Eski AKP milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, "Didem Arslan Yılmaz'la Vazgeçme" programına telefonla bağlanan Türkan Taşçı’ya "Halayla bir konuşun, doğru düzgün Türkçe konuşsun, burası Türkiye Cumhuriyeti. O dili bilmiyoruz. Bilsek anlayacağız da konuşacağız da bilmiyorum" diyen ve Taşçı’yı programdan alan Didem Arslan Yılmaz'ı eleştirdi.
“Bu ülkenin Kürtçe konuşan vatandaşına ‘Burası Türkiye Cumhuriyeti’ diye ünlenen, dahası ve en fenası o vatandaşı adeta azarlayan ve aşağılayan biri kendisine gelen tepkiden sonra ne anlatırsa anlatsın benim için boştur” diyen Metiner, Yılmaz’ın dışlayıcı ve aşağılayıcı tavrına “Burası Türkiye Cumhuriyeti” ibaresini kalkan yaptığını yazdı, “Sahi, bir insan bu ülkenin bir başka insanına “Burası Türkiye Cumhuriyeti” deme gereğini niye hisseder?” diye sordu.
Türkiye Cumhuriyeti’ni sadece Türkçe konuşan vatandaşların devleti/ülkesi/vatanı gibi telakki eden bir anlayış bana göre bu devletin/ülkenin/vatanın birliğine kasteden bir anlayıştan farksızdır.
Soruyorum: ‘Burası Türkiye Cumhuriyeti’ olunca ne oluyor veya ne olması gerekiyor? Bazı kişi ve çevrelerin kendilerine bir imtiyaz alanı açmak için kullandıkları bu cümle, en dibinde, bu aziz vatanın öz be öz sahiplerini ‘gayrı-yabancı’ gibi görme bölücülüğüne yaslanıyor. O beyler ve bayanlar bu ülkeyi sadece ve yalnızca kendilerine mi, yani kendilerince ‘Türk’ diye tesmiye ettikleri bir topluluğa mı ait görüyorlar?