Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri, “askıda sinema biletleri” ile gündüz seanslarını ücretsiz olarak sinemaseverler ile buluşturacak.

39 ülkeden 107 filmin gösterileceği festival 8-15 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek. Gana’dan, Norveç’e, Irak’tan Meksika’ya kadar kadar pek çok ülkenin filmlerinin gösterileceği festivalde ayrıca, çok farklı, yenilikçi, ilgi çekici atölye çalışmaları, forum ve söyleşiler ile bir de sergi yer alıyor

Dünya üzerinde paylaşma ve dayanışmanın en önemli uygulamalarından biri olan “askıda” uygulaması ilk kez İtalya’da "askıda kahve" adı altında başladı. Müşteriler kahve alırken bir kahvenin daha parasını ödeyerek ‘askıya’ asıyor ve böylece bir başkasına kahve ısmarlamış oluyorlardı. Türkiye'de ise bazı fırınlarda “askıda ekmek" adıyla uygulanan bu yardımlaşma yöntemi, 2009 yılında Antalya Devlet Tiyatrosu tarafından tiyatro sahnelerine de taşınmıştı. Uçan Süpürge’nin başlattığı “askıda sinema bileti” uygulaması ise sinema alanında Türkiye’de bir ilk olarak Ankaralıların hizmetine sunuluyor.

Uçan Süpürge Film Festivali de sinema sanatçıları Türkan Şoray ve Hülya Koçyiğit’in desteğiyle gündüz seanslarını askıya aldı.

8 MAYISTA ÖDÜL TÖRENİ

17. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, 8 Mayıs Perşembe akşamı Devlet Opera ve Balesi’nde yapılacak Açılış Töreni ile başlayacak. Gecede festivalin ödülleri de sahiplerine sunulacak.

“Bilge Olgaç Başarı Ödülleri” bu yıl farklı dallarda altı kadına verilecek: Sinema yazarı Alin Taşçıyan, kurgucu Çiçek Kahraman, sanat yönetmeni Natali Yeres, yönetmen Nezahat Gündoğan, oyuncu Şebnem Sönmez veyapımcı Zeynep Özbatur Atakan.

Festivalde Festivali’nde kurmaca uzun metraj filmlerin gösterimleri Ankara’da sanat filmlerinin tek adresi olan Kızılırmak Sineması’nda gerçekleşecek. Bir dönem kapanma tehlikesi atlatan sinemanın, can damarlarından biri olan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Festivalinin bu seneki hedefi, “dayanışma, tanışma ve paylaşma” olacak.

Kısa metraj ve belgesel filmler Goethe Institut Ankara’da (Alman Kültür Merkezi)sinemaseverlerle buluşacak. Gösterimlerin ücretsiz yapılacağı Goethe, Festival’in söyleşi ve forumları ile fotoğraf sergisine de ev sahipliği yapacak.

FESTİVALİN BÖLÜMLERİ

Her Biri Ayrı Renk: Bu bölümde Bosna katliamından nükleer santrale, ötenaziden aidiyet kavramına, çocuk evliliklerinden hamile kadın göçüne ve aşka, savaşa ve barışa kadar birbirinden ilginç temalar yer alıyor.

 “Festival Çok Güzel, Gelsene!”: Bu bölümün filmlerinde; Fas’ın egzotik sokaklarından Filistin’in göçmen kamplarına, Gezi direnişinden Finlandiya’nın köylerine, Demir Perde yıllarından Williams sendromuna pek çok başlık yer alıyor.

Olay Yeri: Aile: Bu bölümde erken ve zorla evliliklerden sünnet edilen kız çocuklara, aile içi cinsel istismardan seks işçiliğine birçok şiddet biçimini ele alan, ‘aile’ye dair keskin sorgulamalarıyla uzun süre akıllardan çıkmayacak filmler yer alıyor.

Türkiye’den Filmler: Bu bölümde yönetmen ve senarist kadınların yepyeni filmlerinden bir paket yer alıyor.

Sinema Tarihinden: Edith Carlmar: Carlmar aynı zamanda Norveç’te ilk ‘kara film’ yapan yönetmen olarak da biliniyor. Yönetmenin son filmi ‘Asi Kız’, aynı zamanda Liv Ullmann’ın da ilk filmi olarak dikkate değer.

Bir Ülke: Yunanistan: Festivalin ilk yıllarından beri sevilen bölümlerinden biri olan “Bir Ülke”nin bu yıl konuğu Yunanistan sineması. Penny Panayotopoulou’nun ‘Eylül’ü, Olga Malea’nın ‘Mercanköşk’ü gibi Ankara seyircilerinin merakla beklediği filmler de bu bölümde.

Aynı Çatı Altında: Uçan Süpürge, ‘azınlık’ diye sınıflandırılan ama aynı çatı altında Anadolu toprağında yüzyıllardır birlikte yaşayan etnik/kültürel topluluklar/halklarda kadınların karşılaştığı ayrımcılıklara dikkat çekmek için ‘Aynı Çatı Altında’ adlı bir proje yürüttü. Festivalin bu bölümü, projeye bir selam niteliğinde. Bu bölümün filmleri Agos gazetesi işbirliğiyle seyircilere ulaşacak.

Benim Madam Curie’m: Uçan Süpürge bu yıl, ilköğretim öğrencisi kız çocukların ileride seçecekleri mesleğe yönelirken cinsiyetçi kodları kırmak niyetiyle Benim Madam Curie’m adlı bir proje yürütüyor. Bu projeye paralel olarak hazırlanan bu bölümün sürprizi, Benim Madar Curie’m projesi kapsamında çekilen dört kısa animasyon: Nermin Abadan Unat, Remziye Hisar, Dilhan Eryurt, Kamile Şevki Mutlu.

Merhaba Komşu: Coğrafi olarak komşu ülkelerin yanı sıra, uzaklardan da filmler var bu bölümde. Tanıdık hikayeler, çok yakın/fazla uzak karakterler, kurmacalar ve gerçekler…

Yaşsız Kadınlar: Bu bölümün filmleri 80 yaşında da aşık olunabildiğini, yaşlılıkta da kadın dostluklarının sona ermediğini gösteren örneklerle geliyor.

Pembesiz Mavisiz: LGBT ve kuir filmerin gösterileceği bölüm Kaos GL işbirliğiyle gerçekleştirilecek.

Amerika’dan Bağımsız Filmler: ABD Büyükelçiliği işbirliğiyle gerçekleşen bölümde üç film yer alıyor.

Belgeseller: Festival bu yıl hemen her bölümünde yer verdiği belgesellerin yanı sıra bu özel bölümle de kamerasıyla gerçeğin peşinden koyan kadınlara selam gönderiyor.

Kısa Olmazsa Olmaz: Bu yıl da programda kadın yönetmenlerden birbirinden iyi kısa filmler var.

Canlandırmalar: Canlandırma (ya da yaygın bilinen adıyla animasyon) filmler hayalle gerçek arasında yaratıcılığını konuşturan yönetmenlerin oyun alanı gibi. Festivalin özenle seçtiği canlandırmalar hem küçükler hem büyükler için.