Görevi başında polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren gazeteci Metin Göktepe, 18 yıl sonra bugün mezarı başında bir kez daha anıldı. Göktepe'nin Esenler Kemer Mezarlığı'ndaki kabri başında gerçekleşen anma törenine annesi Fadime Göktepe başta olmak üzere çok sayıda arkadaşı, sanatçı Ferhat Tunç, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, BDP İstanbul İl Başkanı Emrullah Bingül ile Gazeteci Ahmet Şık gibi isimler de katıldı.

Metin Göktepe'nin mezarına " İnadına Hepimiz Metin Göktepe'yiz" sürmanşetiyle çıkan Evrensel Gazetesinin bugünkü birinci sayfası ile karanfiller bırakıldı. 

"Hepiniz Metin'in evine hoş geldiniz" diyen annen Fadime Göktepe sözlerini, "Emekçilere çok teşekkür ederim. Metin'in katillerinin kim olduğunu biliyorsunuz. En başta Mehmet Ağar. Hepiniz benim için Metin'dir..." diye sürdürdü.

Fadime Ana, Metin'in mezar taşını öptü ve "Ben de geleceğim oğul..." dedi.

"BU IŞIĞI YAKAN DA METİN GÖKTEPE"

Anmada konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, o dönemin TGC yönetiminin ısrarıyla Metin Göktepe'nin ölümüne neden olan polislerin yargı önüne çıkartıldığını söyleyerek, "18 yıl sonra Ethemler, -inşallah kurtulacak- 14 yaşındaki Berkinler için soruşturma bile açtıramıyoruz. Yargı önüne çıkaramıyoruz. Bugün devlet eskisinden çok daha fazla suçluları kurtarma telaşında " diye konuştu.

Metin Göktepe'nin çok önemli bir rolünün olduğunu belirten Olcayto, "Çok genç bir kitle, haberci heyecanıyla yoğunlaşmış bir muhabir kadrosu yetişti. Gerçekten gazeteciliği yiğitçe yapan genç arkadaşlarımız var. Sosyal medyada da aktifler. Bir umut ışığı bizim için. Bu ışığı yakan da Metin Göktepe" şeklinde tamamladı.

"POLİSLERİN BİR KISMI CEZALANDIRILMIŞTIR"

Zaman zaman "İnadına, Hepimiz birer Metin'iniz" sloganının atıldığı anma töreninde konuşan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat da, son günlerde emniyette yaşanan görevden almaları hatırlatarak, "Metin Göktepe katliamında rol alan polislerin bir kısmı cezalandırılmıştır. Ama toplu gözaltı emrini veren dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar ve bunu uygulayan yardımcısı Kemal Bayrak ısrarla dönemin hükümeti tarafından korunmuştur " dedi.

8 Ocak 1996 tarihinde, Ümraniye Cezaevi'nde öldürülen tutukluların cenaze törenini izlemek için Alibeyköy'e giden Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe, gözaltına alınmış ve yapılan işkence sonucunda hayatını kaybetmişti.

8 Ocak 1996 tarihinde cezaevinde öldürülen iki tutuklunun cenazesini izlemek için görevi başındayken bin kişi ile birlikte gözaltına alındı. Göktepe "gazeteciye özel muamele" diyen polislerce dövülerek öldürüldü. Büyük yankı uyandıran cinayetin ardından dönemin içişleri bakanı Teoman Ünüsan 32. Gün programında “Konuyla ilgili tam bilgim yok. Ancak son gelen bilgiler Metin Göktepe'nin duvardan düşerek öldüğü şeklindedir” demişti. Ancak kamuoyundan gelen baskı üzerine Metin Göktepe'nin gözaltında dövülerek öldürüldüğü kabul edildi.

AFLA SERBEST KALDILAR

İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan gerçeğin ortaya çıkmasının ardından Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe'den özür diledi; ancak Fadime Göktepe bu özürü kabul etmeyerek sorumluların yargılanmasını istedi. İlden ile 4 yıl süren davada Şubat 1999'da, cinayete adı karışan 11 polisten altısına 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Usül yönünden bozulan davada 5 Mayıs 1999'da Yargıtay tarafından, altı ceza alan memurdan beşinin cezası onandı. 1 yıl 8 ay hapis yatan polisler kamuoyunda Rahşan affı diye bilinen afla şartlı tahliyeden yararlanarak serbest kaldı.