CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin, 'İktidar çoğunluğu var, anamuhalefet olarak biz hazırız. MHP ve BDP'nin de Meclis'te olması sorunun çözümü açısından önemli. Sorun bu dönemde çözülmezse kangrenleşecek, çözüm daha güçleşecek. Kürtlerin talepleri haklı ve yerine getirilebilir' dedi ve bütün partileri elini taşın altına koymaya çağırdı

 

Ercan SARIKAYA-Akşam

 

CHP'den Kürt sorunu atağı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, halkın Kürt sorununun çözümünü istediğini, çözümün önündeki engelin siyasiler olduğunu, 30 yıldır binlerce insanımızın canına mal olan bu sorunu çözmek için ilk kez bu parlamento yapısının, iktidarıyla, muhalefetiyle çok uygun olduğunu söyledi.

 

AKŞAM'ı ziyaret eden Tekin, Kürt sorununun çözümü, şike davası ve yaşanan MİT krizinin yanı sıra gündemdeki diğer gelişmelerle ilgili konuştu. İşte Tekin'in açıklamalarından öne çıkanlar:

 

TARİHİ GÖREV
Türkiye'de bir iç barışa ihtiyaç var. Bunun için öncelikle devletin kurumlarının da iç barıştan yana olması gerekir. Bu sadece siyasetçilerin kararları ile olabilecek bir şey değil. Siyasi irade eğer devletin kurumlarını kontrol edemeyecek durumdaysa, işte o zaman orada iç barış değil tam tersine kaos olur.
Kürt meselesi Türkiye'nin milli meselesidir. Biz 50 yıl daha bu yarayla yaşayacak değiliz. Bu sorunu elbirliğiyle çözmemiz gerekiyor. Türk halkı çok sağduyulu. Siyasetçilerin bütün tahriklerine rağmen halk kardeşçe yaşamasını bilmiştir. Halkın bir tek talebi var: Birlik ve bütünlük içerisinde çözüm. İnanıyorum ki Kürtler de böyle düşünüyor.  Çözümün önündeki tek engel siyasetçiler.  Siyasetçilerin engelini aşmak için de bu parlamento tarihi bir görev alacak.

 

Eğer bu sorunu çözemezsek hiçbir şeyi çözemeyiz. Bu sorunun çözümü için ilk kez bu parlamento yapısı çok uygun. İktidar çoğunluğu var, anamuhalefet olarak biz hazırız. MHP ve BDP'nin de Meclis'te olması sorunun çözümü açısından önemli. Halk çözüm istiyor. Artık siyasiler de taşın altına elini koyacak ve 30 yıldır binlerce insanımızın canına mal olan bu sorunu çözeceğiz. Ama beraber yapabilecek mekanizmaları öncelikle iktidarın oluşturması lazım. Sorun İrlanda'da, İspanya'da olduğu gibi konuşarak, tartışarak çözülebilir. Burada Başbakan'a tarihi bir görev düşüyor. Umut ediyorum ki bu tarihi görevi iyi değerlendirir, aksi takdirde sadece partiler değil, Türkiye de burada çok ciddi sıkıntı çeker.

 

CHP'nin parlamentoda sayısal çoğunluğu olsaydı biz çözümü aşama aşama ciddi bir noktaya getirmiş olurduk.

 

OYA TAHVİL EDİLEMEZ
Türkiye bir açılım süreci yaşadı. Ama ne açıldı, ne yapılmak istendi bunu kimse anlamadı. Türkiye'nin meselelerini oya dönüştürmek için çalışıyorlar.  Kapalı kapılar ardında PKK temsilcileri ile görüşeceksiniz sonra seçim dönemi çıkıp meydanlarda bu sorunun çözümünü isteyen partileri suçlayacaksınız. Mayıs ayında görüşmeler yapılıyor protokol imzalanıyor ama meydanlarda Başbakan asıp kesiyor. Özellikle milliyetçi kesimlerin hassasiyeti olan illerde miting alanlarında muhalefeti suçluyor. Hatta öyle ileri gidiyor ki 'Kılıçdaroğlu af diyor',  Başbakan asmaktan kesmekten bahsediyor. Sorunu sadece oya tahvil edip bir iki puan daha fazla oy alayım dersen, bu işin içinden çıkılmaz hale gelir, ki şu anda çıkılmaz hale gelmiştir.

 

KENDİ MODELİMİZ OLMALI
Kürt sorunu öyle İRA, ETA, ya da Güney Afrika örnekleri gibi örneklerle çözülemez. Türkiye'nin kendine has bir modeli olması gerekir. Bizi değerlerinden ayıran en önemli fark biz etle kemik gibi olmuşuz. Kürtlerin yüzde 65'i şu anda batıda yaşıyor. Geri kalan yüzde 35'ine baktığımızda şu anda bunların tamamı Kürt değil. Yani nasıl ayrıştıracağız, yani bir İspanya ile bir İngiltere ile benzeştirmek mümkün değildir.

 

BAHÇELİ SAĞDUYULU
Seçim öncesi hükümet-PKK görüşmelerine dair elimizde birçok belge ve bilgi vardı. Oy kaybetme pahasına bunları açıklamadık. Çünkü  Türkiye'nin iç barışını oya tahvil etmedik. Burada MHP Genel Başkanı'nın duruşu da çok önemli. Sayın Bahçeli de iç barışı hiçbir zaman oya tahvil etmedi. Bu süreci çok sağduyulu götürüyor. Bahçeli isteseydi bu görüşmeler sürecini oya tahvil edebilirdi. Zemin buna çok uygundu ama yapmadı. BDP de yapıcı yaklaşmak zorunda, başka yolu yok.

 

TALEPLER HAKLI VE KARŞILANABİLİR
Sorunları çok kısa sürede çözmek mümkün değil. Ama bir yerden başlamamız gerekir. Çözüm yolunda öncelikle bölgenin ekonomik sorunlarını gidermeniz gerekiyor. İnsanlar kahvelerde gün öldürüyor, çünkü yapacak işi yok.  İşi aşı olmayan gençler başka arayışlara giriyor. İkincisi Kürt halkının çok haklı talepleri var. Karşılanabilir bu talepler Türkiye'yi bölmez tam tersine  bütünleştirir.

 

'Savcı tokatladı perişan oldunuz'
Türkiye'de ciddi sıkıntılar var, ama ilk kez bir iktidar devletin kurumlarını bu kadar itibarsız hale getirdi. Kurumlar arası dayanışma yok. MİT mensuplarına Başbakan'ın yargılama izni vereceğini sanmıyorum. Hukuk sistemimizi yürütmenin vesayetinden çıkarmamız gerekiyor.  Savcı görevini yaparken bundan hükümet rahatsız olmayacak. Toplumun kaderi iktidarların iki dudağı arasında olmamalı. Güvence hukuk sistemi olmalı. Temel sıkıntı bu. Başbakan, demokratik bir kültürden gelmediği için balkonda konuşuyor, 'Hepinizin güvencesi benim' diyor. Sen nasıl olursun benim güvencem. Bırak beni, 74 milyonu, kendi güvencen bile olamazsın. Geldi bir savcı hepinize tokat attı, perişan oldunuz. Türkiye'ye bir iyilik yapmak istiyorsa CHP bu konuda hazır. Gelin gelişmiş ülkelerde hangi hukuk sistemi oturmuşsa onu oturtalım. Ölümlü dünya, hepimiz gideceğiz, ama bir miras bırakalım.

 

'Fenerbahçe ve Yıldırım'a tuzak'
Türkiye'de şikenin olduğunu herkes biliyor ve dile getiriyordu. Ama getirip sadece bu durum Fenerbahçe'ye mahsusmuş gibi gösterirsen art niyet ortaya çıkar. Peki kardeşim bir şike oldu, iki şike oldu müdahale etmedin, 11 şikeye göz yumdun. İlk anda gereği yapılsaydı Türk futbolu dünyada bu kadar zarar görmez, itibarsızlaşmazdı. Milyonlarca taraftarı olan bir takımı itibarsızlaştırmak doğru olmadı. Belli kesimlere göz yumarken belli kesimlerle  hesaplaşmak devlet geleneğine sığmaz.
İddiaya göre şike ne zaman yapılmış? Nisan ve mayıs aylarında. Peki neden seçimden önce operasyon yapılmadı? Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'a adeta tuzak kurulmuş. Farkında olmayarak ne kadar bulaşmışlar ne kadar bulaşmamışlar bilmiyorum. Ama şunu herkesin bilmesi gerekiyor. Sadece bir insanın işlemiş olduğu suçtan dolayı milyonlarca taraftarı cezalandırmak hiç vicdani bir şey değildir. Yıldırım ile tanışırız. Cezaevinde ziyaret ettim. İkili konuşmalarda dinlediklerimle gerçekten dehşete kapıldım. Yani nerede yaşıyoruz bu ülkede kimin güvencesi var kime güveneceğiz doğrusu hepimiz şaşırıyoruz.

 

GECİKTİKÇE SORUN BÜYÜR
GEÇMİŞTE o kadar yanlış politikalar uygulanmış ki.  Hukuki bir sistem üzerine oturtarak hukuksuzluğun alasını yaşatmışsınız orada. Her ailede bir dram var. Güneydoğu'da 40 yaşın üstündekilerle de konuşun 15-30 yaş arasındaki gençlerle de konuşun. Dünyaları apayrı. 40 yaşındakiler çözümden yana daha olumlu. Öbür çocuklar kopmuş, çözüme uzak. Niye? Beş yaşındayken köyü yanmış, onu görmüş, 8 yaşındayken gözünün önünde annesi, babası dövülmüş, öldürülmüş. Böylesi dramatik sorunların yaşandığı bir yerde çözüm kısa sürede gerçekten zordur. Ama geciktikçe sorun büyür, çözüm daha zorlaşır. Umut ediyorum ki bu iş daha fazla gecikmez.
Siyasi irade çözüm için karar alacak ve bunu öncelikle devletin kurumlarıyla paylaşacak. Devletin kurumları birbirlerinden gizleyen değil tam tersi bilgileri paylaşacak. Görüşmelerin içeriğini bilmemiz gerekiyor. Sorunun çözümünde kilit nokta, devletin Kürtlerin mi yoksa örgütün taleplerini mi karşılayacağıdır. Görüşmeler Kürtlerin temsilcileriyle mi yoksa PKK'nın temsilcileriyle mi yapılıyor? Kürtlerin talepleri karşılanabilir, anlaşılır taleplerdir. Kürtler daha demokratik, daha huzurlu, daha refah bir ortamda yaşamak istiyor. Bu talepleri yerine getirirseniz örgütün elini zayıflatırsınız. Ama 'Hayır kardeşim ben böyle çözmeyeceğim. Çeşitli gerekçelerle Kürtlerin temsilcilerini cezaevine atacağım' derseniz sorunu çözemezsiniz. KCK'lı deyip içeriye aldığınız 5 bin insanın önemli bir kısmı belediye başkanı ya da meclis üyesi. Siz o insanların temsilcilerini içeri atarsanız sorunu çözmek için irade ortaya koyamazsınız.