Mehmet Göcekli / Demokrat Haber

Berberce Derneği tarafından ayda bir düzenlenen Biz Bize Sohbetler'de Temmuz ayı konuğu yazar Levent Gültekin ile "Seçim Oldu, Ne Oldu?" diyerek 24 Haziran seçimleri üzerine sohbet edildi.

Berberce Derneği’nden Ayşe Öktem, bu topraklarda nasıl birlikte yaşayacağız sorusuna yanıt aradıklarını, bu amaçla bu tür sohbetler yaptıklarını belirterek sözü Levent Gültekin’e bıraktı.

Levent Gültekin gelen sorular üzerine konuşmasının başında, Muharrem İnce’nin seçim gecesi alkollü olduğu için açıklama yapamadığı yönündeki iddiasına açıklık getirdi. Bu konuyu gündeme getirdiği için utanç duyduğunu ve “Kara Perşembe” olarak andığını belirten Gültekin, en büyük üzüntüsünün yandaş medyanın bunu kullanması olduğunu ifade etti. Kendisine bazı tanıdıklarından gelen bu bilgiyi teyit etmeden bir söyleşide dile getirdiğini, ancak daha sonra Muharrem İnce ile telefonda görüştüğünü, onun bu iddiayı siyasi rakiplerinin çıkarmış olabileceğini ifade ederek reddettiğini, kendisinin de özür dileyip helalleştiklerini söyledi.

Muhafazakar camiadan gelen biri olarak Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdiği zaman kendisine yıllarca “Düşmanın değirmenine su taşıyorsun” dendiği anlatan Gültekin, şimdi de Muharrem İnce ya da diğer muhalifleri eleştirdiğinde aynı “Düşmanın değirmenine su taşıyorsun” sözleriyle karşılaştığını, ancak doğru bildiklerini söylemek durumunda olduğunu belirtti.

“MUHARREM İNCE’NİN EN BÜYÜK YANLIŞI ADAY OLMASIYDI”

Muharrem İnce’nin en büyük yanlışının aday olması olduğunu savunan Levent Gültekin, “Çünkü 2 defa genel başkan adayı olup seçilememişti. Bütün bir Ortadoğu tek adam rejimlerinden kurtulmak için boğulma pahasına kaçarken o bu seçimleri meşrulaştırdı. Doğru bir üslupla Erdoğan’ı utandırmak yerine onunla aynı üslubu kullanarak, yarışa girerek, cazgırlığıyla yenmeye çalışarak onu meşrulaştırdı. Seçim horoz döğüşüne dönüştü ve herkes kendi tarafına geçti. Umudu dağıttı. Ekip kuramadı” diye konuştu.

24 Haziran’da Türkiye’nin bir kader seçimine gittiğini ama muhalefetin yaptığı yanlışlarla seçimi Erdoğan’a elbirliği ile hediye ettiğini savunan Levent Gültekin, “Bunun bir sistem değişimi, kader seçimi olduğu anlatılmalıydı ve ona göre adaylar olmalıydı. Siz muhalefet olarak bunu normal bir cumhurbaşkanlığı seçimi olarak kabul edip, halaylı, şarkılı, türkülü mitingler yaparsanız, onlar da gidip bizimkiler seçilsin diye kendi adayına oy verir. Geçmişte nasıl beğenmese de ağlaya ağlaya Deniz Baykal’a oy veren CHP’liler vardıysa bu seçimde de birçok Ak Partili ağlaya ağlaya Erdoğan’a oy verdi. Çünkü muhalefetten oy verebileceği bir aday çıkmadı” dedi.

“HERKES KENDİ ODASINA KAÇTI”

“Bu seçim kader seçimine dönüştürülseydi Erdoğan yüzde 30 oy alamazdı” diyen Gültekin, herkesin kendi odasında yaşadığını, seçim kararıyla da herkesin kendi odasından bir aday çıkardığını belirtti.

Kendi önerisinin salonda buluşturacak, Ak Parti tabanından da oy alabilecek bağımsız bir tek aday çıkması ve insanları kendi odalarından çıkıp salona gelmeye davet etmesi olduğunu, böyle yapılsa Ak Partililerden de oy alınabileceğini anlatan Gültekin, “Herkes odasına kaçtığı için Ak Partililer odasını terk etmediler” dedi.

“DÖNENE DÖNEK DİYORLAR, DÖNMEYENE KOYUN”

Muhafazakar camiadan gelen biri olduğu için bazı sosyal medya kullanıcılarının sürekli eleştirilerine maruz kaldığını, CHP’li olmadığı halde Adalet Yürüyüşü sırf sadece CHP’nin işi gibi algılanmasın diye Çanakkale’deki Adalet Kurultayı’na katılıp konuşma yaptığını anlatan Gültekin, “Mahallesinden dönen bu döneğin aramızda ne işi var” gibi tepki gösterenler olduğunu belirtip, “Dönene dönek diyorlar, dönmeyene koyun” diyerek sol ve laik çevrelerdeki yanlış yaklaşımları eleştirdi.

Kendisinin yaptığı yanlışlardan dolayı özür dilemekten çekinmediğini, özür niteliğinde 2 kitap yazdığını anlatan Levent Gültekin ama ne yapsa bazılarının “yetmez” dediğinden yakındı. En sonunda sosyal medyadan dilediği özre yine “yetmez” denilince “Ne yapayım? İntihar mı edeyim?” diye yanıt vermek durumunda kaldığını anlattı.

“İNANÇ AHLAKLI OLMAK İÇİN YETERLİ DEĞİL”

Nasıl değiştiğini anlatırken “İslamcılığı anlamıyor insanlar” diyen Levent Gültekin, İsmet Özel’in, “Neden solcu olduysam ondan İslamcı oldum” sözlerini anımsatarak, İslamcılığın diğer ideolojiler gibi bir itiraz hareketi olduğunu söyledi.

Türk toplumunun İslamcılığı bilmediğini ve dindarlık sandığını anlatan Gültekin, “İslamcılık inancın ideolojiye dönüşmüş halidir” diye konuştu. Geçmişte dincilikle mücadele edeceğim diye dindarlıkla mücadele edildiğini, kendisi gibi insanların da yapamazsın bunu diyerek bir itiraz hareketi geliştirdiğini anlatan Gültekin, kendisinin de bu dönemde İslamcı olduğunu anlattı.

Bu dönemde “Müslümanlık terbiyesi alan insan hırsızlık yapmaz, haksızlık yapmaz” diye düşündüğünü, bir süre sonra arkadaşlarının iktidara geldiğini, kendisinin de içlerinde olduğunu ancak yolsuzlukların, haksızlıkların çok yaygın olarak yaşandığını ifade eden Gültekin, bu dönemde inancın ahlaklı olmak için yeterli olmadığını, inancın ahlakın kaynağı olmadığını, evrensel değerlere ihtiyaç olduğunu anladığını ifade etti.

“UMUDU DİRİ TUTMALI”

“Türkiye’nin tek sorunu Erdoğan değil, hatta en kolay sorunu Erdoğan” diyen Gültekin, herkesin birbiriyle sorunu olduğunu, kiminin Kürtlerle, kiminin Alevilerle, kiminin dindarlarla sorunu olduğunu, asıl bunların aşılması gerektiğini belirtti.

“Erdoğan’ın tek rakibi sizsiniz, yani siz, içimizdeki değişim arzusu” diyen Gültekin, “Bu ülke eninde sonunda düzelecek, eninde sonunda barış olacak, eninde sonunda özgürlük olacak, sana yar etmeyiz, sana bırakmayız, demeliyiz, bu duyguyu yaşatmalıyız, vaz geçmeyerek, ötekini anlayarak, dertleşerek, sözünü söyleyerek umudumuzu diri tutmalıyız” diye konuştu.