Gazeteci İsmail Saymaz, dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz davasının il dışında görülmesi yönünde görüş belirtmesini haberleştirdiği için kendisine mail yoluyla hakaret ve tehditler yağdıran Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna'ya radikal.com.tr üzerinden yanıt verdi.

Saymaz, "Vali Tuna'ya yanıtımdır: Yerin altında Ali İsmail var", başlıklı cevabında, kendisine, "Ama siz zaten hem savcı, hem hakim, hem avukatsınız. Müebbet bile sizi kesmez," diyen Vali Tuna'ya, "Ben sadece gazeteciyim. Görevim, sormak." dedi ve "Verdiğim 'rahatsızlıktan' ötürü çok huzurluyum." diye devam etti.

İşte İsmail Saymaz'ın Vali Tuna'ya o yanıtı:

Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, gecenin bir yarısı gönderdiği e-mailde bana, "Oğlum" diyor, "Yine rahat durmuyorsun?" Vali Tuna'nın 'rahatını' kaçıracak ne yapmış olabilirim?

O, “Kendi arkadaşlarına bile zarar verip onu polis yaptı süsüne büründürmeye çalışan gruplar oldu” demişti. Bunu CNNTürk’te canlı yayında dile getirmişti.

Ben, sadece üzerime düşeni yaptım. Bir kuytuda gençleri döven coplu ve gaz maskeli sivil polislerle eli sopalı sivilleri gösteren kamera kayıtlarını yayınladım. Görüntülerde 20 dakikanın kayıp olduğunu yazdım. Otel sahibiyle konuştum, ilk şüphelinin fırıncı olduğunu duyurdum.

Sonra Vali Tuna ile görüştüm.

Tuna, benimle yaptığı görüşmede, CNNTürk’teki açıklamasını tevil etti; “Ben İstanbul ’u kasttettim” dedi. Bu açıklamayı bire bir yayınladım. Yine aynı görüşmede Tuna, “Olaya siviller karışmış olabilir” dedi.

Ben Ali İsmail’in ölümünden hemen önce alınmış ifadesini buldum. Ali İsmail, son ifadesinde, “5-6 kişilik grup ellerindeki sopalarla bana saldırdı” diyordu. Sonra Ali İsmail’e polis tarafından tekme atıldığı anın resmini buldum.

Sanıkların ifadelerine ulaştım. Bir sanık, “Biz devletin polisine yardım ettik” diyordu.

Sonra Ali İsmail’in dövüldüğü anın kamera görüntülerine ulaştım.

Vali Tuna’nın argümanları çökmüştü.

Çabam bu kadarla kalmadı.

Görüntüleri kurtarmakla yükümlü bilirkişinin cinayeti açığa çıkaran kaydı sildiğini, Beşik Otel’e giren polisin güvenlik kamerasını kapattırmış olabileceğini, “sözlü talimatı veren” kişinin araştırılmadığını yazdım. En son, Tuna’nın Ali İsmail Korkmaz Davası’nın Eskişehir dışında görülmesini bildiren görüşünü haberleştirdim. Mahkemeye yolladığı yazısında Tuna, Gezi Parkı gösterilerini, Korkmaz için adalet isteyenleri ve hatta avukatları “örgüt bağlantılı” olmakla suçluyordu. Sanırım, Tuna için bardağı taşıran damla bu oldu.

Son üç ayda Ali İsmail hakkında onlarca haber yazdım. Tek bir haberimin tek harfi bile yalanlanmadı. Tek bir iddiam bile çürütülmedi. Aksine, yayınladığım görüntüler sonrasında bakanlar ve iktidar partisine mensup milletvekilleri dahi açıklama yaptılar.

Vali Tuna, gönderdiği e-mailinde, “Ama siz zaten hem savcı, hem hakim, hem avukatsınız. Müebbet bile sizi kesmez” diyor.

Ben sadece gazeteciyim.

Görevim, sormak...

Örneğin, Eskişehir’de, 2-3 Haziran akşamında 40 kadar polisi “sözlü talimat” ile görevlendiren kimdi?

Vali Tuna, bu emri veren kişiyi saptadı mı?

Eskişehir’deki 11 ayrı iş kamerasında sopalarla koştukları görülen polisler açığa alındı mı?

Bir amir hakkında işlem yapıldı mı?

Benim görevim, bu soruların yanıtlarını aramak...

Vali Tuna, bu soruları yönelttiğim için “Yerin altı da var, unutma” diyor.

Biliyorum,

Yerin altında Ali İsmail var.

Bu ülkenin karanlık bir sokağında zorbaca öldürülmüş bir çocuk yatıyor, yerin altında.

O yüzden soruyorum.

Verdiğim “rahatsızlıktan” ötürü çok huzurluyum.