanlar düzeyinde görüşmeler yaptık. Özellikle CHP, yaptıkları çalışma (GPS) hakkında bize bilgi verdi. Biz de onlardan bu çalışmayı bize kamuoyuna duyurarak iletmeleri halinde görüşümüzü bildireceğimizi belirttik. Ancak bize bir dönüş olmadı.

‘PARLAMENTO SEÇİMLERİNE KENDİ İTTİFAKLARIMIZLA KATILACAĞIZ’

Biz, parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini birbirinden ayırıyoruz. Çünkü ikisinin dinamikleri de işleyişi de farklı. Öncelikli hedefimiz en geniş demokrasi ittifakını oluşturmaktır ve bu hedef seçime odaklı değildir. Ancak seçim diye bir gerçeklik var ve önümüzdeki seçimlerin de Türkiye için tarihi önem taşıdığı herkes tarafından kabul ediliyor. O zaman seçime ilişkin stratejimizi de şimdiden ilan etme kararı aldık. Parlamento seçimlerine kendi ittifaklarımızla katılacağız.

‘MESELE SADECE İKTİDARI YENMEK DEĞİL’

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise muhalefet partileri ile ortak aday seçeneğine açık olduğumuz yönünde çağrıda bulunduk. Kastettiğimiz üç aşamalı diyalog ve müzakeredir. İlk olarak bizimle doğrudan ve açık bir müzakere yürütülmelidir. Seçimlere kadar olan aşamada neler yapılabilir, bunlar ele alınmalıdır ki bu aşamada birkaç başlık var: Seçim güvenliği ve faaliyet özgürlüğü konularında ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini yakın tarihteki tecrübelerden biliyoruz. Gerekli önlemler hakkında tartışma yürütülmelidir. Ayrıca iktidarın çeşitli kaos planlarını devreye sokma ihtimaline karşı ortak iradeyle çalışma sürdürülmelidir. İkincisi seçimde adayın belirlenmesi konusunda adayın şahsının değil, hangi temel ilkelere dayanacağını müzakere edilmelidir.

Üçüncüsü mesele sadece iktidarı yenmek değil. Ortada bir rejim var ve Erdoğan’dan daha fazlasını ifade ediyor. MHP ve çeşitli güçlerle giderek kurumsallaştırılmak istenen faşizan bir yönetim anlayışı var. Burada demokrasiye geçiş nasıl olacak müzakere edelim istiyoruz. Bir mutabakat oluşursa, ortak aday fikri içerisinde oluruz. Eğer 6 muhalefet partisi geçiş sürecinin öncesini ve süreci de konuşmaya başlamışsa, bizimle müzakere yapmaları gerektiğini ifade ediyoruz. Eğer ortak aday konusunda HDP’nin içerisinde yer alacağı bir mutabakat hedefliyorlarsa, hangi aşamada gerekli görürlerse bizimle müzakere etmeleri lazım.

‘REJİM SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNDEN İBARET DEĞİL’

Millet İttifakı kanadında Cumhurbaşkanı yetkilerinin bir süre kullanılması, güçlendirilmiş parlamenter sistemin fiilen uygulanması yönünde öneriler de ortaya atıldı. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konuda neler tartıştıklarını kendilerinden duymuş değiliz. Geçiş sürecinin nasıl olacağı karmaşık bir mesele. Sadece güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz demekle iş çözülmüyor. Güçlendirilmiş parlamenter sistem bir seçenek; biz de deklarasyonumuzda bunu hedeflediğimizi söyledik ama rejim bundan ibaret değil. Ayrıca bu geçiş için anayasa değişikliği dahil pek çok yeniliğe ihtiyaç. Cumhurbaşkanının mevcut Anayasal çerçeve içerisindeki hangi yetkileri, ne kadar sürede kullanmaya devam edeceği, kullanmaktan ne zaman vazgeçeceği çok önemli konulardır.

Anayasa değişikliği gereken konularda en az 360 oy (referandum için) gerekir ki bunlar, sayısal ve siyasal olarak mümkün kılacak zemini yaratmakla mümkün olur. Geçiş sürecinde sayısal ve siyasal olarak önemli bir role sahibiz. Bizimle müzakere edilmeden bu yolda ilerlemek mümkün görünmüyor. Ayrıca muhalefet, seçmene vaat ettiği değişiklikleri nasıl gerçekleştireceğini açıklamakla yükümlü. HDP olmadan da 360 milletvekili buluruz, Anayasa’yı değiştiririz diye düşünülüyorsa ciddi riskler barındırdığını söylemeliyim. Bu hesap, toplumda oluşan değişim beklentisine zarar verir.

Biz bu yolu, demokrasi ittifakında yer alacak güçlerle de tartışarak yürüyeceğiz; fakat diğer muhalefet partileri bizimle bunları açıkça konuşmadan, müzakere etmeden, mutabakat aramadan nasıl yapacaklarını, toplumun geniş kesimlerini ikna edecek biçimde cevaplamalıdır.

Ortak aday fikrine açık olduğunuzu söylemiştiniz. Sizin cumhurbaşkanı adaylığı konusunda olmazsa olmaz dediğiniz ilkeler nelerdir?

Bunların müzakere konusu olarak ele alınması gerektiğini söylüyoruz. Biraz önce tarif ettiğim başlık ve aşamalar üzerine bir müzakere yürütülürse ve mutabakat ortaya çıkarsa kim olacağı daha kolay belirlenir. Şayet mutabakat sağlanmazsa bizim de seçeneklerimiz var. Demokrasi ittifakı ve bunun çeşitli ayaklarını örüyoruz. Öte yandan cumhurbaşkanlığı seçimi için son noktaya kadar tartışmayı sürdürmek, müzakere fikrini canlı tutmak istiyoruz.

Kendi adayımızı çıkarma seçeneğimiz ise “HDP’nin adayı” olarak anlaşılmamalıdır. Demokrasi ittifakı o zamana kadar olgunlaşmış olursa da ittifakımızın bileşenleriyle müzakere ederek kendi adayımızla cumhurbaşkanı seçimine girme ihtimalimizi saklı tutuyoruz.

‘AMACIMIZ ORTAK MÜCADELE ZEMİNİNİ YARATMAK’

26 Şubat’ta sol-sosyalist partilerle mücadele ortaklığı konusunda ikinci toplantınız olacak. Masada neler var?

İlk toplantıda üç konuda mutabakat sağlandı ve kamuoyuna duyuruldu. Birincisi bundan sonra nasıl yol yürüneceğini belirlemek ve daha somutlaştırmak, ikincisi bu zemini nasıl genişletebileceğimizi konuşmak; o gün bu masada yer almayan başka sol-sosyalist yapıların da dahil edilmesini sağlamak. Üçüncüsü de görüşmeleri sürdürecek mekanizmaları oluşturmak. İkinci toplantı bu başlıklar etrafında gerçekleşecek.

Bu toplantılar seçim ittifakı hedefiyle yapılan toplantılardan ziyade, bütün katılımcıların da kabul ettiği üzere ortak mücadele zeminini yaratmak ve güçlendirmek amacıyla yapılan toplantılardır. Seçim meselesi de buna dahildir fakat esas tartıştığımız konu seçime nasıl girileceği veya kim ne kadar temsil edilecek meselesi değil. Bu toplantılar öncelikle ortak mücadeleyi nasıl öreceğimize cevap aradığımız toplantılardır. Ortak mücadele zemini genişledikçe seçimlerde nasıl bir yol izleneceğine dair bir strateji de şekillenecektir.

Biz demokrasi ittifakını çok daha geniş bir çerçevede tanımlıyoruz. Zamanla aktörlerin birlikte daha  rahat hareket edeceği mekanizmalar ortaya konulacaktır. Mesela Kürdi partilerle de ittifak çalışmalarımız var; keza emek ve meslek örgütleri, inanç grupları ve yöre dernekleriyle de görüşmelerimiz sürüyor. Toplumun en geniş kesimlerini kapsayacak bir çalışma içindeyiz. Dolayısıyla biz Türkiye’de sömürülen, dışlanan ötekileştirilen, mazlum ve mağdur olan bütün kesimlerle bir arada ortak bir mücadele yürütmek, mümkünse bu ortak mücadele zemininde seçime birlikte girmek istiyoruz. Sol-sosyalist parti ve oluşumlarla yürüttüğümüz çalışma bu noktada önemli bir boyuttur.

Bu mücadele ortaklığının büyümesinden bahsettiniz. HDP’nin bu konuda yaklaşımı ne olacak?

Toplantıdan önce bir açıklama yapmam doğru olmaz. Bu yol, 26 Şubat’ta yapacağımız toplantıda birlikte belirlenecek. HDP’nin ne istediğinin dile getirilmesi yerine, toplantıda birlikte bir yol haritası oluşturulmaya çalışılacak. Her bir parti ve oluşum farklı önerilerle gelebilir.

Kürdi partilerle ittifakınız hangi durumda, pozisyonu ne olacak?

2019 yerel seçimlerine beş Kürdi partiyle birlikte girdik. Şimdi o zemini genişletmek istiyoruz. Başka parti ve oluşumların dahil olması için bölgede özgün çalışma sürdüren bir heyetimiz var. Bu beş parti ve çeşitli çevrelerle farklı dönemlerde bir araya geldik, Kürtçenin resmi dil ve eğitim dili olması konusunda çalışmalar yürüttük, yürütüyoruz. Bu  Kürdi aktörlerin tümünü ittifak başlığı altında bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Somut kararlar ortaya çıktıkça hem görüştüğümüz diğer parti ve çevrelerle paylaşacağız, hem de kamuoyuna duyuracağız.