Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, ittifak görüşmeleri de kızıştı. AKP’nin attığı adımlar, Mehmet Metiner’i endişelendirdi.

“Yeni Şafak’taki köşesinde, AKP’ye uyarılarda bulunan Metiner, Testi kırıldıktan sonra söylenecek sözlerin de, atılacak tokadın da pek bir hayrı olmaz, biline” ifadelerini kullandı.

Bu süreçte “iki şeye” dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Metiner, “Birincisi, yaltaklanan insanlara. Zira yalaka ve yaltaklanan insanlardan kimseye hayır gelmez. İkincisi, kendinden başka herkese atıp tutan itibar suikastçılarına. Zira bu karakterde olan insanlar bu huylarını herkese karşı tehlikeli biçimde sürdürürler. Bu iki insan tipi girdiği her yeri çürütür ve türlü fitnelere sebebiyet verir. Bu tür insan tipleri asla emin-güvenilir değildir. Vakti zamanı geldiğinde el öpüp yaltaklandığı insanlara ihanet etmekte de hiçbir sakınca görmezler. Yola emin insanlarla çıkmak lazım. Hele de mücadelenin çok sert ve çetin geçeceği bu konjonktürde" İfadelerini kullandı.

"AK PARTİ AÇISINDAN PEK DE HAYIRLI OLMAZ"

“Sahada ve gönüllerde yeri olmayanların listelerde de yeri olmamalı” diyen Metiner, AKP’nin ‘ummadığı sonuçlarla karşı karşıya kalabileceğini’ söyledi.

Metiner ayrıca şu ifadeleri kullanarak partisine uyarılarda bulundu:

“O yüzden diyorum ki, 3 dönem kuralı mutlak surette uygulanmalı. 4 ve 5 dönemdir vekillik yapanlar kesinlikle liste dışı bırakılmalı. Kuralın istisnası olursa, kurala ve kuralın uygulayıcılarına güven ortadan kalkar. Bunun sonuçları da dramatik olur. Bir de milletin istemediği isimler zinhar aday gösterilmemeli, milletin adamlarıyla yol yürünmeli. Bu konuda gösterilecek ihmalkârlık veya zaaf, AK Parti açısından pek de hayırlı olmaz.”

KÜRT SEÇMENLERE İLİŞKİN TAVSİYE VERDİ

AKP'li Metiner, Kürt seçmenlerle ilgili olarak da partisine şu tavsiyelerde bulundu:

"AK Parti’nin hem kendi içindeki Kürtleri tutabilmek, hem de itikatta AK Partili ama amelde HDP’li olan sözünü ettiğim Kürtleri kazanabilmek için yapacağı iki şey vardır: Kürtlerin dilleriyle ilgili meşru taleplerini o kuşatıcı-birlikçi anlayışı çerçevesinde karşılayacak bir duruş sergilemesi, PKK/HDP dolayısıyla kimi çevrelerde beliren Kürtlere yönelik ötekileştirici dili kıracak birlikçi ve eşitlikçi kardeşlik anlayışını öne çıkartması ve Kürtlerin asıl partisinin AK Parti olduğunu gösterecek bir temsili görünür kılması. Bu temsil ne kadar gerekliyse, temsili sağlayacak siyasi aktörlerin öncelikle Kürtler ama bir o kadar da Türk toplumu nezdinde de itibarı da bir o kadar önemlidir. Aksi takdirde kaş yapayım derken göz çıkartılabilir. Dindar veya dindar olmayan ama her halükârda ayrılıkçı-bölücü taleplere karşı olan Kürt sosyolojisinin temsil talebini karşılayacak aktörlerle yol yürünmezse, başka bir deyişle, bu sosyolojide karşılığı olan isimlerle yol yürünmezse, HDP’ye ve HDP üzerinden Kürt inkârcısı bir partinin CB adayına Kürt vatandaşlarımız itilmiş olur ki bunun manevi vebali ağır, siyasi sonuçları da yıkıcı olur.

Diyeceğim o ki, Kürtler her anlamda ve her düzeyde AK Parti’ye baktığında “İşte benim partim bu!” diyebilmeliler.

“Biz farklılıklarımızla birlikte Türkiye’yiz!” mottosu, dediğim çerçevede ete kemiğe büründürülürse Reis’in milletteki karşılığının aynısı AK Parti’ye de yansır.

Başka türlüsüne dair söz söylemek gönlüme ağır gelir.

Dost acı söyler ama hakikati söyler.

Testi kırıldıktan sonra söylenecek sözlerin de, atılacak tokadın da pek bir hayrı olmaz, biline."