TMMOB Mimarlar Odası, 5 Nisan'da Cumhurbaşkanı kararı ile Hatay'ın Antakya İlçesinde tarihi kent merkezini ve Kurtuluş Caddesini de içeren alanın afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun kapsamında riskli alan ilan edilmesine dair yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada Antakya’da riskli alan ilan edilen 307 hektarlık alanın, arkeolojik ve kentsel sit alanı olduğunu, bölgeye özgü pek çok sivil mimari yapı örneklerini ve tescilli taşınmaz kültür varlıklarını barındırdığını vurgulanarak, "Korunması gerekli bu alanın herhangi bir teknik çalışma yapılmaksızın, inceleme ve bilimsel bir rapora dayalı olmayan bir kararla tasfiye edilmesine yönelik işlemlerin yürütülmesi kabul edilemez" denildi. Yıkım, kamulaştırma gibi idari işlemlerin önünün açılmasının hukuka aykırı olduğu belirtilen açıklamada riskli alan kararının iptal edilmesi istendi.

TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu'nun açıklamasının tamamı şöyle:

"KORUNMASI GEREKİ ALANIN TASFİYE EDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ"

"6 Şubat 2023 tarihli depremlerin ardından büyük yıkımların can kayıplarının olduğu bölgede bugüne kadar; sağlıklı, sağlam ve güvenli yaşam çevrelerinin oluşturulmasına yönelik yeterli önlem alınmamıştır. Deprem bölgesindeki yapılaşma ve imar süreçlerinin yeniden başlatılmasına odaklanılmış ve koruma alanları yapılaşmaya açılmıştır. Doğal ve kültürel değerleri betonlaştıran ve geçmişte yapılan yanlışların tekrarı niteliğinde kararlar alınmaya başlanmıştır.

05 Nisan 2023 tarih ve 32154 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 7033 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Hatay İli, Antakya İlçesinde tarihi kent merkezini ve Kurtuluş Caddesini de içeren alan, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli alan ilan edilmiştir.

Antakya’da riskli alan ilan edilen 307 hektarlık alan; arkeolojik ve kentsel sit alanı olup pek çok anıtsal yapının yanı sıra bir kısmı tescilli olmak üzere bölgeye özgü pek çok sivil mimari yapı örneklerini ve tescilli taşınmaz kültür varlıklarını barındırmaktadır. 

Korunması gerekli bu alanın herhangi bir teknik çalışma yapılmaksızın, inceleme ve bilimsel bir rapora dayalı olmayan bir kararla tasfiye edilmesine yönelik işlemlerin yürütülmesi kabul edilemez.

"KARAR, KANUN VE YÖNETMELİKLERE AYKIRI"

6306 Sayılı Kanun ile riskli alan tariflenmiş; “can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan” alanlarda afetler meydana gelmeden önce risklerin azaltılması amacıyla karar alınacağı belirtilmiştir. Riskin çoktan gerçekleştiği, pek çok yapının yıkıldığı ve birçoğunun da ağır hasar gördüğü alanda 6306 Sayılı Kanunun uygulanması mümkün değildir. 

İlgili yönetmeliklerle bu alanların ne şekilde tespit edileceği düzenlenmesine karşın söz konusu alana ilişkin bu tespitlerin hiçbirisi yapılmamış, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınmamıştır. Karar, 6306 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümlerine dahi aykırıdır.

"KANUNDA KORUNARAK DÖNÜŞTÜRÜLMESİ ESASTIR" 

2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında sit alanlarında mevcut yapıların yıkılması değil korunarak dönüştürülmesi esastır. Koruma ve kullanma dengesinin nasıl kurulacağına yönelik düzenlemeler getiren koruma amaçlı imar planları göz ardı edilerek alanın "riskli alan" ilan edilmesi ve bu kapsamda ilgili koruma mevzuatı hükümlerini bertaraf edecek şekilde yıkım, kamulaştırma gibi idari işlemlerin önünün açılması hukuka aykırıdır.

"YURTTAŞLAR, GÖÇE ZORUNLU BIRAKILACAK"

Riskli alan kararıyla Anayasa ile koruma altına alınmış olan mülkiyet ve konut hakkı yok sayılmaktadır. Devlet; sağlıklı ve güvenli bir çevrede konut ihtiyacını karşılanması ve barınma hakkının korunması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Riskli alan ilan edilen tarihi kent merkezinde; konut alanlarının boşaltılmasına yönelik yapılaşma programları, yerinde iskânı sağlanamayan yurttaşları kentin çeperlerine göç etmek zorunda bırakacaktır.

Antakya kent merkezi ve çevresi; tarihi, kültürel ve mimari birikimiyle evrensel bir öneme sahiptir. Bu alanın riskli alan uygulamasına konu edilmek yerine, korunması gerekmektedir. 
 
Binlerce yıllık tarihiyle bir bütün olan yerleşim dokusuyla koruma altındaki kent merkezinde depremler nedeniyle ortaya çıkan tahribatın incelenmesi, kentsel sit alanındaki yıkım ve sonrasındaki imar faaliyetlerinin izlenmesi; koruma, bakım, onarım ve restorasyon faaliyetleriyle bölgenin kültürel değerlerinin korunması için üniversitelerin, meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının gerekirse uluslararası koruma kuruluşları ile birlikte mesleki ve bilimsel çalışmalar yürütülmesi gerekmektedir. 

DAVA AÇILDI

Bu bağlamda; barınma ve sağlıklı çevrede yaşama hakkının, tarihi ve kültürel mirasın korunması çerçevesinde, binlerce yurttaşı ve birçok kültür varlığını etkileyen hukuka aykırı riskli alan ilanına ilişkin 7033 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali amacıyla dava açılmıştır.

Mimarlar Odası olarak; her ne gerekçe olursa olsun afetlerden rant sağlanması amacıyla yürürlüğe konan proje ve uygulamaların ivedilikle durdurulması, depremlerden etkilenen kentlerimizin kültürel varlıklarıyla birlikte bütün yaşam değerlerinin korunarak gelecek nesillere aktarılması gerektiğini önemle vurgulamaktayız. Bu kapsamda tarihi, kültürel ve doğal değerlerin korunması; kent ve planlama politikalarının kamu yararına geliştirilmesinin Devletin Anayasal ve temel görevlerinden olduğunu hatırlatıyor; Antakya’da koruma süreçlerini devre dışı bırakan kararın iptali için çağrıda bulunuyoruz." (Kaynak: Evrensel)

Ayrıca konu hakkında ilgilenenlere:

Antakya Barosunu dilekçesi: https://docs.google.com/document/d/e/2PACX-1vRVncZfZIakKWKpUZQcboYbY9sph2_Qs5-1WKYZTKpwCUnhBlaZc-0QHb0TXtg8b46tjW48kB1CH1Tu/pub

Kadim Antakya Dostları Platformu Koordinatorünün görüşleri: https://hataylim.com/hatayin-imarini-ustlenen-derman-mimarlikin-toplantisini-degerlendiren-kadop-sozcusu-tenekecioglu-spekulasyona-acik-cok-buyuk-rant-yaratmaya-acik/