Yaklaşık 1 yıldır tutuklu olan gazeteci Ahmet Şık için hükümetin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gönderdiği savunmada, Şık'ın gazetecilikten tutuklanmadığı iddia edildi. FETÖ firarisi eski savcı Zekeriya Öz de OdaTV davasında da tutuklanan Ahmet Şık ve Nedim Şener için aynı ifadeyi kullanmıştı.

Cumhuriyet davası kapsamında 348 gündür tutuklu olan gazeteci Ahmet Şık’ın AİHM’ye yaptığı başvuruya ilişkin savunma gönderen hükümet, Şık’ın tutuklanmasının 'gazetecilik faaliyetlerinden dolayı olmadığını' öne sürdü.

Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanı Hacı Ali Açıkgül, AİHM’ye 48 ve 17 sayfalık olmak üzere iki savunma metni gönderdi. Uzun süre savunma göndermeyen ve ek süre isteyen hükümetin bu iki savunmasının daha önce gazeteci Turhan Günay’ın başvurusu için Anayasa Mahkemesi’ne 2 Mayıs 2017’de gönderilen savunma ile büyük benzerlik taşıması dikkat çekti. 

27 Kasım 2017 tarihli savunmanın 16 sayfasında, 20 Temmuz 2015’ten itibaren Türkiye’de yaşanan terör saldırıları anlatıldı ve PKK, FETÖ ile 15 Temmuz darbe girişimi hakkında bilgi verildi. FETÖ ile ilgili bölüm anlatırken örgütün Ergenekon, Şemdinli, Balyoz, Askeri Casusluk, Devrimci Karargah, OdaTV ve Şike davalarını amaçları doğrultusunda kullandığı belirtildi.

HABERLERİ ÖRNEK GÖSTERİLDİ

Ahmet Şık’ın 30 Aralık 2016 tarihinde “PKK, DHKP/C ve FETÖ terör örgütlerinin propangandasını yaptığı” iddiasıyla tutuklandığı anımsatılan savunmada, Şık’ın tutuklanmasının nedenleri arasında attığı bazı tweet’ler, Cemil Bayık röportajı, MİT TIR’ları haberleri sayıldı. Şık’ın devlet ve kolluk kuvvetleri için 'katil, mafya, şiddet' gibi ifadeler kullandığını ifade edilen savunmada, 348 gündür tutuklu olan Şık’ın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediği ve tutukluluğun makul olduğunu savunuldu. 

İTALYA'DAKİ MAFYA DAVASI ÖRNEK GÖSTERİLDİ

Hükümet bu görüşüne, İtalya’da görülen ve 40 mafya üyesinin yargılandığı davada 2 yıl 8 aylık tutukluluğu makul bulan AİHM kararını örnek gösterdi:

“Mahkeme, daha önce bilhassa organize suçlarla mücadele bağlamında 3 yılı aşan ve hatta 4 yıl 3 güne varan tutukluluk sürelerini makul bulmuş ve sözleşmenin ihlal edilmediğine hükmetmiştir. Mahkeme, Pantano davasındaki kararında, 60’tan fazla suçluma bulunduğunu, 44 mafya üyesinin yargılandığını, çok sayıda karmaşık bir yapıya sahip bulunduğunu göz önüne tutarak 2 yıl 8 ay 14 günlük tutukluluk süresinin makul olduğuna hükmetmiştir.” 

İç hukuk yollarının tüketilmediğini ve bu nedenle başvurunun reddedilmesi gerektiğin savunan hükümet, Ergenekon davasında AİHM’nin verdiği benzer ret kararlarını kullandı. CMK’nin 141. maddesi uyarınca devletten tazminat isteme hakkına sahip olan Ahmet Şık’ın bu haktan yararlanmadığını ve bu nedenle iç hukuk yollarının tüketilmediğini savunan hükümet, başvurunun reddedilmesi gerektiğini belirtti.

'TERÖRÜ MEŞRULAŞTIRDI' İDDİASI

Ahmet Şık’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin başvurusunu kabul etmeyen hükümet, savunmasında şu ifadeleri kullandı:

“Hükümet, soruşturma konusunun, başvurucunun gazeteci olarak ‘gazetecilik faaliyetinde bulunduğu’ iddiası ile ilgili olmadığının altını çizmek ister. Dosyadaki bilgi ve belgeler, yazıları ve sosyal medya paylaşımları dikkate alındığında, başvurucu Türkiye Cumhuriyeti’ni ve kurumlarını terör örgütlerine destek veren bir devlet gibi yansıtmış, ayrıca terör örgütünün bilhassa Türkiye’nin doğru ve güneydoğu bölgelerinde şiddet içeren eylemleri karşısında devletin terörü önlemeye ve kamu düzenini yeniden tesis etmeye yönelik faaliyetlerini şiddetin kaynağı olarak tasvir etmiştir. Dolayısıyla başvurucu, terörü öven ve şiddeti meşrulaştıran fiillerde bulunmuştur."

Kaynak: Cumhuriyet