Yazar Ahmet Altan, AKP hükümetine yakın gazetelerin ve ‘henüz’ yakın olmayan Hürriyet gazetesinin haberlerini mercek altına aldı. Altan, “Bir de “henüz” havuz gazetelerinin arasına karışmamış ama AKP ile iyi geçinmeye çalışan Hürriyet’in “haberciliği” var ki o daha da şaşırtıcı...” ifadelerini kullandı.

Altan’ın P24’te yayımlanan “Çiçek gazetecileri” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:

Sabah, “havuz gazeteleri” denilen garip organizmanın bir parçası, onların yaptıklarına artık kimse şaşırmıyor, her türlü sahtekârlık bekleniyor onlardan zaten.
Gazete olarak değil “propaganda” faaliyetleri olarak görülüyorlar.
Ama bir de “henüz” havuz gazetelerinin arasına karışmamış ama AKP ile iyi geçinmeye çalışan Hürriyet’in “haberciliği” var ki o daha da şaşırtıcı.
“Korkunun ecele faydası olmadığını” bilmeyen, bunu başına gelenlere rağmen öğrenemeyen ve adım adım AKP’nin “kezzap havuzu” içinde eritilmeye götürülen Hürriyet geçen gün sitesinde bir haber yayınladı.
Haberin başlığı medya tarihine geçecek herhalde.
“PKK üst düzey yöneticisi FETÖ evinde yakalandı.”
PKK’yı biliyoruz da bu FETÖ ne?
Fethullah Terör Örgütü’nün kısaltılmışı.
AKP milletvekili Galip Ensarioğlu’nun “bizim” dediği yargının savcıları ya da yargıçları böyle bir laf uydurabilir de Hürriyet gerçekten böyle bir “terör örgütü” olduğuna inanıyor mu?
Üstelik de bu silahlı terör örgütünün evine “PKK üst düzey” yöneticisi saklanmış.
Bu, tam da eski usül bir “andıç” gazeteciliği.
Zaten bu haber, ilhamını “eski bir andıçtan” alıyor.
Özgür Düşünce Gazetesi’nde Nazlı Ilıcak, bu konuyu detaylı bir şekilde ele aldı.
Benim de yakından bildiğim bir konu.
Biz Taraf’ta, Albay Dursun Çiçek’in hazırladığı “İrtica ile Mücadele Eylem Planını” bütün detaylarıyla yayınlamıştık.
O “eylem planında”, Cemaat’in “silahlı terör örgütü” olarak gösterilmesi… Ve, “PKK ile Cemaat’in işbirliği yaptığına” dair haberler yapılması öngörülüyordu.
Hürriyet, şimdi CHP milletvekili olan Çiçek’in o eski andıçındaki talimatları bugün birebir yerine getiren bir başlık atıyor.
AKP, 17-25 Aralık’ta suçüstü yakalanıp da andıççılara ve darbecilere sığınınca, eski andıçlar da yeniden tedavüle sokuldu.
Biliyorsunuz Çiçek “ünlü” bir andıççı.
Hatta daha sonra Vatan Partisi’ne üye olan Genelkurmay eski İstihbarat Daire Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, bir mülakatında Dursun Çiçek için, “ona, Dursun bu andıçları hazırlayıp duruyorsun, başımızı belaya sokacaksın” dediğini söylemişti.
Çiçek’in andıççılığı böylesine bilinen bir andıççılık.
O zamanlar bu andıçlar AKP’ye ve Cemaat’e karşı hazırlanıyordu, AKP andıççılarla işbirliği yapınca, bu andıçlar Cemaat’e karşı yürürlüğe konuldu.
Üstelik de bilinen, madde madde yayınlanmış eski bir andıçın emirlerini uyguluyorlar.
Hürriyet’in pervasızlığı da Sabah’tan geri kalmıyor.
Bu gerçeğin çok kolayca açığa çıkacağını bile bile atıyor o başlığı.
Tam bir “çiçek gazeteciliği” yapıyor.
Nasıl bir korkuya kapıldıysa açık açık eski andıçları haber diye sitesine koyuyor.
Tabii bu pervasızlıklarının bir nedeni de okuyucularının ve genelde bütün AKP seçmenlerinin “aptal” olduğuna, kolayca kandırılabileceklerine inanmaları.
Böyle bir küçümseme hakikaten az bulunur.
Bu “çiçekleşme”, zaten bu küçümsemenin sonucu.
Bundan bir kazanç umuyorlar, para en büyük beklentileri.
Şimdilik o paraları bol miktarda kazanıyorlar da.
Ama bir gün gelecek, ellerinin dokunduğu o paralar da gazeteleri gibi çamura dönüşecek.
Keşke dokunduğunuz her şey çamura dönsün emrini dinlemeseydik” diyecekler.



Ahmet Altan'ın yazısının tamamını şuradan okuyabilirsiniz.