Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışmak amacıyla Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı için hakkında dava açılan dilbilimci yazar Necmiye Alpay'ın yargılanmasına İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.
 
Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi'nin Yayın Danışma Kurulu'nda yer aldığı için hakkında başka bir davadan Ağustos ayından bu yana tutuklu olan Alpay, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nden duruşmaya getirildi.
 
Alpay ile birlikte yargılanan gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya da, tutuklu bulunduğu Silivri 9 No'lu Cezaevi'nden duruşmaya getirildi.
 
Kızılkaya ve Alpay'ı savunmak için çok sayıda avukat duruşma salonunda hazır bulundu.
 
İddianamenin okunmasıyla başlayan duruşmada ilk olarak Necmiye Alpay savunma yaptı.
 
'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNMAK AMACIYLA KATILDIM'
 
Alpay'ın savunması şöyle:

"Bu gazetede suç işlemek amacıyla bulunmadım. Bir kampanya söz konusuydu, gazetenin basın özgürlüğüne yönelik bir kampanyaydı. Bu kampanyaya çok sayıda insan katıldı. Ben de basın ve ifade özgürlüğünü savunmak amacıyla katıldım. Şeklen yayın yönetmenliği yaptım, ismim gazetenin künyesinde yer aldı. Fiilen gerçekten yayın yönetmenliği yapmadım, yapamazdım, böyle bir etkim, konumum, hiyerarşik bir durumum yoktu. O günkü toplantıda, bir önceki gazetenin değerlendirilmesi yapıldı, yeni sayının içeriğine dair editörler önerilerini sundu.
 
Bu davayı Voltaire davası olarak görüyorum. Voltaire, 'Düşüncelerinize katılmıyorum ama onların ifade edilmesi için hayatımı veririm' demişti.

Amaç yayının ve metnin içeriği değildir, amaç ifade özgürlüğüdür. Onun savunmaktır. Voltaire edinimlerinin özgünlüğü, şeklen bir üstlenimde bulunmaktır, isminin olmasıdır, imzanın atılmasıdır. İfade özgürlüğünün savunulmasına yöneliktir.

Gazetenin yayın danışmanı olduğum için başka bir davada tutukluyum. O davada ifade özgürlüğünü savunmaya yöneliktir.
Ömrümün son 35 yılında basın özgürlüğüne tanıklık ettim. Sosyalizm ifade özgürlüğü yokluğundan yıkıldı. Türkiye'nin Kürt sorunu biriken özgürlük yoksunluğundan patlak vermiştir ve bugünkü fecaat noktasına gelinmiştir."

Mahkeme başkanının, "suç" olarak görülen haberleri okumasının ardından savunması istenen Alpay, "Haber içerikle ilgili kararı gazeteci örgütleri verebilir" dedi.
 
'AMACIMIZ DİĞER GAZETECİLERİN YAPMADIĞI HABERLERİ GÜNDEME GETİRMEK'
 

Gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya, dava konusu yazıların toplumu bilgilendirme amaçlı olduğunu belirtti, "Demokratik toplumlarda eleştirme hakkı vardır. Amacımız, diğer gazetelerin haber vermediği konuları gündeme getirdik" dedi.

Kızılkaya şunu söyledi:
 
"Halkın gerçeği öğrenmesi için bu konuları gündeme getirdik. Gazetecilik yaptık, gazetecinin görevi, savaş yerine barışa dikkat çekmek, ölüm yerine yaşamı çıkarttık, şiddet dışında barışa ve çözüme dikkat çektik. Uluslararası meslek örgütleri gelsin bu haberleri incelesin. 'Bunlar haber değil' desin, ben bütün suçlamaları kabul etmeye hazırım. 7 haziran öncesinde yüzlerce gazeteci Kandil'e kamp kurdu. Onlar da yargılanmamalı. Ancak neden biz yargılanıyoruz?"
 
Sedat Peker'in Ankara katliamının öncesinde yaptığı "Oluk oluk kan akacak" sözünü hatırlatan Kızılkaya, "Sedat Peker bu açıklamayı yaptıktan sonra Ankara'da katliam gerçekleşti. Sedat Peker dışarıda ancak ben tutukluyum. Ben bunun onurunu elbette taşıyorum. Ancak biz gazetecilik yaptık" dedi.