Ergenekon soruşturması kapsamında bugün gözaltına alına Ahmet Şık ile birlikte "Kırk Katır Kırk Satır" serisinde "Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" ile "Ergenekon'da Kim Kimdir?" isimli kitapları kaleme alan gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, bugünkü gözaltıları değerlendirirken “Ergenekon’da sözün bittiği yer budur” dedi. Mavioğlu, “Çıkmamış kitaba siz nasıl don biçersiniz? Kaldı ki, nasıl olur da yıllarını derin devletle mücadeleye vermiş bir gazeteciyi derin devletle nasıl yan yana koyarsınız?” diye sordu.

Radikal gazetesinden Ertuğrul Mavioğlu, Banu Güven'le Artı programına katıldı ve yaşananları NTV canlı yayınında değerlendirdi:

"Ahmet için bir sürü suçlama getirilebilir devlet düşmanı, sosyalist diyebilirsiniz. Ama Ahmet'e Ergenekoncu deyince düşündüm 'Bunun karşısında ne denir?' diye. Susurluk dönemine dönelim. Ahmet'in haberlerine bakınca hiçbirinde çiçek böcek okumazlar. Ahmet'in bütün yaptığı habercilik hak haberciliği üzerinedir. Ahmet'in bütün bu haberlerini suçlamayla yan yana getirdiğinde bu suçlamayı yapanlar onun haberlerini hiç okumamış demektir. Bu kitapta doğrudan doğruya Ergenekon soruşturmasının ne noktada eksik kaldığını anlatmaktan ibarettir. JİTEM'in arşivini ele geçirmişsiniz ama niye bunun üzerine gitmediniz. Kitapta bunu anlatıyor.

Hrant Dink cinayeti konusunda en fazla çaba sarfedenlerden biri Nedim Şener'dir. Şener kitabında şöyle der: "Bunun Ergenekon'a bağlanması lazım."

GÖZÜMÜN ÖNÜNDE KOMPLO YAŞANDI

Bunlar nasıl tezgahlanıyor bilmiyorum, komplolara inanmam ama ilk kez gözümün önünde komplo yaşandığına tanık oldum. Bu doğrudan doğruya Ahmet Şık'la ilgili. Bir kitap yazıyordu, haberim vardı. Fethullah Gülen'in örgütlenmesine ilişkin bir çalışma bu. Bunların hepsi kitap çıktıktan sonra olur. Ahmet'in gözaltına alınma sebebi hiç yayınlanmamış kitapla ilgili.

NORMAL BİR ÜLKEDE KIYAMET KOPARDI

Açık söylemek gerekirse normal bir ülkede yaşıyor olsak kıyametin kopması gerekir. Çıkmamış kitaba siz nasıl don biçersiniz? Kaldı ki, nasıl olur da yıllarını derin devletle mücadeleye vermiş bir gazeteciyi derin devletle nasıl yan yana koyarsınız?

HANEFİ AVCI DEMRİMCİ OLDUĞU İÇİN Mİ YARGILANIYOR?

Hiç kimse kendisi olduğu için yargılanmıyor. Hanefi Avcı devrimci olduğu için mi yargılanıyor? 19 Aralık'ta 32 kişiyi öldüreceksin, sonra hayata dönüş diyeceksin. Buna benziyor.

Türkan Saylan'ın evinin basılmasıyla başladı bu dönem. Ahmet ve Nedim'in gözaltına alınması bunu pekiştiren bir durum. Her tür muhalif sesin susturulmasına yönelik bir operasyona dönüşmüş gibi gözüküyor.

BİR HAFTA ÖNCE KAMPANYA BAŞLATILDI

Ergenekon denilen şeyde sözün bittiği yer budur. Komik tarafı Ahmet ve Nedim'in gözaltına alınmasıysa, trajik olan konuşacak bir sözü olan herkesin karşısında tehdit olduğu gerçeğidir. Ahmet Şık'ın gözaltına alınması öncesinde yaşananlar bir takım şeylerin işareti. Bir hafta öncesinden internet sitelerinde ciddi kampanya başlatıldı. 'Ahmet Şık provokatördü' gibi bir takım haberler düşmeye başladı. Ahmet yanıt vermeye çalıştı.

SONER YALÇIN’LA 4-5 YILDIR KONUŞMUYORDU

Kendi hazırlamaya çalıştığı kitap taslağının Odatv’ye nasıl ulaştığını cidden bilmiyor. Ben de sordum nasıl ulaştığını ve 4-5 yıldır Soner Yalçın ile konuşmuşluğu yok. O kitap oraya gitti? Ahmet’i çalıştırmak imkansızdır. Ben birlikte çalıştım ve kafasına taktığı işi yapar. Kimse ona kitap yazdıramaz, bir iş yaptıramaz. İlkeleri olan bir adamdır.

Bence bütün bu operasyonlar kendi yaptıklarına çok inanıyorlar. Bence bütün bu operasyonlar sağ gösterip sol vurmaya dönmüş durumda. Daha önce dokunulmaz denen çok isme dokundular ve yargı karşısındalar. Ancak bu isimlerin karşılaştıkları suçlar gerçek suçları mı sorusu gerçekten Ergenekon davasını yürütenler tarafından cidden sorulmalı. İki, Ergenekon süreci gerçekleşmemiş darbe süreciyle alakalı derken 12 Eylül ve 28 Şubat orada kapı gibi duruyor. Hiç bunların sorunlarıyla ilgili soruşturma yok. Sınırlanan nokta AKP iktidarına karşı darbe planı yapanlar olarak algılamaya başladım ben. Bunun dışında AKP için eleştirel konuşanlar buna dahil edilmeye başlandı. Bugün Ahmet Şık ve Nedim Şener olayı gibi.

Ben kitabı tamamen okumadım, henüz tamamlanmamış kitap. Bunun tehlikeli tehlikesiz boyutunun ötesine geçiyorum. Çıkmamış kitabı soruşturmak ancak totoriter toplumlarda olur.

"Vardır bir sebebi, neden benim yerine seni alıyorlar", ben 12 Eylül’den beri duyuyordum ancak şimdi kendisini aydın ve demokrat diyenlerden duyuyorum. "Yani beklemek gerekir". Neyi bekleyeceksiniz? Gözümüz önünde olanları söylüyoruz biz.

KURU DA KURTULACAK

Soruşturmayı yürütenler kendi ayaklarına kurşunları sıktıkça, kendi tezlerini de çürütüyorlar, kendi ciddiyetleri de ortadan kalkıyor. Kurunun yanında yaş yanarken, yaş sayesinde kuru da kurtulacak."

Söyleşiyi bu linkten izleyebilirsiniz: http://video.ntvmsnbc.com/banu-guvenle-arti-3-mart-2011.html