Angoulême Uluslararası Çizgi Roman Festivali, bu yıl 39. kez düzenleniyor. 26-29 Ocak tarihleri arasında, Fransa'nın Orta Batısındaki Angoulême kentini tüm dünyadan yüzbinlerce okur ve binlerce çizgi roman profesyoneli ziyaret edecek. Sergi, panel, film gösterimi ve benzeri etkinliklerde, dünya çizgi edebiyatı sıcak buluşmalara sahne olacak.

İşte bu etkinliklerden biri, Türkiye'yi de merkeze alıyor: Bandes Desinée Sans Frontiere – Un Art Qui Rassemble (Sınırları Aşan Çizgi Roman – Birleştirici Bir Sanat) üst başlıklı etkinlikler serisinde bu yılki iki konuk ülkeden biri Türkiye. Sergide Türk çizgi romanı, Studio Rodeo ve Kült Produksiyon bünyelerinde gerçekleştirilmiş eserlerle tanıtılacak. Çeşitli çizgi romanlardan orijinal sayfaların yüksek çözünürlükteki büyük röpordüksiyonları, Angoulême ziyaretçilerinin beğenisine sunulacak.

Studio Rodeo Genel Yayın Yönetmeni Murat Mıhçıoğlu, sergilenecek eserlerle ilgili olarak şu bilgileri veriyor:

“Ergün Gündüz'le beraber yarattığımız Efsun, titizlikle çalışılmış renkli görselleri sayesinde ilk göze çarpan iş olacaktır diye düşünüyoruz. Türkçe yayını dahi henüz gerçekleşmemiş yeni Cem Özüduru kitabı Şafak Ayazı'ndan örnek sayfalar da var. Yayını öncesinde sergide yer alacak bir diğer eser, Murat Kalkavan'ın Gazino isimli çalışması. Tarz olarak, Angoulême'de özellikle dikkat çekecek türden, deneysel bir işe imza attı Kalkavan... Bu tür 'dumanı üstünde' eserlerin yanısıra, Zombistan'dan ve geçen seneki çizgi roman yıllığımız Totem'den, Cem Özüduru ve Bahadır Barış Özsoy çizimleri içeren sayfalar da etkinlikte yer alacak. Eserlerin yarısı renkli, yarısı ise siyah/beyaz. Hepsi de teknik anlamda hayli kuvvetli. Çizgi roman sayfalarının yanısıra, Efsun'a dair birkaç özel desen ve tanıtıcı poster de sergilenecek.”

Çizgi eserleri aynı üst başlık kapsamında sergilenecek diğer ülke ise, Ermenistan. “Sınırları Aşan Çizgi Roman” etkinliğini düzenleyen isimlerden Didier Pasamonik'le zaman zaman birlikte çalışan Canan Maraşlıgil, Türkiye ile Ermenistan'ın bu bağlamda hangi vesileyle buluştuğunu şu şekilde anlatıyor:

“Aslında, her şey ilk düşünüldüğü şekliyle gerçekleşseydi, bu yılki sergilerde Ermenistan ve İsrail yer alacaklardı. Ancak, tarihlerle ve bazı başka detaylarla ilgili olarak, İsrail tarafından katılım gerçekleşemedi. Bunun üzerine Pasamonik, zaten sıkı ilişkiler içinde bulunduğu Türkiye'yi dahil etmek istedi. İlk bakışta Türkiye ve Ermenistan, sanki özellikle eşleştirilmiş iki ülke gibi duruyor, ama öyle değil. Zaten etkinlik, herhangi iki ülkenin çizgi romanlarını yan yana sunmak ana fikri üzerine kurulu.”

