Esenyurt’ta hırsızlık şüphesiyle gözaltına aldığı lise öğrencisi Ömer Barış Topkara’yı (16) elleri kelepçeli olarak kaçarken başından tabanca ile vuran 20 yaşındaki polis memuru H.D.S. hakkında "çocuğu, beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi olası kast ile öldürme'' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması istemiyle iddianame düzenlendi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 16 Şubat 2017'de Ömer Barış Topkara (16) ile arkadaşının gerçekleştirmiş oldukları hırsızlık eylemi sonrasında kolluk kuvvetleri tarafından olay mahallinde yakalandıkları, ardından darp raporu alınmak üzere Esenyurt Devlet Hastanesi'ne götürüldükleri ifade edildi.

İddianamede, elleri birbirine kelepçeli maktul Topkara ile arkadaşının işlemleri sırasında kaçarken takipteki polis memurunun hastane kapısında havaya bir el ateş ettiği anlatılarak, ''Söz konusu kovalamacanın yaklaşık 150 metre sürdüğü, çocuklar teslim olmak üzere durmalarına rağmen polis şüpheli H.D.S'nin (20), maktul Ömer Barış Topkara'nın omuz hizasına silah bulunan eliyle vururken silahın ateş alması sonucu maktulün vefat ettiği anlaşılmıştır.'' denildi.

Şüpheli H.D.S'nin beyanlarına yer verilen iddianamede, şüphelinin ve arkadaşının kendisine saldırma ihtimallerini düşünerek vurma gereği duyduğunu, o esnada silahın ateş aldığını, suç işleme kastıyla hareket etmediğini, meslek eğitimi aşamasında benzer durumlarda ne şekilde hareket etmesi gerektiği yönünde eğitim aldığını, panik ve korkunun etkisiyle olayın bu aşamaya geldiğini, pişman olduğunu ve taşıdığı silahın güvenliksiz silah olduğu şeklinde ifadeleri anlatıldı.

Olayda maktul ve arkadaşının kaçtıkları, kovalamaca esnasında çocukların teslim olmak üzere durdukları tespitlerine değinilen iddianamede, şöyle devam edildi:

''Buna rağmen mesleği polis olan şüphelinin kendisine karşı teslim olma iradesini sunan maktulün omuz hizasına doğru silah elinde olacak vaziyette vurduğu, vurduğu esnada silahın ateş aldığı ve maktulün öldüğü anlaşılmıştır. Beyanlardan da anlaşılacağı üzere şüphelinin silahın güvenliksiz olduğunu bildiği ve buna rağmen söz konusu eylemleri gerçekleştirdiği, söz konusu hususların olay yerinden temin edilen kamera kayıtlarıyla sabit olduğu görülmüştür. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda şüphelinin mesleği de göz önüne alındığında, sonucun gerçekleşebileceğini ön görmesi gerektiği, öngörememesinin hayatın olağan akışına ve mesleğinin niteliğine aykırı olduğu tespit edilmiştir.''

Somut olayda şüphelinin olası kastla hareket ettiği belirtilen iddianamede, şüphelinin yaralama kastıyla hareket ettiği ancak neticenin kast edilenden daha ağır sonuçlandığı ve ölümün de öngörülebilir olduğu kaydedildi.

İddianamede, şüpheli H.D.S'nin ''çocuğu, beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi olası kast ile öldürme'' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi. İddianamenin kabul edilmesi durumunda şüpheli H.D.S, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanacak