Ercan Jan Aktaş / Demokrat Haber

Yüzlerce yaşam hakkı savunucusu hafta sonu Kuzey Ormanları Savunması çağrısı üzerine Riva’da bir araya geldi. Cumartesi sabahı saat 10.00’da İstanbul’da 15 noktadan kalkan araçlar ile yüzlerce insan hafta sonunu İstanbul’u yaşam alanı olmaktan çıkaracak ‘mega projler’e karşı bir araya geldi. Araçlar ile gelenlerin yanı sıra bir grup doğal yaşam aktivisti de bisikletleri ile Üsküdar’dan birlikte yola çıkarak alana vardılar. Geniş bir kalabalık da kendi özel araçları ile alana geldiler.

Alana gelirken yolda Jandarma tarafından durdurulan araçlarda kamp için gelen bütün insanların kimlikleri toplanarak GBT’den geçirildi. Böylelikle daha ilk adımda ‘biz de buradayız’ dediler. Yarım saati bulan bu duraklamadan sonra araç konvoyu alana geldi. Kısa bir sürede kamp alanı onlarca çadır ile dolduruldu. Bu defa kamp için çok daha iyi bir planlama yapılmıştı, kamp çağrılarında da bu özen belli oluyordu. İnsanlar hayvanları ve de çocukları ile alanda yerlerini aldılar. İlk çalışma da çocuklar içindi. Daha alana yerleşme devam ederken çocuklar için düzenlenen atölye başladı. İki günlük süreç içinde en mutlu görünen çocuklar oldu. Alanın bütünü, hatta forum ve tartışma platformları da onlar için oyun alanı oldu.

Kamp alanına yerleşme tamamlandığında topluca yapılan kahvaltıdan sonra atölyeler başladı. İlk gün için iki tur içinde toplamda beş atölye vardı.

İlk üç atölye; eşzamanlı yapılan atölyelerden bir tanesi; Doç. Dr. Necmi Aksoy’un sunumu ile Anadolu Kültüründe Ağaç ve Kuzey Ormanlarında Ağaç Türleri üzerine oldu.

Bir diğeri Buğday Derneği’nden Mercan Uluengin’in keyifli bir sunumu ile Doğal Temizlik ve Kentte Ekolojik Yaşam, diğer atölye ise Mega Projelerin Çevre Köylere Etkisi üzerine oldu. Diğer iki atölye de, Kent Hakkı üzerinde Kuşdili Platformu ve Osmanağa Dayanışması’nın deneyimlerinden aktarımlar oldu.

Akşama doğru kamp alanının kapalı genişçe bir alanında, geniş bir katılım ile “Mega Ulaşım Projeleri ve Kuzey Ormanlarına Etkisi” paneli oldu. Çiğdem Çidamlı’nın moderatörü olduğu panelde ‘Ulaşımda Politikasızlık’, ‘İstanbul’u Anlamak’, ‘Tarım Arazileri’, Kuzey Ormanları ve Kuş Göç Yolları’, ‘Orman Savunması’, ve ‘Su Havzaları’ üzerine oldukça etkili sunumlar gerçekleştirildi.

Bu sunumlar ile İstanbul, Marmara ve hatta çevre illere kadar düşünülen ve özellikle de AKP iktidarının büyük bir övünç ile anlattığı 3. Köprü, kanal projesi ve de 3. Havaalanının insan/hayvan/doğa yaşamı üzerindeki onarılamaz etkileri anlatıldı. Bu projelerin gerçekleşmesi halinde hayat hepimiz için çekilmez bir hal alacak. Bu sunumlar ile birlikte alanı dolduran yüzlerce yaşam savunucusu ne kadar haklı bir mücadele içinde olduklarını bir kez daha gördüler.

Farklı katkı ve de canlı tartışmalar ile verimli geçen atölyelerden sonra geniş katılımlı panelden sonra akşam yemeğine geçildi. Hem ortaklaşa getirilen yiyecekler, hem de inanların kendileriyle getirdikleri yiyecekler ile ağaçların altında, çimenlerin üzerlerinde, yemek masalarında akşam yemekleri yendi. Veganlar da hem kendileri alandaydılar, hem de onlar için ayrı yemekler unutulmamıştı.

Gece ise kamp alanının meydanına konulan sahneden müzik dinletileri ve de gösterimler yapıldı. Toprak ve kurumuş otlardan alana yayılan insanlar keyifli bir gece geçirdiler. VAVA tiyatro topluluğunun ‘Diren Ağaç’ ve de ‘Vava’ oyunları büyük bir ilgi topladı. Gecenin ilerleyen saatlerinde çadırlarına çekilip uyuyanlar ile birlikte sahil/kumsal da, kamp alanı çevresinde kendi küçük müzik grupları ile sabahı karşılayanlar da oldu.

İkinci günün sabahında ise kahvaltılardan sonra kamp alanı içindeki genişçe bir alanda ‘Kuzey Ormanları Savunması Formu’ yapıldı. Farklı deneyimlerden doğru katılımlar ile mücadelenin bundan sonrası için yapılacaklar konuşuldu.

Öğleden sonra tekrardan atölyeler vardı. Bir yandan atölyeler yapılırken diğer yandan da yağmaya başlayan yağmurdan dolayı hızlı bir toplanma yaşandı. Günün sonuna doğru kamp toplandı ve araçlar ile orman kesim alanına gelindi. Alana varıldığında yol yapım ve de kesme araçları ile kocaman alanların nasıl tıraşlandığına tanık oldu insanlar. Bu mücadele içinde olup da daha önce böyle bir şey görmeyen yüzlerce insan ne kadar haklı bir mücadele içinde olduklarını bu alanı gördüklerinde bir kez daha anladılar. Orman alanları paramparça edilmişti. İnsan bedeninin akciğerine doğru yapılan bu çalışma insanların mücadele isteklerine elbette daha çok şey katmıştır.

Burada yapılan basın açıklamasında şunlar dile getirildi:

Kuzey Ormanları Savunması olarak dün ve bugün Riva’da düzenlediğimiz kampı başarıyla sonuçlandırdık. İstanbul’un kuzey kesiminde yapımı düşünülen 3. Köprü, 3. Hava alanı, yeni şehirler, olimpiyat köyleri, kanal İstanbul ve diğer farklı ölçeklerdeki projelerin orman ve su varlıklarımıza, yaban hayatına, biyolojik çeşitliliğimize ve genelinde bütüncül ve sağlıklı kent yaşamımıza yönelik yarattığı ve yaratacağı tahribata hala vakit varken dur demek için kentin kuzey kesiminde buluştuk.

Kentin her iki yakasından yüzlerce insan, kuzey ormanları ve barındırdığı doğal yaşam alanlarını savunmak için bisikletlerimizle, ortak araçlarımızla ve motorlarımızla bir araya geldik. Kamp boyunca çöplerimizi yine ayrıştırarak topladık, hayvanlarımızı dışlamadık, çocuklarımız bisikletlerine binip aramızda dolaştı, her işe koşabilen herkesi kattık… Gezi Parkı’nı savunmak için kurulan çadırlarımızın ikinci ayağını ele ele kurduğumuz bu kamp boyunca çeşitli atölyeler, paneller, tiyatro ve konser etkinlikleriyle kolektif bir mücadelenin sürdüğünü ve daha da güçlenmemiz gerektiğini vurguladık…

Dayanışmanın iki gün boyunca hüküm sürdüğü kampımızın ikinci gününde yapılan büyük forumda kuzey ormanları için bundan sonrasını tartıştık. En büyük güven kaynağımızın halkın kitleselliği olduğunu, olabildiğince kuzeyi işaret edebilen ve yerinde hayata geçirilebilecek etkin eylemler yapılması gerektiği; savunduğumuz konuların İstanbul’u aşan geniş bir ölçeğe sahip olduğu ve bunu kapsayan bir örgütlenmeye duyulan ihtiyaç, yapıcı çözüm önerilerini geliştirebilme ve yaklaşan yerel seçimler özelinde neredeyse kenti ilgilendiren her konuda Ankara’dan yönetilen bir İstanbul’u istemememiz forumun öne çıkan üst başlıklarıydı.

Kuzey Ormanları Savunması olarak, bundan sonraki süreçte büyümekte olan katılım ve etkinlik düzeyi ve güçlenen irademizle savunduğumuz alanlarda süregelen proje temelli kıyım ve tahribatların önüne geçebileceğimize olan inancımızın azalmayıp arttığını, mücadelemizin çeşitlenerek devam edeceğini tüm kamuoyunun bilgisine ve dikkatine sunuyoruz… Biliyoruz ki doğa, üzerine beton veya asfalt dökülmedikçe kendini yeniden var edebilecektir! Bizlerin görevi doğaya omuz vermektir. Şimdi bu görevimizi daha iyi yerine getirmek için forumlarımızda, mahallelerimizde, kurumlarımızda, komşularımızla, dostlarımızla birlikte mücadeleyi örgütlemeye gidiyoruz. Hepimize kolay gelsin.

Bu fidanı sadece kesilen binlerce ağacımızı değil, öldürülen kardeşlerimizi Ali’yi, Ethem’i, Abdocan’ı, Memet’i ve Medeni’yi temsilen buraya dikiyoruz. Yaşamı katledenlere inat yaşamı savunmak için bu fidanı dikiyoruz. Biliyoruz ki bu fidana verdiğimiz su, bu topraklarda yatağını bulacak ve yaşam bu topraklarda yeniden yeşerecektir.

Kuzey Ormanları Savunması (KOS)

[email protected]

https://www.facebook.com/KuzeyOrmanlariSavunmasi

twitter.com/kuzeyormanlari