Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu, ‘Gözaltındaki Gazeteciler Serbest Bırakılmalıdır’ dedi…

 

Açıklama şöyle:

 

Kürt Basınından 40 Gazeteci Gözaltında...

 

AKP hükümeti eliyle ve Toplumla Mücadele Yasası adı haline gelen Terörle Mücadele Yasası (TMY) gereğince ve İstanbul Özel Yetkili 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatıyla KCK adı altında sistematik olarak sürdürülen operasyonların hedefi bu kez Kürt basını oldu.

 

İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Diyarbakır, Urfa ve Van illerinde eş zamanlı olarak yapılan operasyonlarda Dicle Haber Ajansı (DİHA)’nın bürolarına, İstanbul’daki Özgür Gündem gazetesinin merkezine, Etik ajansa, demokratik modernite dergisine, Fırat Basın Yayın Dağıtım bürosuna, Gün Matbaasına, Kürt basınına da haber yapan Etkin Haber Ajansı (ETHA)’nın editörlerinden Arzu Demir ve Birgün gazetesinin muhabirlerinden Zeynep Kuray’ın evine polis baskını düzenlendi ve 40 civarında gazeteci gözaltına alındı. Haber materyallerine, teknik cihazlara el konuldu.

 

Saptayabildiğimiz kadarıyla gözaltına alınan gazetecilerin isimleri şunlar:

 

DİHA yazı işleri müdürü Fatma Koçak, DİHA imtiyaz sahibi Zuhal Tekiner, DİHA Diyarbakır muhabiri Mazlum Özdemir, DİHA Van muhabiri Evrim Kepenek, DİHA İstanbul muhabirlerinden Ömer Çelik, Çağdaş Kaplan, Semiha Alakuş, Sadık Topaloğlu, DİHA Urfa muhabiri Sadık Topaloğlu, Demokratik Modernite dergisi yayın kurulu üyesi Nahide Ermiş, Etik Ajans müdürü Davut Uçar, DİHA Ankara muhabiri Kenan Kırıkkaya, gazeteci Hüseyin Deniz ve İsmail Yıldız, Sevinç Tuncelli, ETHA editörü Arzu Demir ve Birgün gazetesi muhabiri Zeynep Kuray, AFP foto muhabiri Mustafa Özer ve Vatan gazetesi muhabiri Çağdaş Ulus.

 

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu olarak Kürt basınına yönelik topyekün gözaltı saldırısının ve Terörle Mücadele Yasası (TMY) terörünün doğrudan basın özgürlüğüne, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale olarak görüyor ve protesto ediyoruz. Bugünkü tarih itibariyle Türkiye cezaevlerinde yarıdan fazlası Kürt basınından olmak üzere 66 gazeteci tutuklu bulunmaktadır ve bu sayıyla Türkiye, dünya birincisi konumunu sürdürüyor. Yeni tutuklamalarla tutuklu gazeteci sayısının daha da artacağı endişesini taşıyoruz. Tüm basın özgürlüğü, insan hakları savunucularına, basın meslek örgütlerine daha fazla duyarlılığa, demokratik tepkilerini artırmaya çağırıyoruz.

 

AKP hükümetini bir kez daha uyarıyoruz. Gittiğiniz yol, yol değildir. Gazetecileri terörize etmek, tutuklamak, basın özgürlüğünü daha da kısıtlamak hayra alamet değildir. TMY terörü ile kendi kuyunuzu kazıyorsunuz. 

 

Toplumla Mücadele Yasası haline gelen Terörle Mücadele Yasası iptal edilmeli, özel yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri kaldırılmalıdır. Tutuklu gazetecilere özgürlük istiyoruz...

 

ÇGD VE TGS GÖZALTILARI KINADI

 

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Yönetim Kurulu gazetecilerin gözaltına alınmasını kınadı. Açıklamada, cezaevlerindeki gazetecilerin azalmasını beklerken bunlara yenilerinin eklenmesinin kabul edilemez bir gelişme olduğu kaydedildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

 

“Gazeteciler ve basın kuruluşları üzerindeki bu baskılar ve saldırılar korku ve ağır oto sansür iklimini arttırırken, basın ve ifade özgürlüğü konusunda Türkiye’yi uluslararası çapta ikinci sınıf ülke konumuna sokmakta, itibar zedelenmesine yol açmaktadır. ÇGD olarak medya kuruluşları ve gazeteciler üzerindeki bu baskı ve gözaltıların sona erdirilmesini gazeteci arkadaşımız Kenan Kırkaya ve gözaltına alınan tüm meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Özellikle basın kuruluşlarını ve yazarları bu haksızlığa ve baskılara karşı tepki vermeye davet ediyoruz”.

 

'DEMOKRASİ ÇABASI YOK'

 

Evrensel Gazetesi'ne konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi de gazetecilerin gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına sebep olan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) gibi yasaların acilen değiştirilmesi gerektiğini kaydetti. İpekçi, bu zamana kadar gazetecilere yönelik yapılanların, Türkiye’nin sicilini hayli bozduğunu belirtti. Ercan İpekçi, Hükümeti eleştirerek, “Bu son operasyonlarla siyasi iradenin basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili kanun ve yargıdan kaynaklanan hataları düzeltmek için hala bir ders çıkarmadığı anlaşılmıştır” dedi.

 

Bu kanunların hızla düzeltilmesi gerektiğini belirten İpekçi, “Artan operasyonlar siyasi iradede demokrasi çabası olmadığını gösteriyor. Bunu protesto ediyoruz. Artık yeter diyoruz” dedi. İpekçi, Gazetecilere Özgürlük Platformu olarak da bu son gözaltılar tepkilerini ortaya koyacaklarını kaydetti. İpekçi, “Bütün 'terör örgütü' üyelerini veya yapılarını gazetecilik işinde aramanın akıl almaz bir şey” olduğunu kaydederek, tutuklanan gazetecilerin bir eylem sırasında, yasadışı bir faaliyette gözaltına alınmadıklarını, mesleklerini icra ettikleri bürolarından, evlerinden alınıp götürüldüğünü hatırlattı. “Buralardaki gazeteciliğe dair belge ve dokümanlar aleyhinize delil olarak toplanıyor” diyen İpekçi, “Olacak iş değil. Gazetelerin etrafını demir parmaklıklarla çevirip kuşatmadıkları kaldı” diyerek tepkisini dile getirdi.

Basın Enstitüsü Derneği adına yapılan açıklamada "Tutuklu gazeteci sayısında azalma beklerken yeni tutuklama olasılığında bu sayının artması derin endişe yaratmaktadır." dendi. Gözaltına alınan gazetecilerin bırakılması ve yargılamaların tutuklanmadan yapılması için yetkililere çağrı yapıldı.