Ahmet Hakan, KCK İddianamesi'nde adının geçmesinin ardından yazdı: "Eskiden de çamur atılıyordu ama hiç olmazsa bir parça 'inandırıcılık kaygısı' falan güdülüyordu."

 

Geçtiğimiz günlerde Taraf ve Akşam gazetelerinde yayınlanan bir haberde KCK İddianamesi’ndeki bilgiler denilerek Gazeteci Ahmet Hakan’ın, sık sık KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ı telefonla arayarak ‘şöyle yapsanız iyi olur, böyle yapsanız iyi olur’ şeklinde direktifler verdiği ve önerilerde bulunduğu yer aldı.

 

ANDIÇ SKANDALI

1998’de yakalanan PKK'nin üst düzey yöneticilerinden Şemdin Sakık'ın soruşturma zabtına, yalan ifadeler eklenerek basına sızdırılmasıdır.

 

Çevik Bir ve Erol Özkasnak'ın gönderdiği sahte belgeye göre Sakık’ın ifadesinde bazı gazetecilerin ve sivil toplum kuruluşlarının "para karşılığı PKK’ye destek verdikleri" iddia edilmişti. Sabah gazetesi sahibi Dinç Bilgin başta olmak üzere bazı medya patronları adı geçen gazetecilerin işine son verdi. Bu gazeteciler arasında Kürt sorununda devletin resmi politikasına uyum göstermeyen Cengiz Çandar, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Mehmet Barlas, Mehmet Ali Birand gibi gazeteciler bulunuyordu. Bu kişilerden Cengiz Çandar'ın yazıları durdurulurken; Mehmet Ali Birand, Sabah'tan atıldı ve Show TV'deki 32. Gün programı yayını askıya alındı. Belgede adı geçen Akın Birdal ise suikasta uğradı. Birdal suikasttan ağır yaralı olarak kurtuldu.

 

Daha sonra bu belgenin Çevik Bir ve Özkasnak tarafından "Andıç" adı verilen bir yazıyla hazırlandığı anlaşıldı. Belgenin Genelkurmay'ın bir andıçı olduğunun anlaşılmasıyla beraber olay hakkında hiçbir komutandan açıklama gelmedi. Olaydan 11 yıl sonra belgenin sahte olduğunun anlaşıldığı dönemde 2. Başkan olan orgeneral Yaşar Büyükanıt, 32. Gün programında Mehmet Ali Birand'ın sorusu üzerine "Evet hata idi..." açıklaması yapmıştır.

 

AHMET HAKAN SORDU: BU NE ŞİMDİ?

 

KCK İddianamesi’nde adım geçiyormuş.

Şu şekilde:

“Gazeteci Ahmet Hakan, sık sık KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ı telefonla arıyor ve ‘şöyle yapsanız iyi olur, böyle yapsanız iyi olur’ şeklinde direktifler veriyor ve önerilerde bulunuyordu.”

Bu haber Akşam ve Taraf gazetelerinde yer aldı.

İki gazete de “KCK İddianamesi”nde geçen bu iddiayı haber olarak verdiler.

* * *

İddiayı ilk duyduğumda güldüm.

Çünkü “deli saçması”ndan ibaretti.

Ve şöyle dedim:

Eskiden de çamur atılıyordu ama hiç olmazsa bir parça “inandırıcılık kaygısı” falan güdülüyordu.

Oysa bu çamurda, inandırıcılık kaygısı falan bir tarafa bırakılmış. Sallanmış yani...

İddianame’yi kaleme alan eller de bu sallamanın önüne arkasına bakmadan dayamışlar.

Bu ne şimdi?

“Andıç” değil mi?

Şemdin Sakık İddianamesi’nde “Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand PKK’dan para alıyordu” diye yazmak ile KCK İddianamesi’ne “Ahmet Hakan, Murat Karayılan’a direktif veriyordu” diye yazmak arasında “çamur atmak” açısından ne fark var?

Birincisine “andıç” diyorsak, ikincisine ne diyeceğiz?