Geçtiğimiz günlerde Yılmaz Erdoğan’ın bir röportajda “Günde beş kez ezan okunur ama Türk filmlerinde ezana yer verilmez” sözleri tartışma konusu olmuştu.

 

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, "İzmir’de Yeni Doğan Mahallesi’nde Organize İşler’i çekerken, ezan sesi koydun da itiraz eden mi oldu?" diye sordu.

 

Yılmaz Erdoğan'ın "Kelebeğin Rüyası" filminin bu yıl Kültür Bakanlığı'nın desteklediği 19 proje içinde 500 bin TL ile en büyük yardımı almış olması da dikkat çekti.

 

Sanat ve sanatçılar üzerine baskıların artması, gazeteci ve aydınların tutuklanması, şehir tiyatrolarının özelleştirilmesi gibi birçok olayda sanat camiası tavır koyarken Yılmaz Erdoğan sadece magazin haberleri ile gündemde yer aldı.

 

Bütün bunlar kamuoyunda ve özellikle sosyal medyada Yılmaz Erdoğan tartışmalarının yoğunlaşmasına neden oldu. Yılmaz Erdoğan’a yönelik sert eleştirilere şimdi de tiyatro dünyasından bir ses katıldı.

 

TV8'de hafta içi her sabah canlı yayımlanan, Sema Eren ve Cengiz Semercioğlu’nun sunduğu Böyle Bir Şey Var mı? programına konuk olan oyuncu Mehmet Esen, Yılmaz Erdoğan'la ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu:

 

"Artık dünyayı etkileyen işler yapılıyor. Diziler çok etkili. Dizilerde oynamayı seviyorum. Yılmaz’ın yaptığına bir dönem manevrası olarak bakıyorum. Yaptığı açıklama çok talihsiz. Sanatçının altyapısı yoksa sistemle barışıyor. Hrant Dink’in arkadaşıyken birden Muammer Güler’in, Celalettin Cerrah’ın arkadaşı oldu. Belli ki bir korkuya kapılmış. Artık ne yaşıyorsa. Ağar’la arkadaş olabiliyor. Ben onların elini bile sıkmam. Cem Yılmaz gitti Süleyman Demirel’in elini öptü. Süleyman Demirel tiyatromun kapısının önünden geçemez. Yılmaz Kürt halkının yüzkarası haline gelmiştir. Sanatçılar bu ülkede sınıfta kaldı. Şu an sanatçılar çok korkutulmuş sindirilmiş bir durumda. Hırant’tan korktular, Pınar Selek’ten korktular Şener’den, Ahmet’ten korktular. Zülfü Livaneli konuşmuyor. Kaybedecek neyi var? Şehir Tiyatroları eyleminde yoklar, olması gerekenler yoklar.

 

Bazı kanallarda bazı projelerde üstümüz çiziliyor. Baskı arttıkça sanat ön plana çıkacaktır. Baskı ne kadar artarsa sanatçılar ortaya çıkacaktır. Haluk Bilginer’in bazı çıkışlarını destekliyorum. Memur sanatçı olmaz."