Gürpınar ilçesine bağlı Yurtbaşı mahallesinde yapılmak istenen mermer ocağına karşı çıktıkları için dün asker ve korucuların üzerlerine kurşun yağdırdığı köylüler, jandarmanın kendilerine “Sizi bu köyden çıkarttıracağız. Burada yaşamayacaksınız. Bu köyde barındırtmayız” dediğini belirtti. 

Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Yurtbaşı (Şêxan) mahallesinde yapılmak istenen mermer ocağına karşı çıktıkları için dün asker ve korucular tarafından üzerlerine kurşun yağdırılan yurttaşlar, bir şirketin karı için yaşam yerlerine müdahale edildiğini ve göçe zorlandıklarını söyledi. Yüzlerce askerin mahalleye yığdırıldığını belirten köylüler, darp edildiklerini, gözaltına alındıklarını ve 40’a yakın ahırın askerlerin denetiminde yıkıldığını dile getirdi. Mahalleliler, üzerlerine sıkılan kurşunların boş kovanlarını toplayarak, köy meydanında sergiliyor.

‘MERMER OCAĞI KURULURSA YAŞAYAMAYIZ’

Dindar Karataş'ın Mezopotamya Ajansı'nda yer aşan haberine göre, mahallilerden Hilal Batuğ, mermer ocağının köylerinde 2006 yılında faaliyete geçtiğini ancak karşı çıktıkları için kapandığını, son iki aydır bir kez daha çalıştırılmak istendiğini kaydetti. Mermer ocağının kurulacağı alanda hayvanların ahırı olduğunu belirten Batuğ, kurulacak ocağın vereceği zararlardan göç etmek zorunda kalacaklarına dikkati çekti. Zehirlenmek istemediklerini ifade eden Batuğ, “Mahallemize gelen jandarma ve korucular eşliğinde ahırlarımız yıkıldı. İnsanlarımız mağdur edildi. Buna karşı çıkan insanlara ateş açtılar, gaz bombaları attılar. Burada ocak kurulursa yaşayamayız. Devlet bize bir çare bulmalıdır” dedi.

İNSANLAR DARP EDİLDİ

Mahalleli Sıdık Bilek (75), yaşamının tümünü burada geçirdiğini ve geri kalan ömrünü de burada geçirmek istediğini söyledi. Bilek, yaşam alanlarını korumaya çalıştıkları için dün kendilerine binlerce kurşun sıkıldığını vurguladı. Bilek, “Askerlere ahırlarımızı yıkmamaları için ricada bulundum ancak dinlemediler. Sonra da gözaltına aldıklarını zırhlı araç içerisinde darp etmişler. Biz bu mermer ocağını istemiyoruz” diye konuştu. 

‘BURADA YAŞAMAYACAKSINIZ’ 

Dün zulüm yaşadıklarını anlatan mahalleli Cevdet Yücel de, “Jandarmaya neden bize bunu yaptıklarını sorduğumuzda ‘Sizi bu köyden çıkarttıracağız. Burada yaşamayacaksınız’ dediler. Ahırlarımızı valilik ve kaymakamlıktan alınan izinle yıktılar. Biz mermer ocağını istemiyoruz. Bu ocağın ÇED raporu da zaten sahtedir. Şirket gelirse biz burada yaşamayız. Burada darp edildik, çocuklarımızın kafaları kırıldı. Biz bunu zulüm olarak görüyoruz. Biz başka bir ülkeden buraya gelmedik burası bizim. Bu zulmü bize yapmasınlar” diye belirtti. 

‘HAYVANLAR İÇERİDEYKEN YIKTILAR’ 

Mahalleliye haber verilmeden ahırlarının kapıları kırıldığını ve hayvanlar içerideyken yıkımın başlatıldığına dikkati çeken Ümit Yücel de, uğradıkları hakaretlere ilişkin “Biz bu ülkenin insanı değil miyiz?” dedi. Yücel, şöyle devam etti: “Bize zülüm yapıldı. Ateş açıldı. Gaz bombaları atıldı. Kurşunlardan korunmak için taşların arkasına sığındık, kendimizi yere attık. Ahırlarımız yıkıldığından dolayı hayvanlarımı ekmek pişirdiğim tandır evine, kuzularımı komşuların ahırına koymuşum. ‘Siz bu köyden çıkacaksınız’ dediler. Biz mahallemize gelmelerini istemiyoruz.”

‘TERK ETMEYECEĞİZ’

Rojbin Yücel de, hamile olan yengesinin askerlerin itmesi sonucu düşük riski olduğunu, amcasının da darp edildiğini belirterek, şunları dile getirdi: “Hayvanlarımız öldürüldü ve bazıları da yaralandı. Askerler bize taş atmaya başladı. Ben bayıldım. Yıkılan ahırlarımızda dolayı hayvanlarımız ölüyor. Askerler ellerini kelepçelediği amcam ve kuzenimi gözümün önünde yere atarak silah dipçikleri ve tekmelerle darp ettiler. Biz burayı terk etmeyeceğiz.” 

‘GÖÇE ZORLANIYORUZ’

Sürece dair bilgi veren Sevda Yücel de, şunları kaydetti: “Geldiler ve hiçbir şey demeden yıkıma başladılar. Karşı çıktığımızda darp edildik. İnsanlar, ‘Neden geldiniz?’ diye sorduğunda kelepçelenip gözaltına alınıyordu. Ellerinde demir sopalar vardı. Darp ediyorlardı. Yaralanan insanlar oldu. Bu hukuksuzluk ve haksızlıktır. Bize bunu yapmasınlar. İnsanlar burada tek geçim kaynağı olan hayvanlarını mecburen satacak. Mermerler köyün içerisinde çıkarılacak. Peki, insanlar burada nasıl yaşasın. Buradaki amaç bizi göçe zorlamak. Komutan, ‘Sizi bu köyde barındırtmayız’ diyordu. Kelepçe vurmak ve gözaltına almak ile tehdit ediyorlardı. Biz mermer ocağı istemiyoruz. Direnmeye devam edeceğiz.”