Mardin’in Midyat ilçesinde yaşayan Arap ve Mıhallemiler’e ait sivil toplum örgütleri Dünya Arapça Günü (El Yewmul Alemi lil Luğatil Arabiyye) dolayısı ile ortak bir basın açıklaması yaptı.

Anadolu Arap Birliği, Akad Mıhallemi Derneği, Şemmikan Birliği, Arap Mıhallemi Gençlik Derneği, Mezapotamya Arap Derneği veAnadolu Arap Hareketi Dünya Arapça Günü dolayısı ile Midyat’a bağlı Keferhuwar beldesinde yüzlerce yıllık geçmişi olan tarihi Mıhallemi Emirliğinin önünde açıklama yaptılar.

Topluluk “yaşasın vahyin dili Anadilimiz Arapça, “yaşasın dillerin kardeşliği”, “yaşasın dillerin özgürlüğü” şeklinde slogan attı.

Topluluk adına açıklama yapan Anadolu Arap Birliği Başkanı Mehmet Ali Aslan şöyle dedi:

“2012’de Unesco’nun 190. oturumunda 18 Aralık günü, Dünya Arapça Günü ilan edilmiştir. 18 Aralık 1973 tarihinde BM’in altıncı resmi dili olarak kabul edilen Arapça’yı dünyada yaklaşık 1 milyar insan konuşmaktadır. Yüzlerce ciltlik sözlükleri olan Arapça milyonları bulan kelime hazinesi ile dünyanın en zengin dilidir. Türkiye’de konuşulan 15 dilden biridir.

Kafatasçı baskıcı yönetimler, önce dillerini bize öğretip sonar dilimizi unutturdular . Irkçı ve ulusalcı zihniyetlerin narkozuyla uyuşmanın bir tezahürü olarak “anladıysam Arap olayım” deyimini ürettiler. Kendi yüzsüz yüzlerinden daha güzel olan Araplar için “Ne Şam’ın şekeri, ne Arab’ın yüzü dediler ” yetmedi köpeklerine Arap ismini taktılar. Yetmedi okullarda birinci sınıftan üniversite son sınıfa kadar resmi ders kitaplarında Arapları hep hain olarak ilan ettiler. Ne acıdır ki hala kitaplarda bu ötekileştirici nefret dili duruyor ve hala Türk Dil Kurumu sözlüğünde Araplar için “fellah ve zenci” tanımı kullanılmaktadır.

Kürt açılımı, Alevi açılımı, Süryani açılımı, Roman açılımı yapıldı ama Türkiye’nin 3.büyük nüfusu ve Mezopotamya’nın ikinci büyük çoğunluğu olan ve TC’nin dört kurucu unsurundan biri olan Araplar için henüz ufukta bir açılım görünmüyor. Siirt’te Araplardan aldığı oy ile parlamentoya giren ve oradan da Başbakanlık koltuğuna oturan şimdilerde ise Cumhurbaşkanlığının keyfini çıkaran, ilerde de başkan olmayı planlayan Arapların sevgili damadı (!) da maalesef Araplar için herhangi bir olumlu adım atmamıştır. Bu yönü ile “Herkese şapur şupur bize gelince ya Rabbi şükür” demekle haksız değil Araplar.

Türkiye’de konuşulan Arapça lehçelerin tamamı yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. 30 yıl öncesine kadar Anadili Arapça olanların yüzde 99’u Arapça konuşabiliyorken, bugün bu oran yüzde 30’lara düşmüş durumda. Çünkü yer yer kırsal kesim dahil nerdeyse bütün Türkiye Arapları yeni doğan çocukları ile kendi anadilleri olmayan Türkçeyi konuşmaktadırlar. Devlet, hükümet, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum örgütlerimiz ve halkımız önlem alıp Arapçayı yaşamsallaştırmazsa 40 yıl sonra Anadolu sınırları içinde ne Arap diye bir insan ve ne de Arapça diye bir dil kalacaktır.

Arap yurttaşların zorunlu olarak anadillerinde eğitim alması sağlanmalı, Türkiye’deki bütün Arapça lehçeleri ihtiva edecek bir televizyon kanalı ve radyo açılmalıdır. Bunun yanı sıra Araplar dahil, parlamentoda ve yerel yönetimlerde bütün etnik ve dini gruplarına adil bir kota uygulaması yasallaştırılmalıdır. İsmi Arapça olan eski yerleşim birimlerinin ismi derhal iade edilmelidir. Yerli halk olarak Arapların yaşadığı şehirlerde eğitim ve öğretim dili Arapça olan Üniversiteler olmalıdır. Bu kapsamda Mardin Artuklu üniversitesi Türkiye’de konuşulan bütün Arapça lehçeleri öğretecek, koruyacak ve geliştirecek çalışmalar yaparak üniversitenin eğitim dili Arapça olmalıdır.”

Beyt-Nahreyn Arab-Arami Birliği tarafından yapılan yazılı açıklamada da "Kadim halkımıza, Kürt halkının azimli mücadelesi sonucunda elde ettiği hakları örnek alarak bu mücadelede azimli olması diline ve kültürel kimliğine sahip çıkması çağrısında bulunuyoruz" denildi.

MIHELLEMİLER KİMDİR?

Mıhellemiler, Midyat ve çevresinde Turabdin olarak anılan bölgede yaşayan halk topluluğudur. Mıhellemi olarak anılan halk topluluğu gündelik yaşamlarında semitik bir dil ailesine mensup Arapçanın Kıltu (Qultu) lehçesini konuşan inanç bakımından çoğunluk Sünni İslam ve Şafii mezhebindendirler. Ayrıca Hristiyan ve Musevi Mıhellemiler de bulunmaktadır. (Demokrat Haber)