Dünyada birçok dil inkar ve asimilasyon politikaları nedeniyle yok olmakla karşı karşıya. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), çok dilliği teşvik etmek amacıyla 1999’da aldığı bir kararla, 21 Şubat'ı Dünya Anadil Günü olarak kabul etti.

Türkiye’de inkar ve asimilasyon politikalarına maruz kalan dillerden olan Kürtçeye yönelik baskıları ve buna karşı verilen mücadeleye dair değerlendirmelerde bulunan Kürt Araştırmaları Derneği (Komeleya Lêkolînên Kurdî) Eşbaşkanı Eyüp Subaşı, Kürtlerin kadim bir tarihinin olduğunu söyledi.

Kürtçenin Avesta diline kadar uzandığını ve geçmişten günümüze kadar aktarılarak geldiğini belirten Subaşı, “Kürtçenin güçlü bir edebi yönü var ve bütün lehçelerinde de bu mevcut. Kürtçe, asimilasyon politikalarına rağmen bugüne kadar geldi. Kürtçe bir statüsü ve imkanlardan mahrum bırakılmasına rağmen buna karşı direniyor” dedi.

50 MİLYON İNSAN KONUŞUYOR

Subaşı, “Kürtçe 50 milyondan fazla insan tarafından konuşuluyor. Kürdistan, Kafkasya, Avrupa, hatta Çin’de bile SSCB zamanın da sürgün edilen bazı Kürtlerin köyleri var. Kürtçe, Ermenistan, Gürcistan, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, ABD, Almanya, Fransa ve Avrupa’da konuşulan bir dil. Diye biliriz ki, Kürtçe büyük bir alanda yer edinmiştir. Ve bu da çok geçmişlere dayanıyor” diye konuştu.

Kürtlerin yaşadığı yerlerin birçok medeniyete beşiklik ettiğini ifade eden Subaşı, “Kürtler kadim kavimlerle komşuluk etmiş bir halk, bundan dolayı Kürtlerin birçok sözü kadimdir. Kürtlerin sözlerinde Akadların, Sümerlerin sözlerini barındırıyor. Bundan dolayı kadim ve güçlü bir tarihi var” dedi.

DİLİN STATÜSÜ OLMALI

Kürtçenin uzun zamandır, bir asimilasyon ve yok etme politikasıyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Subaşı, bu baskıların en başında Kürtçenin eğitim dili olarak kabul edilmemesi olduğunu söyledi.

Eğitim dili olarak kullanılmayan bir dilin dar bir çerçevede kaldığının altını çizen Subaşı, “Bundan dolayı dil kendisini ileriye taşıyamaz. Her dilde ilerleme potansiyeli vardır ama bir statüsü olması gerekiyor. Asimilasyon politikalarından dolayı, bazı Kürt aileleri çocuklarıyla Kürtçe konuşmuyor ve onlara aktarmıyor. Buda daha kötüye gitmesine neden oluyor” ifadelerini kullandı.

‘YAŞATMAK GEREKİYOR’

Subaşı, “Kuzey’e (Bakur) baktığımızda, Kurmancî ve Kirmanckî, daha çok konuşuluyor. Ama Kirmanckî ve Şêxbizinî için bu geçerli değil. Kirmancki imkanlardan ayrı kaldığı için pek konuşulmuyor ve kaybolma riskiyle karşı karşıyadır. Kürt dilinin temel yapısı lehçelerinden oluşmaktadır. Bu temelin içerisinde bulunan sadece bir lehçe yok olursa o temel yerle bir olur. Bu konu da ise sorumluluk bizlere düşüyor. Farklılık yaratmadan bütün Kürtçe dil lehçelerini yaşatmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘DERS VERECEĞİZ’

Dernek olarak Kürtçe dili üzerinde bir bilinç yaratma gayesi içinde olduklarını aktaran Subaşı, Kürtçe ile ilgili araştırmalar yaptıklarını ve binlerce kişiye ders verdiklerini söyledi.

Subaşı, 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında 20 Şubat tarihinde İstanbul’un Zeytinburnu, Sultanbeyli ve Esenyurt ilçelerinde forum düzenleyeceklerini ifade etti.

21 Şubat tarihinde ise Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde forum düzenleyeceklerini söyledi.

Bu forumlarda Kürtçe alfabe dersleri de vereceklerini belirten Subaşı, “Kürt diliyle ilgili Diyarbakır, Batman, Van Cizre gibi yerlerde Kürtçe çalışmalar yürütülüyor.  Kürdistan’ın Kuzey bölgesinde Kürtçe ileri seviyededir. Dillerin bir kelimesi o halkın felsefesini, ahlakını gösterir. Bundan dolayı halkların dil mirasını koruyabilmesi için, konuşması gerekiyor” dedi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı