Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

1915 Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıldönümü vesilesiyle 24 Nisan 2015’te yapılacak olan anma etkinliklerinin tarihi yaklaşırken, Türkiyeli ve Ermenistanlı eşcinsel örgütleri ortak bir bildiri yayımlayarak, homofobi ve transfobiyle olduğu kadar ırkçılık ve milliyetçilikle de birlikte mücadele edeceklerini açıkladı.

Ermenistan’da faaliyet gösteren Pembe Ermenistan (Pink Armenia) ve Ankara merkezli Kaos GL LGBTİ sivil toplum kuruluşları, 24 Nisan öncesi yayımladıkları ortak bildiride, yüz yıl önce yaşananların ne yapılsa telafi edilemeyeceğini ve bağışlanamayacağını belirterek, “Gökkuşağıyla özgürleşmemizin yolu milliyetçiliğin gölgesiyle örttüğü hakikatleri bıkmadan, usanmadan dile getirmemizde yatıyor” dedi.

LGBTİ toplumunun ve genel kamuoyunun 1915’te yaşananlarla yüzleşmeye davet edildiği bildiride şu ifadelere yer verildi:

“Yüz yıl önce birlikte yaşadığımız bu coğrafyada ne yapılsa telafi edilemeyecek, geri dönüşsüz, bağışlanması mümkün olmayan büyük bir suç işlendi. Büyük Felaket/Medz Yeğern Ermeni halkını, kültürünü, toplumsal ve ekonomik örgütlenmesini yok etmek amacıyla, rakamların soğuk diline sığmayacak acılara yol açtı. Katliam sürecinde Süryani ve Rumlar da sistemli bir imha politikasının hedefi oldu. Osmanlı İmparatorluğu tarafından yapılan Ermeni Soykırımı’nın etkileri günümüzde de devam ediyor.

“ÖLDÜRÜLENLERİ ANIYOR, YÜZLEŞME ÇAĞRIMIZI YİNELİYORUZ”

Felaketin 100. yılında Ermenistan ve Türkiye’den homofobi ve transfobiye karşı mücadele yürüten LGBT örgütleri olarak, hem LGBT toplumunu hem de genel kamuoyunu yaşananlarla yüzleşmeye çağırıyoruz. Soykırımın acılarıyla yüzleşme, milliyetçiliğin ve devlet politikalarının gölgesinde karartılan hayatlarımıza sahip çıkma çağrımızı yineliyoruz.

Bölgemizdeki homofobi ve transfobiye olduğu kadar ırkçı ve milliyetçi politikalara, cinsiyetçiliğe karşı mücadele eden Pembe Ermenistan ve Kaos GL olarak bundan yüz yıl önce öldürülenleri anıyor, hayatta kalmak uğruna dünyanın dört bir yanına savrulan Ermeni halkının acısını paylaştığımızı bir kez daha yineliyoruz.

Türkiye ve Ermenistan dahil bölgemizdeki ülkelerde homofobi ve transfobinin, sivil toplum ile kamusal alanda, ırkçılık ve milliyetçilik ile sarmalanarak kurumsallaştığı günümüzde, soykırımla sonuçlanan ırkçı ve milliyetçi ideolojilerle mücadele hiç olmadığı kadar önem taşıyor.

Irkçı ve milliyetçi söylemlerin devlet politikaları ile kurumsallaştırılması, ülkeler arası sınırların aşılmaz toplumlar arası sınırlara dönüşmesine yol açıyor. Toplumlar arası sınırları aşmanın yolu ise kuracağımız yatay ağlarla dayanışmaktan geçiyor. Eşitlik, adalet ve özgürlüğün soyut laflardan ibaret kalmayıp hayatlarımızı sarıp sarmalaması mücadelemizle mümkün olacaktır.

Yaşanan katliam bütün insanlık adına bir utanç kaynağıdır. Bu utanç ve katliamın izleri her birimize cevaplamamız gereken büyük sorular yöneltiyor. 1915 zihniyetinin öldürdüğü Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in bir yazısında sorduğu soru hâlâ cevaplanmayı bekliyor:

“Geçmişte yaşanan büyük felaketin sorumluları gibi mi davranacağız, yoksa o yanlışlardan ders alarak yeni sayfaları bu kez uygar insana yakışır bir şekilde mi yazacağız?”

Pembe Ermenistan ve Kaos GL olarak yürüttüğümüz mücadeleyle bu soruya yanıtlar aramaya devam edeceğiz. Gökkuşağıyla özgürleşmemizin yolu milliyetçiliğin gölgesiyle örttüğü hakikatleri bıkmadan, usanmadan dile getirmemizde yatıyor.”