DİSK Basın- İş, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, “Gazeteciler hakkında açılmış davaların çetelesi bile tutulamıyor. Gazeteciler adliyelere haber yapmak için değil, ifade vermek için gidiyor” denildi.

100’den fazla gazetecinin haber yaptığı veya sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklu olduğu bilgisinin verildiği açıklamada, “Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü dayanılmaz biçimde daraltılmış durumda” denildi.

‘MESLEKTAŞLARIMIZ ISRARLA HAPİSHANELERDE TUTULUYOR’

“Gazeteciler hakkında açılmış davaların çetelesi bile tutulamıyor. Gazeteciler adliyelere haber yapmak için değil, ifade vermek için gidiyor” ifadeleri kullanılan açıklamada, “Salgın günlerinde hapishaneleri boşaltmak için özel bir düzenleme yapıldı. Aftan gazeteci ve diğer düşünce suçlularının yararlanmaması sağlandı. Hatta Libya’da ölen bir MİT görevlisinin cenaze törenini haber yaptığı, bu konuda tweet attığı için tutuklanan 6 gazetecinin serbest bırakılmaması için tasarıya özel madde konuldu. Salgının hapishanelere ulaştığını ve ölüm vakaları yaşandığını bizzat Adalet Bakanı açıkladı. Buna rağmen onlarca meslektaşımız, (ki tamamına yakını hükümlü değil tutuklu, yani haklarında hiçbir karar verilmemiş, yargılamaları sürüyor) ısrarla hapishanelerde tutuluyor” ifadeleri kullanıldı.

‘ESPRİ YAPANLARIN BİLE EVLERİ BASILDI’

Koronavirüs salgınına ilişkin haber yapan gazeteciler hakkında soruşturma açıldığının anımsatıldığı açıklamada, “Sadece haber yapan değil, sosyal medyadan espri yapanların evleri bile Terörle Mücadele polisleri tarafından basıldı. Bodrum’da yaşayan gazeteci Hakan Aygün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın IBAN numarası vererek halktan para yardımı istemesi hakkında Twitter üzerinden espri yapması üzerine tutuklandı. İş artık bir Saray bürokratının imar yasasını ihlal etmesiyle ilgili haber yapan gazetecilerin yargılanmasına kadar vardı” ifadelerini kullandı.

‘SALGIN DÖNEMİNDE GAZETECİLER İŞTEN ÇIKARILIYOR’

Açıklamada, “Salgın günlerinde gazeteciler büyük bir özveriyle topluma haber ulaştırma görevini yerine getirmeye çalışıyor. Ancak medya patronları çalışanların virüsten korunması için gerekli önlemleri almaktan kaçınıyor. Hatta gazetecileri işten çıkarabiliyor” denilerek salgının gazeteciler için sadece bir sağlık sorunu olmadığı gerçeğine dikkat çekildi.

‘İLK BÜYÜK OPERASYONLAR MEDYAYA YAPILDI’

AKP’nin medyaya ilişkin politikalarının eleştirildiği açıklamada, “AKP iktidara geldiği ilk günden bu yana ilk büyük operasyonlarını medyaya yaptı. Gazetelerin, televizyon kanallarının kendisine yakın işadamları tarafından alınmasını sağladı. Şu anda ülkedeki medya organlarının yüzde 98’e yakını doğrudan iktidarın kontrolünde veya ona biat etmiş durumda. Bu operasyonlar, ardından ilan edilen OHAL sırasında ve sonrasında kapatılan birçok yayın organının kapatılması nedeniyle binlerce gazeteci işsiz. İktidara biat etmeyen ve sayıları bir elin parmağına ulaşmayan televizyon kanalları RTÜK aracılığıyla yayın durdurma ve para cezalarıyla, gazeteler ise Basın İlan Kurumu aracılığıyla boğulmaya çalışılıyor. İnternet sitelerine anayasaya aykırı bir düzenlemeyle erişim engelleniyor. İşsiz kalma, yargılanma hatta tutuklanma tehditlerine rağmen işlerini yapan gazetecilerin varlığı umudumuzu artırıyor” denildi.