Zaman gazetesinin Kürt şair yazarı Bejan Matur, bugün CNN Türk'te Medya Mahallesi'ndeydi.

 

Ayşenur Arslan'ın sorularını yanıtlayan Matur 4 gün önce geldiği Uludere gözlemlerini izleyicilerle canlı yayında paylaştı.

 

Zaman gazetesindeki son yazısını Uludere Katliamının yaşandığı gün yazan, ardından da gazetesi ile yollarını ayıran Matur, "Türkiye'nin 11 Eylül'ü" diye tanımladığı Uludere Katliamı sonrası gazetesinden ayrılma nedenlerini de anlattı.

 

İşte Medya Mahallesi'nin Ayşenur Ablası'nın sorduğu sorular ve Matur'un yanıtları:

 

YAZDIKLARIMIZ OLUP BİTENE ETKİ ETMİYOR

Zaman gazetesinde yazıyordun. Uludere olayından sonra artık yazamayacağını söyleyerek gazeteden ayrıldın. Seni hangi duygu ya da düşünceler bu karara itti?

Zaman'da en son yazımı Uludere yaşandığı gün yazdım. Zaman içinde benim ara verdiğim, yazmak istemediğim, devam etmek istemediğim zamanlar oldu. Ama bazı şeyler birikiyor. Bazı şeyler de... Bir tür tetikleyici etkisi oldu Uludere olayının. Genel olarak sıtkım sıyrıldı diyelim. Bir duygusal kırılma yaşadım. Yazı yazmanın, söylediklerimizin aslında olup bitene çok da etki etmediğini, gerçeğin değiştirmediğini, masumların ölmeye devam ettiğini gördüm.

 

ZAMAN'DA YAZMAMIN BİR ANLAMI VARDI

Ben Zaman'da yazmamın bir anlamı olduğunu düşünüyordum. Benim orada yazmamın bir etkisi de olduğunu düşünüyordum. Oldu da. Ama artık bizim gibi insanların, ön yargısı olmayan insanların durabileceği bir ara alan yok. Çok kutuplaşmış bir medya var. Sözünüzün nerede söylendiğinin de bir anlamı var. Kişisel olarak ancak bu kadarını söyleyebilirim. Ve ara vermeye karar verdim.

 

Daha yeni Uludere'den, Roboski'den geldin. Biraz genel bir izlenim anlatır mısın?

Dört gün önce Hollanda'dan gelen bir ekiple belgesel çekimi için gitmiştik. Oradakiler, rencide olduklarını düşünüyor, dışlanmışlık hissi var. Devletin bir sorumluluk hissedip sorumluları yargılamasını, özür dilemesini bekliyorlar. Başbakan henüz gitmedi, eşini gönderdi. Sorumlu her kimse bize çıkartıp göstersinler, biz devlet olarak bunun hesabını soracağız desinler isteniyor. Acıları hala çok taze. Her perşembe mezarları başında dualar okuyorlar. Ölülerini bırakırsak, unutursak haksızlık ederiz diyorlar. Devletten, hesap sorması için beklerken o kadar samimiler ki. Devlet orada yok, sadece tankı, topu, helikopterleri ve arada gökyüzünden geçen F16'larıyla var. (Gazeteciler.com)