AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, “Demokratik devrimlerle Türkiye’de her sorunu aştık. Türkiye’de hiçbir etnik sorun bulunmamaktadır. Türkiye'de bir terör sorunu vardır. Bunun da üstesinden AK Parti iktidarları gelmektedir. Sözde Kürt sorunu vardır diyenler Kürt kökenli vatandaşlarımızı sorun olarak görenlerdir" dedi.

'İKLİM ANLAŞMASI TBMM'YE GELECEK'

TBMM'de basın toplantısı yapan Akbaşoğlu, Paris İklim Anlaşması'nın onaylanmak üzere TBMM'ye getirileceğini söyledi.  Akbaşoğlu şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanı'mızın hem BM Genel Kurulu'nda yapmış olduğu konuşma, hem de TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmalar çerçevesinde, özellikle Paris İklim Anlaşması'nın önemine vurgu yapmak suretiyle; adeta 'yeşil kalkınma devrimi' olarak niteleyeceğimiz ve Türkiye'nin daha önceden bu duyarlılığı her kalkınma hamlesine, her yeni yatırımına uyarlayarak gelecek nesillere daha güzel bir ülke ve dünya bırakılmasındaki kararlılığı ülkemize ve dünyaya tekrar hatırlatılmış oldu. Paris İklim Anlaşması'nı bu hafta gündemimize almak istiyoruz. Nükleer enerji ile ilgili iki diğer uluslararası anlaşma ile beraber, bu hafta üç uluslararası anlaşmayı Meclis'in gündemine getirmeyi düşünüyoruz.

İnşallah daha önce bütün grubu bulunan partilerin vermiş olduğu önergeler kapsamında depremin önlenmesine ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu'nun raporunun da bu hafta görüşülmesi hususu gündemde. Bir yeni başlangıçla bütün partilerin ortak önergeleri doğrultusunda verdiği başlıklar ve önemine binaen Paris İklim Anlaşması ile bu hafta Meclis çalışmalarına başlamış olacağız. Bu çalışmaların milletimize hayır getirmesini rabbimden niyaz ediyorum."

TBMM’de, yeni yasama yılı öncesinde yürütülen teknik çalışmalarla ilgili olarak da Akbaşoğlu, şunları söyledi:

“Özellikle teknik altyapının yenilenmesi, daha verimli bir çalışma ortamının oluşturulması vesilesiyle başta Sayın Meclis Başkanımız olmak üzere emeği geçen bütün arkadaşlarımızı tebrik ediyor, teşekkürlerimi sunuyorum. Bugüne kadar Meclis çalışmalarında her zaman demokratik, katılımcı, çoğulcu anlayışla hareket ettik. Bundan sonra da aynı yaklaşımı sergileyeceğiz. Genel Kurul'da bütün partilerin katkılarını da alarak biz hem AK Parti hem de MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı olarak bu çerçevede tüm partilerle görüşerek faaliyetleri aynı kararlılıkla devam ettireceğimizi ifade etmek istiyorum.”

'BİR SENARYO YÜRÜRLÜĞE KONMUŞ'

Akbaşoğlu toplantıda, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. “Kürt sorunu” tartışması ile ilgili soru üzerine Akbaşoğlu, şunları söyledi:

"Bir senaryo yürürlüğe konmuş vaziyette. Görev dağılımı yapılmış. Adına ‘Millet İttifakı’ denilen ittifak bileşenleri kendilerine daha üst bir akılla verilen görevleri harfiyen ifa etmeye çalışıyor. CHP'nin liderinin daha önce ‘sözde Kürt sorunu vardır’ sözü ile zaten HDP'nin açıklayacağı tutum belgesinin altlığını ve zeminini oluşturduğu görülüyor. Bu bir paslaşma sonucunda, belirli bir hedefe doğru götürülmek istenen neticelerin kendi içlerindeki görev dağılımına dönük adımları olarak değerlendirilmelidir kanaatindeyim. Dolayısıyla burada hem CHP'nin hem İYİ Parti'nin hem HDP'nin kendi içlerinde bir görev dağılımına yönelik beyan ve atraksiyonlarını görüyoruz.

'TÜRKİYE'DE HİÇBİR ETNİK SORUN BULUNMAMAKTADIR'

Sonuçta biz demokratik devrimlerle gerçekten Türkiye'de her sorunu aştık. Türkiye'de hiçbir etnik sorun bulunmamaktadır. Türkiye'de bir terör sorunu vardır. Bunun da üstesinden AK Parti iktidarları gelmektedir. Sözde Kürt sorunu vardır diyenler Kürt kökenli vatandaşlarımızı sorun olarak görenlerdir. Asla bu tanımlamayı, Kürt kardeşlerimizi sorun olarak görenlerin beyanlarını kabul etmiyoruz. Türk, Kürt, Alevi, Suni bütün vatandaşlarımız bir ve beraberdir. Kardeştir. Bu konuda en ufak bir problem söz konusu değildir. Millet İttifakı bileşenleri sorun oluşturmak için suni gündemler ortaya atmaktadır. Türkiye’nin enerjisini boşa harcamaya dönük beyhude bir girişim içindedirler.

'ESKİYİ ALLAYIP PULLAYIP MİLLETİN ÖNÜNE KOYMAK İSTİYORLAR'

Bu manada; Sayın Akşener'in ‘Başbakanlıkla’ ilgili sözünü şöyle değerlendirmek daha isabetli olsa gerek. ‘Yurtta sulh cihanda sulh, ben başbakan olacağım, ben başbakan olacağım’ terennümüne bir atıf olarak değerlendirmek herhalde daha doğru olsa gerek.

Birisi, ‘ben Cumhurbaşkanı olacağım’ diyor, diğeri ‘ben Başbakan olacağım’ diyor, birisi de 'ben Cumhurbaşkanı Yardımcılığı ve bakanlık istiyorum ha' diye oradan tehdit savuruyor ve bunun için de ulufe dağıtacakları, adına iyileştirilmiş ya da güçlendirilmiş dedikleri kötü ve zayıf olduğunu ikrar ettikleri parlamenter sistemi tekrar canlandırmak istiyorlar.

Yani eskiyi allayıp pullayıp eni diye milletin önüne koymak istiyorlar. Millet için istemiyorlar, kendileri için istiyorlar. Tabanları birbirine zıt partileri birbirine yakınlaştırarak HDP'nin belirleyici olduğu, merkezinde görünmez ortak HDP'nin yer aldığı bu yamalı bohça ittifakının bir noktaya götürülmesi talebini ortaya koyuyorlar.

Erken seçim, erken seçim diye tekrarlama durumunda kalmaları Haziran 2023'e kadar bu yamalı bohça ittifakının dikişlerinin patlamasının önüne geçmek içindir. Bu konuda süreçleri yaşayacağız ve milletimiz mahşeri vicdanında bütün olup bitenleri görmekte. İnşallah zamanında yapılacak seçimlerde de milletimiz yıkım ittifakı ile yapım ittifakının arasındaki farkı net bir şekilde karara bağlayacak. Milletin ittifakı olan Cumhur İttifakı zaferiyle de inşallah neticelenecek."