HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Batman'da partisinin düzenlediği mitingde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sancar, "Demokratik siyaseti bitirdiklerinde imha ve inkar siyasetini kalıcı hale getireceklerini sanıyorlar ama demokratik siyaset direniyor ve büyüyor. HDP’nin büyük gücü onlara kaybettirecek" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman'da "Savaşa Yoksulluğa Hayır" sloganı ile 8 Mart Yaşam Parkında miting düzenledi. Düzenlenen miting öncesi HDP Batman İl Örgütü "seçim startını" verdiklerini duyurarak bir hafta öncesinden çalışmasını düzenledi.

Binlerce kişinin katıldığı mitingde Paris'te yapılan saldırıda hayatlarını kaybedenlerin fotoğraflarının yanı sıra "İstismara sesiz kalma", "Kadın mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" yazılı dövizler de taşındı. Mitingde ilk olarak DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz kitleye hitap ederken ardından HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar konuştu.

Aydeniz konuşmasına Paris Katliamını kınayarak başladı; “Bu iktidar sınırı tanımayan bir düşmanlık sergiliyor. Seçim sürecini savaş, katliam ve gözaltılar ile götürülüyor. Partimize dönük saldırılarda gösterdiğimiz zafer işareti direnişimizin bir parçası.”

Ardından Aydeniz şöyle devam etti:

"İktidar ömrünü Kürtler saldırarak devam ettirmek istiyorlar. Ama biz her yerde örgütlü olmanın mesajını vereceğiz. Bu gün Batman’dayız, onların gidişi yakındır. Paris'teki katliamı şiddetle kınıyorum. Paris hükümeti Sakinelerin cinayetinin üstünü örterek yeni saldırıya zemin hazırlamıştır. Eğer kendilerinin bir rolü yoksa kimler yaptıysa ortaya çıkarılsın. Roboski’nin katili ile Paris katliamlarının failleri aynı. Aynı el devrede. Bu iktidar sınırı tanımayan bir düşmanlık sergiliyor. Seçim sürecini savaş, katliam ve gözaltılar ile götürülüyor. Partimize dönük saldırılarda gösterdiğimiz zafer işareti direnişimizin bir parçası. Her alanda her yerde direnmeye devam edeceğiz. Kürt siyasetini cezaevine alarak yok etmek istiyorlar. Her yerde direnen tüm yoldaşlara selam olsun. Ölüm ve şiddet yerine dönüşen cezaevlerinde büyük bir direniş var. 4 duvar arasında direnenlere bin selam olsun."

'BOYUN EĞMEDİLER'

Aydeniz'in ardından HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar kitleye seslendi. Sancar konuşmasına DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır'ın boyun eğdirilmeye çalışılarak gözaltına alınmaya çalışıldığını hatırlatarak konuşmasına başladı. 2 Mart 1994 tarihinde Orhan Doğan başta olmak üzere Kürt milletvekillerine yönelik politikanın devam ettiğini dile getiren Sancar, Kürt milletvekillerinin baş eğmediğini söyledi.

Vekilliği düşürülen Semra Güzel'e ilişkin konuşan Sancar "Geçen gün Semra Güzel vekilimizin vekilliğini düşürdüler. Bahane devamsızlık ama asıl gerekçe mücadele devamlılığıdır. Bu yüzden vekilliklerini düşürüyorlar. Onun da boynunu eğmeye çalıştılar ama başaramadılar. En güçlü cevabı halkın mücadeleyi büyütmesiyle alıyorlar, kararlılık ve mücadele büyüyor, yürüyüşümüz engel tanımadan devam ediyor. Demokratik siyasete baskının nedeni Kürt sorununda çözümsüzlük politikalarıdır" dedi.

'TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE HIZLA GİDİYOR'

Sancar ardından şöyle devam etti:

"Demokratik siyasette bu baskıların amacı ve sebebi de bellidir. Sebep Kürt sorununda çözümsüzlük politikalarıdır, çözümsüzlüğün temeli de imha ve inkardır. İmha ve inkara dayalı çözümsüzlük politikalarını 3 şey üzerinden yürütüyor iktidar. Bundan önceki iktidarların çoğu da aynı şeyi yaptı. Biri demokratik siyaseti tasfiye çabalarıdır. Demokratik siyaseti bitirdiklerinde imha ve inkar siyasetini kalıcı hale getireceklerini sanıyorlar ama demokratik siyaset direniyor ve büyüyor. HDP’nin büyük gücü onlara kaybettirecek. Buradan Manisa'ya, Antalya'ya, Van’a, İzmir’e, Mardin’e mücadele büyüyerek devam ediyor. Halkların umudu olmayı büyük bir başarıyla sürdürüyor. Başaramıyorlar, başaramadıkça hırçınlaşıyorlar, daha çok saldırıyorlar. Saldırmalarının asıl nedeni, çözümsüzlük politikaları ve içinde bulundukları korkudur. Bu karanlık ve inanç HDP’nin demokratik siyasetteki bu ısrarı ve büyük gücü onlara kaybettirecek. Bunu biliyorlar, o nedenle daha çok saldırıyorlar. Saldırdıkça kendileri tükeniyor. Bundan önceki bütün iktidarlar gibi Kürt sorununa savaş politikaları yaklaşanlar tarihin çöplüğüne gitti Bu iktidarda tarihin çöplüğüne hızla yol alıyor. onları da tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Düşmanlık politikaları, nefret zihniyeti ülkeyi yoksullaştırıyor Batman ve bütün Kürt halkının, Türkiye halkları sizlerle gurur duyuyor, gençler, anneler, halkımız bizler sizlerle gurur duyuyoruz."

'SAVAŞA HAYIR'

Sancar şöyle devam etti:

"Kürt sorununda imha ve inkar politikalarını sürdürmek için savaş politikalarını büyütüyorlar. Her türlü yöntemi kullanıyorlar, yetmiyor Kürtlerin bütün kazanımlarına nerede olursa olsun saldırıyorlar. Şimdi Rojava’ya yaptıkları gibi. Savaş politikaları, bu iktidarın temel sütunudur. İktidar kontaklarını bir arada tutan harç Kürt karşıtlığıdır. Kürde karşı savaş politikalarıdır. O nedenle biz de diyoruz ki savaşa hayır, savaşa hayır! Savaş politikaları ile kendi varlıklarını sürdürmek istiyorlar ama bu ülkeyi ve bölgeye karanlığa sürüklüyorlar. Her gün yeni acılar yaşanıyor, canlar gidiyor. Ülkenin insanları can veriyor. düşmanlık politikaları, nefret zihniyeti ülkeyi yoksullaştırıyor."

‘PARİS OLAY AYDINLATILSIN’

2 gün önce Paris’te bu nefret ve düşmanlık ikliminin bir sonucu 3 insan katledildi, onları rahmetle anıyorum. Bütün sevenlerine ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Bir kez daha Fransa yönetimine çağrıda bulunuyoruz. Ortada şüpheler ve soru işaretleri var. 10 yıl önce yaşananlar ortada. 3 kadının, Sakinelerin katledilmesinin aydınlatılmaması şüpheli soruları artırıyor. O nedenle Fransa yönetimi samimi ve kararlı bir şekilde bu cinayetleri aydınlatmalıdır. Çağrımız Fransa yönetimine budur. Arkasında ne var, hangi güçler var, nasıl gerçekleşti bu cinayetler bir an önce aydınlatılsın! Aydınlatın ki karanlıktan beslenen böyle canice eylemlere başvuramasınlar. Bizler de bunun takipçisi olacağız. arkasında kimlerin yer aldığını soruşturan Fransız makamlarına çağrılarımızı yineleyeceğiz, dünya kamuoyunda da gündemde tutacağız. Savaş politikalarının yarattığı yıkımı, tahribatı her alanda yaşıyoruz. Bakın bugün savaş politikalarıyla canlarımız, ekmeğimiz gidiyor, ekmeğimiz çalınıyor. Biz söylemiyoruz, AKP’nin temsilcisi Mecliste bütçe konuşması yaparken şu sözleri söylemişti:

“Güvenlik harcamalarını da yapıyor arkadaşlarımız. Çok büyük paralar harcıyoruz. F-16’lardan atılan akıllı mühimmatın tanesi 400 bin dolardan 1.2 milyon dolara kadar çıkıyor. En son yeni geliştirdiğimiz nüfuz edici bombanın bir tanesinin maliyeti 1.2 milyon dolar, fırtına obüslerinden sık sık atılan, çok namlulu rokeratarlardan atılan bir mühimmatın maliyeti 5 bin Dolar. En ufak bir operasyonlarda binlercesi atılıyor. Bunu şunu için söylüyorum, bütün bu gelişmeler sağlanıyor, bu harcamalar yapılıyor.” Bunu söyleyen AKP temsilcisi Nurettin Canikli.

40 yılda savaş politikalarının parasal maliyeti araştırmalar göre 3 trilyon dolar. Yıllık 40 milyar dolar savaşa harcanıyor. Kimin cebinden çıkıyor bu paralar, nasıl toplanıyor? Halkın cebinden çıkıyor. Savaş devam ettikçe yoksulluk derinleşiyor, halkın ekmeği küçülüyor. Savaşa karşı mücadelede ısrarlı barış hedefimizde kararlıyız."

İMRALI TALEBİ

HDP’nin eşbaşkanları olarak İmralı’da Öcalan ile görüşmek istediklerini vurgulayarak devam eden Sancar sözlerine şöyle son verdi:

"İşte tecridin asıl nedeni bu. Çatışmanın bitmesini istemek ki onlar savaş politikalarıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. O nedenle çözüm ve barış için çok önemli rol oynayacağını herkes bildiği Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi ağırlaştıyorlar, Biz de diyoruz ki tecrit kalkmalıdır. bizler de başvurduk görüşmek istiyoruz. Abdullah Öcalan ile İmralı’da HDP’nin eşbaşkanları olarak görüşmek istiyoruz. Avukatlarıyla görüşmek hakkıdır. Bu tecrit büyük hukuksuzluktur. Tecrit üzerinden, savaş politikaları üzerinden bu iktidar siyaseti ve seçim sürecini de dizayn etmek istiyor. o nedenle tecrit sadece bizim meselemiz olarak görülemez."