Türkiye’nin popüler yazar ve TV programcılarından Ahmet Hakan, İngilterr'de faaliyet yürüten Türkiye Araştırmalar Merkezi CEFTUS’un düzenlediği ve İngiliz Parlamentosu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuştu. İşçi Partisi milletvekillerinden Neil Coyle’un ev sahipliğini üstlendiği toplantıda Ahmet Hakan, aralarında politikacılar, düşünce merkezlerinden temsilciler, gazeteciler ve akademisyenlerin bulunduğu çok sayıda dinleyici ile görüşlerini paylaştı.

"GELDİKLERİ NOKTA OTORİTER BİR TEK ADAM HAREKETİ"

Konuşmasına 2002 yılında iktidara gelen AK Parti’ye ilişkin değerlendirmeler yaparak paylaşan Ahmet Hakan, muhafazakar, İslamcı ve dindar kesimlerin daha özgür yaşamasını, demokratik yaşama katılımlarını sağlamak ve ülkeyi yönetmelerine zemin sağlamak gibi hedefleri bulunan partinin, bugün gelinen noktada bir hareket ve dava partisi değil ‘Bir tek adam partisi’ haline geldiğini savundu. Bu görüşü AKP’lilerin de kabul ettiğini söyleyen Hakan, “Şu anda geldikleri nokta otoriter bir tek adam hareketidir. Ortada bir İslami proje, bir dava, bir ideoloji yok. Nasıl Macaristan’da Hristiyanlığı da kullanan bir tek adam varsa, nasıl ‘güçlü ABD’ diye ortaya çıkan Trump varsa; Türkiye’de de, bazen aşırı İslamcı olan, bazen milliyetçi olan, bazen ulusalcı, bazen Osmanlıcı, bazen delikanlı, bazen içe kapanmacı bir anlayışla karşı karşıyayız” dedi.

Hürriyet gazetesi yazarı, İslamcı aydınların iktidara eklemlendiklerini, üniversitelerin ve medyanın hükümetin kontrolü altına girdiklerini aktardığı konuşmasının soru-cevap bölümünde de iktidara yönelik eleştirilerini sürdürdü.



“HDP’Yİ SUÇLAMIYORUM, ELEŞTİRİYORUM”

Ahmet Hakan gelen bir soru üzerine de HDP’nin Türkiye’de tırmandırılan şiddet karşısında, yüzde 14 oy almış bir parti olarak bir direnç geliştirmesi gerektiğini, ancak bunu başaramadığını ve giderek etkisiz bir hale geldiğini ileri sürdü. "HDP’nin artık söyleyecek bir sözü, bir politikası kalmamıştır" diyen Hakan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben HDP’yi suçlamıyorum, eleştiriyorum. Yüzde 14 çok büyük bir başarı ve kazanımdı. Kürt siyasi hareketinin en büyük zaferiydi. Bu kazanım, dağlara doğru dönüp ‘Siz durun, bu işi biz halledeceğiz’ deme cesaretini vermeliydi HDP’lilere. Bu olmadı. Bu konuda HDP’li yöneticilerden de tatmin edici bir yanıt gelmedi.”

Hakan bir başka soru üzerine ise Suriye’de Işid ile PYD’yi aynı potada gören bir anlayışa katılmadığını ifade ederek, PYD'nin toprağını savunduğunu dile getirdi.

Türkiye’deki başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Ahmet Hakan, asıl sorunun Türkiye’nin demokratik bir yönetim modeline sahip olup olmayacağı tartışması olduğunu söylerken, organize bir muhalefetin oluşmaması gibi nedenlerle AKP’nin önümüzdeki seçimleri de kazanacağı öngörüsünde bulundu.