CHP PM Üyesi Gülseren Onanç, Söz Sende'de Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı. Genel başkan yardımcılığından istifa ettikten sonra ilk kez canlı yayına katılan Onanç, istifa sürecinde yaşananları tüm detaylarıyla anlattı. İstifa etmekten başka alternatifi olmadığını söyleyen Onanç “Bazen MYK'da kendimi uzaydan gelmiş gibi hissediyordum” dedi.

İşte Gülseren Onanç'ın o açıklamaları...

“CHP ARAŞTIRMALAR DEĞİL DEĞERLER ÜZERİNDEN SİYASET YAPIYORDU”

Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduğumda bizim siyasetimize yön verecek bulguları daha iyi anlamak adına kamuoyu araştırmalarını inceledim. Ağustos ayından ekime kadar var olan araştırmalardan anlamlar çıkarmaya, hem kendi tabanımızı hem AKP seçmenini anlamaya çalıştık. Daha önce partinin sürekli aldığı bir araştırma yoktu. CHP, temel değerleri üzerinden siyaset yapıyordu. Bu da gelenekselciler ile yenilikçiler arasındaki temel farktı.

“ARAŞTIRMA SONUÇLARI CHP'DE BAZI KESİMLERİN HOŞUNA GİTMEDİ”

Araştırmalar, CHP'nin şu andaki dilinin belirli bir kesim tarafından son derece dışlayıcı bulunduğunu, CHP'nin farklı kitleleri ötekileştiren dilini mutlaka değiştirmesi gerektiğini söylüyordu. Bulgular, muhalefet yapma dilinin değiştirilmesi ve AKP'nin yaptıklarının tersini söylemek yerine kendi ajandamızın, çözümlerimizin ortaya koyulması yönündeydi. Bu sonuçlar CHP'de bazı kesimlerin hoşuna gitmedi.

CHP YÖNETİMİNDE KENDİMİ UZAYLI GİBİ HİSSETTİM

Yapılan araştırmalar CHP tabanının bize “Bu sorun siyasi bir sorun ve mutlaka müzakare ile çözülmeli. Ancak süreç AKP'nin götürdüğü şekilde götürülmemeli, CHP'nin daha aktif olarak dahil olduğu, demokratik bir müzakere süreci olmalı” dediğini de söylüyordu. Bu konular MYK'da da konuşuluyordu. Bazen MYK'da kendimi uzaydan gelmiş gibi hissediyordum.

“BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA...”

Bardağı taşıran son damla benim “Cumhuriyet Halk Partisi'nin tabanının yüzde 63'ü barış sürecini destekliyor” açıklamam değil, Tarafsız Bölge'ye katılmamdı. Kılıçdaroğlu görüştüğümüzde televizyon programına katılmamam gerektiğini ima etmişti. Yine de katıldım; çünkü birinci derecede sorumluluğumu temsil ettiğim kadınlar ve gençlere karşı hissediyorum. Programa çıkarken böyle bir sonuç olacağını biliyordum.

KILIÇDAROĞLU “ARAMIZDA GÜVEN ZEDELENMESİ VAR” DEDİ

Yaşanan olay genel başkanla aramızda bir soğukluk oluşturdu. Durum değerlendirmesi toplantımızda “Aramızda bir güven zedelenmesi oldu” dedi, ben de aynı hissiyattaydım. Katılan diğer CHP'lilere bir şey söylememiş ama benim katılmamı doğru bulmamıştı. Ben kendimi Kemal Kılıçdaroğlu takımında görüyorken diğer CHP'lilere izin verip bana izin vermemesi doğru gelmedi. (Habertürk)