Mazlum Çimen, Metin Uca, Eşber Yağmurdereli'nin de yer aldığı Ene-l Aşk gösterisi 17 Kasım’da Cadde Bostan Kültür Merkezi’nde prömiyerini yapacak.

Ozanların ve Aşıkların geleneğinden günümüze kadar dillerden düşmeyen deyişler bu kez sahneye taşınıyor. Aşıkların geleneğinden bağlamanın sesine, türkülerin yollarından deyişlerin söylencelerine kadar şiirlerle, danslarla dolu bir gösteri ‘Ene-l Aşk’ta buluşuyor.

Mazlum Çimen, Gazete Duvar'dan Gülşen İşeri'ye ‘Ene-l Aşk'ı anlattı.

Çimen, gösterinin ortaya çıkışına dair şunları şöyledi:

Yeni bir albüm yapıyordum, o albüm sırasında böyle bir fikir geldi. Yaptığım işi sahneye taşımak gerektiğini düşündüm ama sahneye taşırken de alışılmış konser mantığı olsun istemedim. Çünkü yeni şeyler yapmak gerekiyordu. Biz bunu farklı bir noktaya taşıyalım dedik, aramızda konuşurken baktık aşka doğru gidiyoruz. Enel Aşk diye bir şey yapalım ve aşkı anlatalım dedik. “Benim aşk” dedik. Arkadaşlarla paylaştık, dahil olanlar oldu ve bu noktaya kadar getirdik.

Alevi kültürü bin yıllık bir kültür aslında. Zaman içinde değişime uğrasa da bugün hala türküleri, deyişleri hiç yok olmadı. Hayatın içinde olmayı başardı diyebilir miyiz Aleviliğin?

Aleviliğin inancı, kökü yaklaşık 4 bin yıllık. Tabii ki sürekli baskı, kuşatma altında, yasaklamalara maruz kalmış bir kültür. Hep sansürlenmiş bugüne kadar. Elbette bu kültür günümüze gelirken de bir yerlerden parçalanarak geliyor, parçalarını bir yerlerde bırakarak…

Ama yine de Alevilik, her şeye rağmen çokluk dediğimiz boyutta özelliklerini koruyarak gelmiştir. Kolay değil, bu kadar uzun bir yolculuktan buraya gelirken son dönemde tamamen şehirleşme, kentleşme göçün oluşması vs derken biraz yozlaşmış olduğunu görüyoruz, kaçınılmaz olarak.

Bu yozlaşma sizi nasıl etkiledi?

Zaten öyle bir şey hissetmeye başladıktan sonra bende sorular olmaya başladı “ne oluyoruz” diye… Yine de kendini zar zor koruyan, yasaklanan kültürün darbe yememesi imkansız. Bu son dönemlerdeki yozlaşmadan dolayı bizlerin de bir şey yapması gerekiyordu. Bir yerden başlanacaksa da önce aşktan başlanmalıydı ve öyle yaptık. Bütün söylemlerini Aleviler “Aşk” ile bitirir mesela. Biz de “aşkı olmayanın dini imanı olmaz” diyoruz. Her şeyin başında aşk olduğu için biz de aşkla başladık.

Ene-l Aşk’ın farkı ne?

Böyle bir kültürün sahnelenmesinden öte böyle bir kültürün iç dinamiklerinden en temel olanı Semah’tır. Semahın sahnelenmesine karşıyım. Ellerim titrer, insanı dövesim gelir. Neden sahnelensin ki, barda niye semah dönülür, düğünlerde niye semah dönülür ki! Bu noktaya gelmediği sürece kültürün sahnelenmesinden yanayım.

Bu gösteri Aleviliği anlatan bir gösteri değil ama…

Hayır değil. Biz Aleviliği anlatmıyoruz, haddimiz değil ayrıca, biz aşkın hallerini anlatmaya çalışıyoruz, deyişlerdeki aşkla buluşmaya çalışıyoruz. Doğru bir aşkla…. Yoksa bizim amacımız yeni bir Alevi söylemi yaratmak değil, tabii ki yaratılmalı ayrı bir şey ama bu gösterinin temel misyonu Aleviliğe yeni bir söylem kazandırmak değil yeni bir nefes aldırmak. Bizim nereye doğru gittiğimizi sorgulamak.

SÖYLEŞİNİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN