Gülen Cemaati bünyesindeki Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı eski Başkanı Cemal Uşşak, Habertürk ekranında Balçiçek İlter'e konuk oldu. Kürt sorununda barış arayışları ve İmralı sürecini yorumlayan Temas ve Diyalog Grubu üyesi Uşşak ses getirecek değerlendirmeler yaptı. Hrant Dink davasında Yargıtay Başsavcılığı'nın kararını da yorumlayan Uşşak canlı yayında duygusal anlar yaşadı.

BARIŞ İÇİN EL DE ÖPÜLÜR AYAK DA ÖPÜLÜR

İmralı ile müzakere sürecine dair Fethullah Gülen'in yaptığı açıklamaları değerlendiren Uşşak, canlı yayında Gülen'in sözlerini tekrarlayarak, "Kanın durması için gerekirse elde öpülür ayakta öpülür" dedi. İmralı ile yapılan müzakereleri eleştirenlere, İslam tarihinden yaşanmış çarpıcı bir olay üzerinden örnekler veren Uşşak, Abdullah bin Huzeyfe'nin arkadaşlarının canını kurtarmak için gayrimüslim kralın elini öptüğünü ve Hz. Ömer'in o vatandaşı alnından öperek kutladığını belirtti. Hz. Ömer'in Bin Huzeyfe'ye "Ben de senin alnından öpeceğim, sen kralın elini öperek arkadaşlarını kurtardın" dediğini belirten Uşşak "Sorunun çözümü için katkıda bulunmak niyetiyle hissiyatlarınızı bir kenara koyarak mı yapıyorsunuz? Ben buna saygı duyarım" dedi.

ÇÖZÜM AKP'NİN KARARLILIĞI VE CHP'NİN DESTEĞİNE BAĞLI

Uşşak, içinde bulunduğu Temas ve Diyalog Grubu olarak hükümete gerekirse kendilerinin de aracı olabileceğini teklif ettiklerini belirterek: "Müzakerelerin yapılması gerekiyordu. Bu süreçte MHP'nin duruşu sürpriz değil. Çözüm konusunda her şey iktidarın kararlılığına bağlı. Kılıçdaroğlu'nun destek vermesi de önemli. Partilerin grup toplantılarında liderlerin birbirlerine söylemiş olduğu sözlerin çok dikkate alınmaması gerekiyor" dedi.

HRANT DİNK İÇİN GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Hrant Dink cinayeti davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının bozulması yönündeki isteğini değerlendiren Cemal Uşşak, Hrant Dink'le olan dostluklarını da anlattı. Uşşak, Dink'i anlatırken gözyaşlarını tutamadı.

“BU CİNAYET ÖRGÜT İŞİDİR”

Bu durum davanın yeniden ele alınmasını gerektiren bir gelişme. Hem Hrant Dink davasının avukatları hem de bizim inisiyatifimiz zaten bu talepte bulunuyorlardı. “Bu cinayet örgüt işidir” diyorlardı. Cinayet var, azmettirici var, tetikçi var ama örgüt yok. Böyle profesyonelce organize edilmiş bir cinayetin örgütsüz olması mümkün değil. Sokaktaki vicdan bile bunu böyle söylerken adalet tersi yönünde tecelli etti. Benim de dahil olduğum “Adalet Talebimiz Var” grubu da bunu dile getirdi.

“CİNAYET GÖSTERE GÖSTERE GELDİ”

Yüzde 98'i Müslüman olan bir ülkede gayri müslim bir gazeteci hunharca katledildi. Bu cinayetin kesinlikle ortaya çıkması gerekiyordu ki benzer cinayetler bir daha planlanmasın. Üstelik bu durum göstere göstere geldi. Koruma talebi reddedildi, kendisine gözdağı verildi ve yazısı yanlış yorumlanıp hakkında cezai bir noktaya gidildi.

“HRANT BENİM DOSTUMDU”

Balçiçek İlter'in, Rakel Dink'in “Bir çocuktan bir katil yaratan zihniyetin sorgulanması lazım” sözlerini hatırlatması üzerine “Biz bunu bu ülkede layıkıyla yapamadık” diyen Uşşak, gözyaşlarını tutamadı. Uşşak sözlerine şöyle devam etti: “Hrant Dink'in Müslüman dostlarından biri de bendim. Cinayetten sadece iki gün önce kendisiyle kucaklaşmış, konuşmuştuk. Elbette benzer cinayetlerin hepsine üzülürsünüz ancak Hrant'ı tanıyıp onun ne kadar samimi bir dost olduğunu görünce daha çok üzülüyorsunuz. Üstelik Müslüman toplumda yaşayan gayrimüslim azınlık Müslüman toplumun emanetidir. Ben kendi adıma bu emanete sahip çıkamamanın üzüntüsünü yaşıyorum.

“BARIŞIN SESİNDEN RAHATSIZ OLDULAR”

Ben Hrant Dink ile 1996'da “Dinlerarası Dialog” akviteleri dolayısıyla tanıştım. Hrant, Türk- Ermeni ilişkileri konusunda barışın ve dostluğun sesiydi. Bu barış ve dostluk sesinden kim rahatsız oldu ise bu cinayeti azmettirenler de onlardır. (GAZETECİLER.COM)