Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararını açıkladı. Buna göre; yüzde 19'luk politika faizi 100 baz puanlık indirimle yüzde 18'e düşürüldü. Merkez Bankası'nın faiz indirim kararı ardından bugün 8,68'le güne başlayan dolar sert yükselerek, 8,80 seviyesini aştı.

Merkez Bankası'nın en son faiz indirimi ise 22 Mayıs 2020'deki Murat Uysal'ın başkanlık ettiği PPK'da alınmış, politika faizi yüzde 8.75'ten 8.25'e indirilmişti.

"YENİ VARYANTLAR AŞAĞI YÖNLÜ RİSKLERİ CANLI TUTMAKTADIR"

Merkez Bankası Para Politikası Toplantısı (PPK) metninde ise aşılamanın küresel ekonominin toparlanmasına destek verdiğini ifade ederek şu ifadelere yer verildi:

"Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir. Bununla birlikte, aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.
Küresel talepteki hızlı toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir."

ÇEKİRDEK ENFLASYON

TCMB Geçtiğimiz aylarda faizin enflasyon üzerinde tutulacağı ifadelerine yer verirken, TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu yaptığı son açıklamalarında " küresel Merkez Bankları'nda  para politikası oluşturulurkençekirdek enflasyon emsal alınır" ifadelerini kullanmıştı. PPK metninde çekirdek enflasyona ilişkin şu ifadeler yer aldı:

"Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir.

Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için makroihtiyati politika çerçevesi güçlendirilmiştir.

Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ve politika faizinde indirim yapılmasına karar verilmiştir.

"GIDA FİYATLARI ENFLASYON ÜZERİNDE ETKİLİ OLMAKTADIR"

PPK metninde enflasyona ilişkin şu ifadelere yer verildi:

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir.

Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için makroihtiyati politika çerçevesi güçlendirilmiştir.

Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ve politika faizinde indirim yapılmasına karar verilmiştir.

"ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞ SAĞLANANA KADAR TÜM ARAÇLAR KARARLILIKLA KULLANILACAKTIR"

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır."