Hürriyet gazetesi, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın cenazesinde basına akreditasyon engeli ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "Biz sadece gazeteciliğimizi yapmak istiyoruz. Meslektaşlarımızın polisler tarafından köşe başlarında işlerini yapmaktan alıkonması gibi tedbirlere, yasaklamalara muhatap olmak istemiyoruz," denildi.

Gazetenin birinci sayfasında yayınlanan yazı şöyle:

“Toplam 67 yıldır yayın hayatında olan Hürriyet gazetesi önceki gün Başbakan Prof. Ahmet Davutoğlu’nun bir yasaklamasına maruz kalmıştır. Muhabirlerimizin teröristlerce şehit edilen Savcı Mehmet Selim Kiraz için düzenlenen cenaze törenine katılıp görevlerini yerine getirmeleri, Davutoğlu’nun bu konuda verdiği talimatı uygulayan Başbakanlık korumaları tarafından engellenmiştir.

“Eyüp Sultan Camisi’ne bitişik meydanın girişinde icra edilen bu yasak Hürriyet’in yanı sıra Doğan Grubu’ndaki diğer yayın organlarına ve bazı başka gazetelerin temsilcilerine de uygulanmıştır. Yasaklama, Başbakan’ın daha sonra Eyüp Kaymakamlık binasında düzenlediği basın toplantısında da tekrarlanmıştır.

“Yasaklama kadar düşündürücü olan Başbakan Davutoğlu’nun başvurduğu söylemdir. Davutoğlu, Adliye’deki terör eylemine ilişkin fotoğrafın yayımlanmasını önceki gün “ahlaksızlık” olarak nitelendirmiştir. Başbakan, buradan yola çıkarak fotoğrafı yayımlayan gazeteleri ‘terörist propagandaya alet olmak’la suçlamıştır.

“Başbakanın bu ifadelerini reddediyoruz. Sarfettiği sözleri ve başvurduğu yöntemi kendisine yakıştıramıyoruz. Bir başbakanın gazeteleri, muhabirleri, foto muhabirleri ve kameramanları cezalandırma yetkisini kendisine atfetmesinin, akreditasyon işleriyle meşgul olmasının basın özgürlüğünün gerçek anlamda işlediği bir demokraside yeri olduğuna inanmıyoruz. Bu, daha çok üçüncü dünya rejimlerine özgü bir uygulamayı çağrıştırıyor.

“Başbakan’ın ağır suçlamaları, demokrasilerin en sıkıntılı konularından biri olan terörle ilgili haberlerde basın özgürlüğünün sınırlarının nereden geçtiği tartışmasının alanına giriyor. Hürriyet, bu menfur eylemi birinci sayfasında ‘Teröre Lanet’ manşetiyle duyurmuş, altında eylemin fotoğrafını kontrollü bir şekilde yayımlamıştır. Bunu yaparken, halkın haber alma hakkıyla terör propagandası yapmama ilkesi arasındaki dengeyi hassasiyetle gözetmiştir.

“Biz sadece gazeteciliğimizi yapmak istiyoruz. Meslektaşlarımızın polisler tarafından köşe başlarında işlerini yapmaktan alıkonması gibi tedbirlere, yasaklamalara muhatap olmak istemiyoruz.”