TCK 25; Bir kimsenin, kendisinin veya bir başkasının herhangi bir hakkına (can, mal, ırz) yönelen bir saldırıyı ortadan kaldırmak amacıyla, saldırıyı def etmek amacıyla, saldırı ile orantılı biçimde, saldırı sürerken, saldırıya verdiği karşılıktır.

Yasal tanımdan yola çıkarak meşru müdafaa hakkının koşulları:

Bir saldırı olacak.

Bu saldırı devam ediyor olacak (devam eden veya tekrarı muhakkak olan)

Orantılı karşılık verilecek.

Saldırı, insandan kaynaklanıyor olacak (fail insan olacak)

Failin akıl hastası, küçük yaşta birisi olmasının önemi yoktur.

Fail belirli olacak.

Saldırı başka bir şekilde bertaraf edilemeyecek. (saldırıya uğrayana kaçma yükümlülüğü yüklenemez)

Tehlike muhakkak olacak (savunma yapılmazsa, muhakkak bir ölüm/yaralanma/ ırza tecavüz tehlikesi olacak)

Kişi, kendi hareketiyle saldırıya sebebiyet vermişse dahi meşru müdafaa hakkına sahiptir.

Meşru müdafaaya karşı meşru müdafaa olmaz. (Meşru müdafaada bulunan kişinin hareketi zaten hukuka uygun olduğu için, bu harekete karşılık verilmesi amacıyla meşru müdafaaya gidilemez.)

Saldırının üçüncü kişiye yönelmesi de herhangi bir kişiye meşru müdafaa hakkı verir.

Kişinin, yasalarla belirlenen tüm hak ve özgürlükleri, herhangi bir nedenle tehlike altına girmişse, kendisine, yasal sınırlar dışında bir eylem yapılıyorsa, şiddet ve baskı görüyorsa, yaşamı tehdit altındaysa, meşru müdafaa hakkına sahiptir, bu hakkını kullanma nedeniyle herhangi bir cezai işlem görmez!

Bu hak ayrımsız biçimde tüm insanlara aittir ve evrensel bir haktır!

Bu hak, insanların yaşadığı toplum içerisinde, haksızlığa/saldırıya uğradığı kişi ya da kişilerin sivil veya resmi olmasına, saldırganın resmi görevli olup olmamasına, yetkilerine veya rütbesine göre değişmez, değiştirilemez!

Buna polisin/jandarmanın orantısız saldırısını def etmek de dahildir. Çünkü, polisin ve jandarmanın toplumsal olaylarda müdahale hakkını hangi koşullarla kullanabileceği yasalarda açıkça düzenlenmiştir. Kolluk güçleri bu sınırı aşmışsa, saldırı sınırı aşan kısmı püskürtecek oranda savunma hakkı kullanılabilir.

Emniyet güçlerinin görevlerini yaparken kendilerine verilen yetki ve sorumluluklar yasalarla belirlenmiştir. Bu yetki ve sorumlulukları yerine getirirken, kendilerine koyulan sınırlar dahilinde davranmak zorundadır.

Yetkilerini kişisel çıkar, hırs, öfke ve nefreti için kullanamazlar!

Kendilerine verilen yetkiler halka hizmet içindir, halka üstünlük kurmak için değildir!

Bütün bunlar gerek evrensel hukukta gerekse de devlet hukukunda ayrıntılı bir şekilde tarif edilmiş olup, insan yaşamını ve haklarını korumaya ve garanti altına almaya yöneliktir.

Bu hakkın kullanımı için etnik kimlik, dil, din, ırk, mezhep veya kişisel farklı özellikler gerekli değildir, ayrımsız tüm insanlara aittir.

Güvenlik güçleri, herhangi bir nedenle, kendilerine verilmiş bir görevi yerine getirirken, uygulama yapacağı kişiler kesin bir şekilde suçları ispatlı olsalar dahi, insan olmalarından kaynaklı kişisel haklarını çiğneyemez.

Hakaret edemez!

İşkenceye yönelik şiddet uygulayamaz!

Arama yaparken çırılçıplak soyamaz!

Çırılçıplak soyup fotoğraflarını çekerek tüm dünyaya teşhir edemez!

Yapmışsa ve yapıyorsa suçtur, suçludur, yargılanmalıdır. Bu uygulama karşısında kişinin/kişilerin meşru müdafaa hakkı vardır ve bu hakkı kullanmak istediklerinde, sonuçlarından dolayı cezalandırılamazlar!

Eğer güvenlik güçleri size, hangi sebeple olursa olsun, orantısız biçimde şiddet uyguluyorsa, yetkileri dışında davranıp kaba kuvvet kullanıyorsa, hakaret ediyorsa yine bu hakkınızı kullanabilirsiniz.

Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Şapatan köyünde yaşıyorsunuz. 6 Ağustos 2017 tarihinde köyünüze yaklaşık 300 özel hareket polisi baskın düzenledi.

Hakaret ettiler.

Kötü muamelede bulundular.

Tehdit ettiler.

İşkence ettiler.

Gözaltına aldılar.

Olay anında bu hakkınızı kullanabilirsiniz!

Kullanma hakkınız var ancak, asıl soru, karşınızda yetkisini devletten almış silahlı güçler var. Bu hakkınızı nasıl kullanabilirsiniz?

Hukukun işlemediği/işletilmediği, hukuki kimliklerin rehin tutulduğu, muhalefetin suçlu ilan edildiği, eğitim sisteminin eğitimsizleştirildiği, doğanın katline ferman verildiği, bir kimliğin tüm kimliklerden üstün geldiği ortamda, meşru müdafaa hakkı kullanılabilir mi ve nasıl kullanılabilir?

Bu sorunun cevabını, bu yazıyı okuyabilen her insan bilir!

Bilir de, uygulayabilir mi?