Meclis Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile tüm CHP grubu milletvekillerinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Sedat Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçi var” açıklamasının aydınlatılması için yaptığı başvuruya 36 gün sonra yazılı yanıt verdi.

Bu siyasetçinin milletvekili olmadığını, konunun yargıya taşındığını kaydeden Şentop, TBMM Başkanlığı tarafından yapılabilecek bir işlem bulunmadığını, aksi durumun yargı organına müdahale anlamı taşıyacağını ifade etti.

Adli makamlara iletildiği belirtilen siyasetçinin kim olduğuna dair kamuoyunun resmi bir açıklama bekleme hakkı olduğuna dikkat çeken CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise “Anlaşılan odur ki bu isim Adalet ve Kalkınma Partisi’nde siyaset yapmaktadır ve bu nedenle yasama organıyla, yürütme organıyla, yargı organıyla tüm kuvvetler, bu ismi kamuoyundan gizlemek için adeta işbirliği yapmaktadır” dedi.

Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre, Meclis Başkanı Şentop, CHP’nin başvurusu üzerine gönderdiği 3 sayfalık yazısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yaptığı 1.5 saatlik görüşmede aldığı bilgiyi aktardı, “Bahse konu eylemle ilgili olduğu değerlendirilen siyasetçinin Gazi Meclisimizin çatısı altında yer alan bir milletvekili olmadığı, tüm hususlar ve iddialara ilişkin olarak adli makamlara başvurulduğu ve sürecin devam ettiği bilgisi verilmiştir” dedi.

'İDDİA ARTIK YARGI KONUSU'

İddianın artık bir yargı konusu olduğunun altını çizen Şentop, “Konuyla ilgili olarak yargı sürecinin tamamlanmasını beklemek dışında gerek TBMM gerekse TBMM Başkanlığı tarafından yapılabilecek bir işlem bulunmamaktadır” dedi.

CHP’DEN 2. DİLEKÇE

Şentop, CHP’nin başvurusu üzerine Soylu ile yaptığı görüşmenin ardından bu bilgileri basın açıklaması ile kamuoyuna açıklamıştı.

Ancak CHP yönetimi genel başkan dahil tüm milletvekillerinin imzasıyla yapılan resmi başvuruya resmi yanıt istedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel tarafından verilen ikinci dilekçede, TBMM Başkanının mevcut milletvekillerinin yanı sıra önceki dönem milletvekillerinin haklarından da sorumlu olduğu hatırlatıldı, “Rüşvet aldığı belirtilen kişinin 27. Yasama Dönemi’nde Parlamento’da bulunmuyor olması nedeniyle sizin sorumluluğunuzun sona erdiğini düşünmenizin doğru bir yaklaşım olmadığını belirtir, demokrasi ve hukuk devleti ilkesinin size yüklediği sorumluluğun gereğini yerine getirmenizi talep ederiz” denildi.

Şentop CHP’ye gönderdiği yazıda, ikinci dilekçedeki ifadeler için, “Yargıya intikal etmiş bir konuda somut olarak TBMM Başkanına düşen hangi hukuki sorumluluğa tekabül ettiği anlaşılamamıştır” yanıtı verdi. Şentop şöyle devam etti:

'ŞAHSIMDA BU BİLGİ BULUNSA DAHİ MASUMİYET KARİNESİ PRENSİBİ UYARINCA AÇIKLAYAMAM'

“Beklenen husus eğer dilekçelerinizde bahsi geçen iddiaya konu kişinin açıklanması ise öncelikle söz konusu iddianın sahibinin şahsım olmadığını, dolayısıyla bu kişinin kim olduğunun açıklamasının tarafımdan istenmesinin makul olmadığını hatırlatmak isterim. Bir an için şahsımda bu bilginin bulunduğu farz edilse dahi bu beklentinizi, Anayasa’nın 38’inci maddesinde 'suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz' şeklinde ifadesini bulan masumiyet karinesi prensibi uyarınca karşılayabilmem mümkün değildir. Eğer ilgide kayıtlı dilekçelerle tarafıma iletilen söz konusu iddialara konu teşkil eden kişinin eski milletvekili olup olmadığı hususuna açıklık getirmem ise, bu konu, iddialar hakkında tarafıma iletilen zaten kamuoyuna açıklamış bulunduğum bilgilerin sınırları dışında kaldığı için bu talebinizi karşılayabilmeme de imkan bulunmamaktadır.”

CHP’Lİ ÖZEL: MECLİS BAŞKANI YARGININ YASAMA ORGANINA MÜDAHALELERİNE SESSİZ KALDI

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis Başkanı Şentop’un CHP’ye gönderdiği açıklamayı değerlendirirken, Şentop’un eleştirdiği ikinci dilekçeyle ilgili, “İsmi geçen kişinin eski parlamenter olsa da TBMM Başkanı’nın bu konuda sorumluluk duyması gerektiğinin altını çizdik. Ancak, TBMM Başkanı, yapabileceği hiçbir şey olmadığını, konunun adli makamlara iletildiğini, bir açıklama yaptığı için yazılı başvurumuza yanıt vermediğini ifade etmiş, daha fazla konuya dahil olmasının yargıya müdahale anlamına gelebileceğini ve bunun anayasaya aykırı olduğunu ifade etmiştir” dedi.

Meclis Başkanı’nın yazısında yasama organı olarak yargı erkine müdahale edemeyeceği sözlerini bazı uygulamalarını örnekleyerek değerlendiren Özel “Kayıtlara geçmemiz gerekir ki…” diyerek şunları ifade etti:

“Aynı Meclis Başkanı, yargı organının yasama organına müdahalelerine sessiz kalmış, önce İstanbul Milletvekilimiz Enis Berberoğlu ardından HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliklerini yargı süreci tamamlanmadan, anayasaya aykırı olarak düşürmüş, bu konuda yasama organı lehine davranmamıştır. Bu durum öylesine bir garabettir ki, milletvekilliği düşürülen bir milletvekili kısa süre sonra yeniden milletvekilliği hakkı kazanmıştır.”

'KAMUOYUNUN BİLMEYE HAKKI VAR'

Adli makamlara iletildiği belirtilen isim konusunda kamuoyunun resmi bir açıklama bekleme hakkı olduğunu belirten Özel, “Anlaşılan odur ki bu isim Adalet ve Kalkınma Partisi’nde siyaset yapmaktadır ve bu nedenle yasama organıyla, yürütme organıyla, yargı organıyla tüm kuvvetler, bu ismi kamuoyundan gizlemek için adeta işbirliği yapmaktadır. Suç örgütlerinin siyaset kurumuyla ilişkisinin hangi siyasi parti olursa olsun kesilmesi gerektiğini düşünüyoruz, bu tür iddiaların üzerine kararlılıkla gidilmezse, bundan zararı topyekun olarak siyaset kurumunun göreceğini kimsenin unutmaması gerekir” uyarısında bulundu.