Radikal yazarı Cengiz Çandar hem gündemi hem de adının geçtiği KCK operasyonlarını yorumladı...

 

HÜKÜMET ULUDERE'DE GİDEREK BATAĞA SAPLANIYOR

Uludere'nin Hükümet için bir bataklığa dönüştüğünü kaydeden Çandar, Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından yapılan açıklamaların süreci çıkmaza sürüklediğini vurguladı. "Bu açıklamalar hükümeti bataklıktan çıkarmaz aksine daha da içeri iter" diyen Çandar AKP ile BDP arasındaki gerilimin müzakere ve diyaloğu imkansız hale getirdiğini belirtti. Çandar "tarafların birbirine adeta ana avrat dümdüz gittiği bir havadayız" dedi.

 

BENİ DE KCK TORBASINA ATMAK İSTEDİLER AMA MIZRAK ÇUVALA SIĞMADI

Ali Bayramoğlu'nun köşesinden ayrıntıları ile duyurduğu iddiaya göre KCK operasyonlarında tutuklanması gündeme gelen Cengiz Çandar, Abdullah Öcalan'ın İmralı günlerini konu alan bir kitaba önsöz yazdığı için hedef haline gelmişti. Didem Arslan'ın sorusu üzerine konuyu yorumlayan Çandar "beni de KCK torbasına atmak istediler ama mızrak çuvala sığmayınca olmadı" dedi.

 

POLİS-YARGI MEKANİZMASI İLE SİYASETİ TANZİM ETMEK İSTİYORLAR

"Tutuklanacağım yönünde bir duyum vardı ve bu KCK davasında ipin ucunun kaçtığının bir göstergesiydi. Tam da Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlı'nın tutuklandığı günlerdi. Soruşturmada topuzun ucu kaçarsa herkese her yere yayılabilir. Benim adımı da bu soruşturmaya sokuşturmaya çalıştılar."

 

TUTUKLAYACAKLARDI KOJÜKTÜREL DEĞİŞİMLE VAZGEÇTİLER

"Duyum vardı tabi bende. Ama işte mızrak çuvala sığmıyordu. Cengiz Çandar denen mızrağı KCK çuvalına nasıl sığdırırız diye bir gayret vardı. Konjöktürel değişimle geriledi. Ama önemli olan Türkiye'de böyle iklimin olması. Benim gibi bu işlerle açıktan uğraşan, aleni bir şekilde kim olduğu ne yaptığı bilinen birinin oradan aşırtılarak şuradan zıplatılarak soruşturmaya alınmak istemesi Türkiye'deki iklimin ve siyaset alanının ne kadar bozuk ve daraltılmış olduğunu, havadaki oksijenin alındığını gösteriyor. Beni birey olarak ilgilendiren bir durum ama benim üzerimden bütün toplumu ilgilendirmesi gereken bir durum var. Ali Bayramoğlu da bunun altını çiziyordu. Polis-yargı mekanizması üzerinden siyasetin tanzim edildiği bir ortama giriyoruz... Böyle hiçbir sorunu halledemeyiz. İyice düğümleriz ve işin içinden çıkılamaz hale gelir. O zaman da rejimin adı değişmeye başlar demokrasiden değil başka bir şeyden söz ederiz..." (Gazeteciler.com)