Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, İçişleri Bakanı ve Türkiye Adalet Bakanı'na hitaben yazdığı mektupta, yetkilileri İnsan Hakları Ulusal Eylem Planı'nda yer alan taahhütleri yerine getirmeye, LGBTİ+ kişilerin damgalanmasına son vermeye ve özgürlüklerini korumaya davet etti.

Mijatovic, onur yürüyüşleri de dahil olmak üzere LGBTİ+ etkinliklerine yönelik, farklı düzeylerdeki yetkililerin yıllar içinde uyguladıkları kısıtlamalar nedeniyle, barışçıl toplanma haklarının engellendiğinden endişe duyulduğunu ifade etti. Komiser, “Türk makamlarını LGBTİ+ etkinlikleri üzerindeki yasakları kaldırarak LGBTİ+ kişilerin barışçıl toplanma hakkını korumaya ve onur yürüyüşleri de dahil olmak üzere bu tür etkinlikler sırasında katılımcıların güvenliğini sağlamak için gerekli tüm önlemleri almaya çağırıyorum” dedi.

Mijatovic ayrıca, terörle mücadele adına hükümet tarafından son yıllarda sivil toplum kuruluşlarının (STK) faaliyetlerine ve örgütlenme özgürlüğüne getirilen bir dizi kısıtlamalara da değinerek, LGBTİ+ örgütlerinin çalışmalarının olumsuz etkilediği konusunda uyarı da bulundu. Mektupta, insan hakları savunucularını, STK'ları ve avukatları susturmak ve sivil toplum aktivizmini kısıtlamak için yargı yollarının kullanılmasının devam ettiği ve bu durumun LGBTİ+ kişilerin haklarını savunanları giderek daha fazla etkilediği belirtildi.

POLİTİKACILARIN NEFRET İÇEREN SÖYLEMLERİNDEN ENDİŞE DUYULUYOR

Didem Mercan'ın Gazete Duvar'da yer alan haberine göre yayımlanan basın bildirisinde, Komiser Mijatovic’in, Türkiye'deki bazı politikacıların ve kanaat önderlerinin nefret içeren söylemlerindeki artıştan ve homofobik anlatıların yayılmasından ve transfobik nefret suçlarının cezasız kalmasından endişe duyduğu dile getirildi. Komiser, “Yetkilileri bu olumsuz eğilimleri tersine çevirmeye ve Türkiye'deki LGBTİ+ kişilerin insan haklarının etkin bir şekilde korunmasını sağlamaya çağırıyorum” dedi.

Mijatovic mektubunu, "Sizleri bu olumsuz eğilimleri tersine çevirmeye ve Türkiye'deki LGBTİ'lerin insan haklarının etkin bir şekilde korunmasını sağlamaya davet ediyorum. İlk adım olarak, kamu yetkilileri, politikacılar ve kanaat önderleri, LGBTİ+ kişileri damgalayan nefret söylemini bırakmalı ve bu tür anlatıları kesin olarak kınayıp karşı çıkmalıdır. Aynı zamanda, toplanma, örgütlenme ve ifade özgürlüğüne ilişkin İnsan Hakları Eylem Planı'nda yer alan taahhütlerin, Türkiye'nin LGBTİ+ nüfusu için tam olarak yerine getirilmesini de gerektirmektedir’’ sözleri ile bitirdi.

'TÜRKİYE, AVRUPA'DA EN YÜKSEK TRANS CİNAYET ORANINA SAHİP ÜLKE'

Mektupta, ‘’Transgender Europe'a göre, 2008'den Eylül 2020'ye kadar Türkiye'de 54 trans kişi öldürüldü ve bu da Türkiye'yi Avrupa'da en yüksek trans cinayet oranına sahip ülke yapıyor. Transseksüel aktivistler, bu tür suçların çoğu rapor edilmediği veya bu şekilde soruşturulmadığı için, nefret suçlarının gerçek trans kurbanlarının sayısının daha yüksek olduğu konusundaki endişelerini dile getirdiler’’ ifadeleri de yer aldı.