Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararları açıklandı.

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumu kararının değerlendirildiği toplantı, 3 saat 10 dakika sürdü.

Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, "Türkiye uluslarası anlaşmalardan doğan hakkını koruyor. Kuzey Irak referandumu gayri meşrudur, kabul edilemez. Milli güvenliği tehdit ediyor. Referandumun yapılması halinde Türkiye uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını kullanmakta mahfuz tutar." denildi.

MGK Kararları şu şekilde:

1. İç ve dış güvenlik meseleleri tüm boyutlarıyla ele alınmış, başta FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ olmak üzere, ülkemizin milli güvenliğini tehdit eden tüm terör örgütlerine yönelik olarak kurulumuzca daha önce tavsiye edilen tedbirler gözden geçirilmiş ve mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği ifade edilmiştir.

2. IKBY'nin 25 Eylül 2017 tarihinde düzenleyeceğini açıkladığı referandumun gayrimeşru niteliği ve kabul edilemezliği bir kez daha belirtilmiştir.

Türkiye'nin milli güvenliğini doğrudan tehdit eden bu adımın, Irak'ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğü ile birlikte, bölgenin barış, güvenlik ve istikrarı için de tehdit oluşturan vahim bir yanlış olduğu kuvvetle vurgulanmıştır.

IKBY yönetimi, vakit varken referandum kararından vazgeçmeye davet edilmiştir. Bu takdirde, Irak Merkezi Hükümeti ile IKBY arasındaki meselelerin görüşmeler yoluyla ve anayasal temelde çözüme kavuşturulması için Türkiye'nin elinden gelen katkıyı yapmaya hazır olduğu kaydedilmiştir.

Kuzeyiyle birlikte tüm Irak'ın; Araplar, Kürtler, Türkmenler, Ezidiler, Keldaniler, Süryaniler ve diğer toplumsal gruplardan oluşan çoğulcu yapısının, ancak ülkenin toprak bütünlüğü temelinde korunabileceği belirtilmiştir.

Türkiye'nin yanı sıra, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Uluslararası Toplum ve Irak Merkezi Hükümetinin de kabul etmediği bu yanlışta ısrar edilmesi halinde, Kuzey Irak'la birlikte bölgemizin tamamına zarar verecek vahim sonuçların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğu ifade edilmiştir.

Tüm ikazlarımıza rağmen bu referandumun yapılması halinde Türkiye, ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını mahfuz tutar.