Sabahatti Ali'nin kızı, akademisyen Prof. Dr. Filiz Ali Söz Sende'de Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı. Türkiye'nin ilk faili meçhul cinayetine kurban giden babası Sabahattin Ali'yi anlattı. Filiz Ali, babasını anlatırken duygulandı, zaman zaman gözleri doldu.

 

KILIÇDAROĞLU GERÇEĞİ SÖYLEDİ BABAMI CHP ÖLDÜRDÜ

Kemal Kılıçdaroğlu, "Sabahattin Ali'yi CHP öldürdü" dedi. Balçiçek İlter, Filiz Ali'ye Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerini hatırlatınca Filiz Ali, önce duraksadı, gülümsedi ve şöyle cevap verdi: "Bir gerçeği dile getirdi Sayın Kılıçdaroğlu. Çünkü Sabahattin Ali 1948 yılında öldürüldü. CHP tek parti iktidarı olarak hükümetteydi. Esasında 1946'dan itibaren Demokrat Parti de vardı ama, DP'nin milletvekilleri eski CHP'liydiler zaten... Onun için bence fark etmezdi. Zaten, Adnan Menderes'in ve Samet Ağaoğlu'nun sonradan Sabahattin Ali'nin öldürülmesiyle ilgili bilgi sahibi olduklarını da öğrendik... Sabahattin Ali'nin CHP iktidarı sırasında öldürüldüğü zaten bir gerçek. Kılıçdaroğlu'nun bunca sene sonra bir gerçeği dile getirmesi iyi bir şeydir."

 

BEN DE ANNEM DE BABAM İÇİN GERÇEK BİR YAS TUTAMADIK

"Ne rahat ettirir sizi? Bunun perde arkasının kurcalanması rahat ettirir mi?" sorusu üzerine. Duygulandı, gözleri doldu. Ve "Bir insanın gerçekten yas tutabilmesi lazım. Biz annem de ben de yas tutamadık." dedi.

 

Filiz Ali, babası Sabahattin Ali'yle ilgili ilginç şeyler anlattı. Onun çok okuyan ve gözlemci kimliğinin daha çocukluğundan belli olduğunun altını çizen Ali, Gençlik döneminin de ultra romantik olduğunu, bir aşktan öbür aşka koştuğunu söyledi. "Sabahattin Ali, harika bir babaydı" diyen Filiz Ali, şöyle devam etti: "Babamın gayet istikrarlı bir hayatı vardı. 1945'e kadar hayatında siyaset yoktu. Ama savaş bitti, 'İçimizdeki şeytan' romanını yayımladı. Sonra Nihal Atsız 'içimizdeki şeytanlar' diye bir broşür çıkardı. Ve Sabahattin Ali'yi hem Başbakan Şükrü Saraçoğlu'na hem de Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'e ihbar etti. Ve olaylar çorap söküğü gibi gitti."

 

Filiz Ali, babası Yeni Dünya Gazetesi'nin çıkarmak için İstanbul'a gittiğinde her şeyin değiştiğini belirtti ve ekledi: "Gazete 4 sayı çıktı, Tan olaylarıyla birlikte gazetenin basıldığı matbaa mahvedildi. Ondan sonra babam Bakanlık emrine alındı ve iş iyice çığırından çıktı... Babamın planı şuydu: ben ilkokulu bitirince biz de İstanbul'a gideceğiz. Babam gazetesini çıkaracak, biz de mutlu mesut yaşayacaktık. Ama öyle olmadı... "

 

Filiz Ali, babası Sabahattin Ali'nin ünlü romanı Kürk Mantolu Madonna'yla ilgili de ilginç bir ayrıntıyı paylaştı: "Ayşe Sıtkı İlhan yıllar sonra babamın ona yazdığı mektupları yayınlayınca, o zaman öğrendik ki Maria Puder diye birisi varmış zaten. Babam o mektuplarında yazıyor; 'Almanya'da bir zamanlar çok beğendiğim, Maria Puder adından bir kadın vardı. Onunla müzeleri gezerdik, parkları gezerdik. Fakat elini bile tutturmazdı.' Yani bir Maria Puder zaten var. Ama tabii her romancının yaptığı gibi, hayatındaki değişik karakterlerin bir amargamı şeklinde."