İzmir Sansüre Karşı Dayanışma Ağı, DİHA, Azadiya Welat, Aram Yayınevi ve Kürdi-Der binasına yapılan polis baskınına ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada polis baskını kınandı ve gazetecilerin bu tür baskılarla susturulamayacağı vurgulandı.

İzmir Sansüre Karşı Dayanışma Ağı, DİHA, Azadiya Welat, Aram Yayınevi ve Kürdi-Der binasına 28 Eylül günü yapılan polis baskınına ilişkin açıklamada bulundu. Basına yönelik polis baskının kınandığı açıklamada, halka gerçekleri aktarıp barış gazeteciliğinde ısrar ettikleri için bu saldırıyı yaşadıkları savunuldu. 32 gazeteciyi gözaltına almakla özgür basını susturamayacakları, dışarıda milyonlarca DİHA ve Azadiya Welat çalışanı olduğu ifade edildi.

''DİHA VE AZADİYA WELAT, CEYLAN ÖNKOL'UN KOCAMAN GÖZLERİDİR''

Yapılan açıklamada, kalem tutan ellerde barut izi arayanların önce kendi kanlı ellerine bakması gerektiği ifade edilirken, ''Ne DİHA, ne de Azadiya Welat yalnızca kapılarını kırıp, binalarını basacağınız taştan ve duvardan kurumlar değillerdir. DİHA ve Azadiya Welat  Kürt halkı başta olmak üzere tüm halkların ortak sesi, tavrı ve mücadelesidir. DİHA ve Azadiya Welat katliamların ardından sokağa daha güçlü çıkan Cizre’dir, tutsakların zindan duvarlarını aşıp milyonlara ulaştırdığı slogandır, paramparça ettiğiniz Ceylan Önkol’un kocaman gözleridir. Dolayısıyla kapılarını kırdığınız ve gözaltına aldığınız gazetecilerin ardılları asla zapt edemeyeceğiniz bir halktır ve bunun içindir ki dışarıda milyonlarca DİHA ve Azadiya Welat çalışanı vardır'' denildi.

İzmir Sansüre Karşı Dayanışma Ağı olarak gerçeklerden taviz vermeyen gazetecilerin yanında olacaklarının belirtildiği açıklama, ''Baskı, sansür, tutuklama terörüne karşı mücadeleyi büyüteceğiz. Bizim susturulmamız demek halkın susturulması demektir. Sansür ile başlayan ve türlü şekillerde devam eden sindirme politikaları ile ne bizi ne de halkı susturabilirsiniz.  DİHA, Azadiya Welat ve  hiçbir özgür basın çalışanı yalnız değildir'' denilerek sonlandırıldı. (Sultan Eylem Keleş)