Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın organize ettiği 'Toplumsal Uzlaşı ve Medya Çalıştayı' Diyarbakır'da gerçekleştirildi.

Green Park Otel'deki çalıştaya, Oral Çalışlar, Mete Çubukçu, Mahmut Övür, İhsan Dağı, Şahin Alpay, Zeynep Gürcanlı, Sevil Küçükkoşu'nun da aralarında bulunduğu yazarlar ve muhabirler ile bölgede görev yapan gazeteciler ile akademisyenler katıldı.

BAYDEMİR: KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI GERÇEĞİ OLDUĞUNDAN FARKLI GÖSTERİYOR

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, gazetecileri Kürtçe 'Hoşgeldiniz' (Hûn bi xêr hatin) diyerek selamladı. Baydemir, barışa ulaşmak için toplumsal uzlaşı kültürünün önemine dikkati çekerken, 'birbirimize dokunma ve dinleme kültürünün gelişmesi' gerektiğini belirterek, burada en önemli rolün medyada olduğunu söyledi. Baydemir şöyle konuştu:

"Medyanın kullanacağı barış dilidir. Sadece yaptıklarımızdan değil, aynı zamanda yapmadıklarımızdan da mesulüz. Görmemiz gerekli görmediklerimizden de mesulüz. Medyanın bunda çok büyük bir vebalinin olduğunu düşünüyorum. Bir yıl önce Roboski'de (Uludere'nin Ortasu Köyü) yaşananlara gözümüzü uzun süre kapattık. Kalemlerimizi de oynatmadık diye düşünüyorum. Bir hafta önce Şahin Öner olayında olduğu gibi gözümüze kapattık kalemimizi yanlış oynattık. Yerel, gerçeği zaten yaşıyor. Ama kitle iletişim araçları gerçeği olduğundan farklı gösteriyor. Bu toplantının gerçeğe erişiminde insanlarımızın birbirine dokunmasında ve hissetmesinde ileri bir adım olmasını temenni ediyorum. Bugün ki toplantı sadece istişareden ibaret olmasın. Mutlaka Dağkapı Meydanı'nda, Ulu Cami'nin avlusunda mutlaka bulunun. Dört ayaklı minarenin altından geçerken kardeş kavgasının bitmesi dileğinde bulunun. Bu yıl barış yıl olmasını temenni ediyorum."

'EDİTORYAL ÖZGÜRLÜK ZORUNLULUKTUR'

Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim görevlisi, köşe yazarı Şahin Alpay, 'Uzlaştırma ve Kışkırtma Arasında Medya' konulu oturumu açtı. Basının tüm görüşleri serbestçe ifade etmesi gerektiğini belirten Alpay, editoryal özgürlüğün zorunluluğuna dikkati çekerek, "Basın özgürlüğünün gelişmesi için mücadelenin devam etmesi gerekiyor. Editoryal bağımsızlık, belki de en kötü olan konumuz. Türkiye'de medyayı hükümetle alışverişleri olan patronlar yönetiyor. Hükümetle iyi geçinmek için medyanın bağımsızlığına müdahale ediyorlar. En büyük sorunumuz editoryal bağımsızlığımızdır," dedi.

SONUÇ DEĞERLENDİRMESİ

İki oturum halinde sona eren çalıştayda sonuç değerlendirmesinde şunlara yer verildi:

-Çoğulcu, özgür ve editoryal bağımsızlığa sahip gazetecilerin meslek ahlak ve ilkelerini benimsediği medya, demokrasinin vazgeçilmez bir unsurudur.

-Medya, demokrasi, insan hakları ve evrensel hukuk ilkelerine bağlı, her inanç ve kökenden vatandaşların hak ve özgürlüklerine saygılı olmak ve bunları savunmak zorundadır.

-Medya barışa katkı yapmalı, bunun için bütün yurttaşların kimlik, kültür ve diline tam saygı göstermelidir.

-Medya kimlikleri ötekileştirmekten kaçınmalı, ırkçılığı, ayırımcılığı ve şiddeti mahkum etmelidir.

-Medyanın asli görevi gerçekleri olduğu gibi çarpıtmadan yansıtmaktır.

-Medya empati duygusu ile hareket etmelidir.

-Medyanın çoğu zaman temel gazetecilik ve etik ilkelerine bağlı kalmadığı, haber ve yorumların birbirine karıştırılarak verildiği ve bunun özellikle bölge ile ilgili yayınlarda ön plana çıktığı görülmektedir.

-Medyanın etnik, inanç ve sosyal farklılıklar hakkındaki bilgi yetersizliği toplumun genelinde yanlış algıların oluşmasına sebep vermektedir.

-Medyanın yazdıkları, gördükleri ve aktardıkları kadar; görmedikleri, göremedikleri, görmek istemedikleri ve yazmadıkları da uzlaşıya ulaşmada engel olmaktadır.

-Medyadaki genellemeci üslup toplumsal uzlaşı zeminine zarar vermektedir. Şiddet dışındaki bütün görüşlerin ifade edilmesine imkan verilmesi gerekmektedir.

-Olumsuz vakalarda etnik ayırımcılık içeren ifadelerin kullanılmasından kaçınılmalıdır.

-Objektifliğin yanı sıra vicdan ve empati perspektifi de gözardı edilmemelidir. (ANF)