Türkiye’nin tanınmış gazetecilerinden Hasan Cemal ve şair-yazar Bejan Matur İngiliz parlamentosunda düzenlenen ‘Türkiye’ konulu bir panelde konuştular. Oldukça kalabalık bir katılımın gerçekleştiği toplantıya Bejan Matur’un “35 kişinin F16 uçaklarının bombardımanı sonucu yaşamını yitirdiği Uludere olayı Türkiye için bir milattır. Bir trafik kazası olsa Başbakan ve bütün kabinesi orada hazır bulunur, acıları paylaşırdı. Uludere olayında aynı duyarlılığı göstermediler, Uludere Türkiye’nin 11 Eylül’üdür’ sözleri damgasını vurdu.

Londra merkezli Centre for Turkey Studies and Development - CTSD (Türkiye Araştırmaları ve Kalkınma Merkezi’nin) düzenlediği ‘Türkiye’ konulu toplantılar serisinin davetlisi olarak İngiltere’ye gelen Hasan Cemal ve Bejan Matur parlamentoda Türkiye’nin demokratikleşme, Kürt sorunu ve yeni anayasa gibi gündem maddelerine yönelik değerlendirmelerde bulundular. İşçi Partili milletvekili Meg Hillier’in ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya 150 dolayında politikacı, profesyonel, öğrenci ve akademisyen dinleyici olarak katıldı.

Türkiye Araştırmaları ve Kalkınma Merkezi direktörü İbrahim Doğuş'un başkanlığında gerçekleşen toplantıda ayrıca Milletvekili Meg Hillier, Milletvekili ve parlamento içişleri komisyonu başkanı Keith Vaz, Milletvekili Eric Joyce konuşmacı olarak katılırken, Lord Hylton, Lord Maçginnis, Lord Alderdice, Baroness Hooper ile milletvekili Siobhain Mcdonagh ise dinleyici olarak katıldılar.

Toplantıya Türkiye’nin ‘manik-depresif bir ülke olduğu sözleri ile başlayan Hasan Cemal, AKP Hükümetinin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana önemli ilerlemeler sağlamasına rağmen başta Kürt sorunu olmak üzere kritik alanlarda yetersiz kaldığını söyledi. Özellikle bir süre önce yaşanan Uludere katliamı başta olmak üzere yaşanan son gelişmelerin umutsuzluk yarattığına işaret eden Cemal, barışa giden yolun açılabilmesi için eylemsizlik kararı alınmasını ve silahların susması gerektiğini vurguladı. PKK’nin silahlarını bırakmasının devletin giderek sertleştirdiği güvenlik politikalarını sona erdirmesi kadar önemli olduğunu kaydeden Hasan Cemal sözlerini şöyle sürdürdü: “ 2009 yılında Kürt açılımı ile Kürt sorununun çözümü noktasında tarihi adımlar atan AKP hükümeti, son aylarda ciddi bir tavır değişikliğine gitti. Sorunu daha da geren bu tavır kadar PKK’nın da Siirt, Kumrular olayları gibi eylemleri de, sorunun karamsar bir hal almasına yol açıyor. Ancak unutulmamalı ki, Türkiye’de Kürtler ve Türkler barış olgunluğuna ulaşmıştır. Diyarbakır’daki Kürtler de şiddetten bıktığını her fırsatta dile getiriyor. Bunun için ilk adım parmakların tetikten çekilmesidir. Silahların bırakılması barışı hemen getirmeyebilir; Kuzey İrlanda örneğinde olduğu gibi bu süreç 7-8 yıl sürebilir. Ancak bu yola başvurmak daha fazla kan dökülmesini engelleyecek en etkili yöntemdir. Bir süre önce ortaya çıkan, devlet yetkilileri ve PKK yöneticilerinin bir masa etrafında oturduklarını gösteren, Oslo görüşmeleri önemli bir adımdı; yeniden başlayabileceği konusunda iyimserim” diyen Hasan Cemal konuşmasında tanıştığı Siverekli bir öğrencinin “Barış bazen gelir gibi olurken kayboluyor, uzaklaşırken de gelir gibi oluyor. Üzülüyorum” sözlerini aktardı.

ULUDERE TÜRKİYE İÇİN BİR MİLAT

Lordlar Kamarası üyesi Lord Hylton ile Baroness Hooper’in yanısıra İşçi Partili milletvekilleri Keith Vaz, Siobhain Mcdonagh ve Eric Joyce’unda yer aldığı toplantının diğer konuşmacısı Bejan Matur’un özellikle Uludere olayına ilişkin değerlendirmeleri ilgi çekti. Katliam olarak nitelendirdiği Uludere olayının Türkiye ve Kürt sorunu için bir milat olduğunu savunan yazar, “Uludere Türkiye'nin 11 Eylül'üdür" dedi.

Geçmişte yaptığı ve toplumu derinden etkileyen konuşmalarda ‘Analar ağlamasın’ mesajı veren Başbakan’ın özür dilemek bir yana hesap sorulması beklenen Genelkurmay Başkanı’na teşekkür ettiğini hatırlatan Matur “ Bütün karamsar tabloya rağmen sorunun çözülebileceği konusunda iyimserim. AKP Hükümeti pragmatist bir politika izliyor. Sorunun çözümünün kendilerine avantaj sağlayabileceğine inandıklarında bu doğrultuda adım atabilirler” dedi.

İşçi Partili milletvekili Meg Hillier de konuşmasında seçim bölgesinde çok sayıda Türkiyeli yaşadığını dile getirerek, Türkiye'nin barışa kavuşmasını umut ettiğini belirtti. Milletvekili Keith Vaz ise Türkiye Araştırmaları ve Kalkınma Merkezine gerçekleştirdiği önemli çalışmalardan dolayı teşekkür ederek, Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri sürecinde demokratikleşme konusunda önemli gelişmeler yaşandığını, temel hak ve özgürlükler konusunda var olan eksikliklerin giderilmesinin ise büyük önem taşıdığını belirtti.

İşçi Partili bir diğer milletvekili Eric Joyce ise, Türkiye'de düşünce özgürlüğü önündeki engellerin, özelliklebde giderek artan sayıdaki gazeteci tutuklamalarının kendisini son derece rahatsız ettiğini dile getirerek, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması konusunda hükümete çağrıda bulundu.

DEMOKRAT HABER