Fransa'da yaşayan Türklerin Angoulême'i ziyaretinden memnun olacaklarını vurgulayan Mıhçıoğlu'nun bu konudaki görüşleri ise şu şekilde:

“Şakayla karışık başlayayım: Studio Rodeo'nun miladı sayılan ve etkinlikte sergilenecek kısa bir öykümüzde, Türkiye Ermenisi olan, akademiden arkadaşım Sayat Uşaklıgil'in de imzası var. Bu tarafıyla, serginin anlam ve önemine en denk düşen çalışma o olabilir... Daha ciddi bir bakışla ise: Söz konusu organizasyonun sahipleri, tanıdığımız kişiler. Etkinlik, format itibarıyla gayet dengeli ve apolitik. Türkiye ve Ermenistan'ın yan yana gelmiş olmasının ardında gizli bir ajanda bulunmadığını biz biliyoruz. Fakat elbette ki, ziyaretçilerin algısı kişiden kişiye değişecektir. Zaten, böyle bir eşleşme söz konusu olduğunda, hiç kimse tarafından hiç bir şekilde ajitasyon yapılmayacağına kesin gözüyle bakmak fazla iyimserce kaçar. Neler olacağını, yaşayıp göreceğiz...

Bizim temel amacımız, çağdaş Türk yazar ve çizerinin eğilimlerini, bakış açılarını her kesimden ziyaretçiyle paylaşabilmek; eserlerimiz hakkında bilgi vermek... Aslında, Türkiye'nin katılımı kesinleştiği noktada, Studio Rodeo'nun yanısıra, mizah dergisi işlerinin de sergilenmesi söz konusuydu. Fakat, Angoulême'de Ermenistan'la komşu olmak, mizah tarafında bir çeşit tedirginlik yaratmış ve vazgeçmişler. Şahsen, mizah dergilerinin kültürel ve politik konulardaki duruşuyla hiç de örtüşmediğini düşünüyorum bu yaklaşımın. Benzer türde çekingenlik resmi bir kurum tarafından sergilenseydi, karikatürlere konu olurdu... Organizasyonun kendisi değil, yetkililerin iradesi dışında gelişebilecek şeyler de çekince yaratmış olabilir tabii. Geçen yıl Paris'teki Salon du Livre etkinliğinde, Türkiye standı, orada dağıtılan bir broşür bahane edilerek, milliyetçi Ermenilerin tacizine sahne olmuş... Bizler çizgi romanı büsbütün apolitik bir noktada tutmak zorunluluğu hissetmiyoruz. Sadece, güncel politikanın ötesinde değerler yaratmak ve ajitasyon malzemesi olmamak gibi kaygılarımız var. Bunu sağlayacak tek şey de, çerçevelerin içindeki sayfalar... Tesirli bir sanatsal çalışma, her türden ayrıştırmayı ve önyargıyı bertaraf edecek güçtedir... Angoulême'in sakinleri, hayata çizgi roman penceresinden bakmaya alışık, kültürlü insanlar. Yıllardır gidip geldiğim bu festivalin doğal ortamı, bırakın günümüzün Türkiye ve Ermenistan'ını, sıcak savaş yaşayan iki ülkenin sanatçılarını bile sıfır sorunla misafir edecek kadar barışçıl, medeni bir ortam. O yüzden, Salon du Livre'de yaşanan türden şeyler, bence uzak ihtimal. Fakat, şimdiye kadarki yurtdışı deneyimlerimizden hareketle, şu noktayı da vurgulamak isterim: Türklere yönelik önyargıların su yüzüne çıkması için, bir etkinlikte Ermenistan'la komşu olmak gerekmiyor. Ülkemize yönelik kimi haklı kimi haksız eleştiriler, hakkaniyetsiz bir takım algıları, hatta ne yazık ki bir çeşit örtülü ırkçılığı da körükleyebiliyor. Biz bu tür şeylerle mücadele etmeye, ve bu mücadelede hep yalnız kalmaya alıştık. Türkiye'nin var mı yok mu belirsiz kültür politikaları içinde çizgi roman bir sanat dalı olarak bile tanımlı değil. Resmi cenahtan artık beklemediğimiz türde desteği, gittiğimiz ülkelerde yerleşik Türklerden, Türkiyeli azınlıklardan ve ülkemizi tanıyan yabancılardan bekliyoruz, bulunca da çok seviniyoruz...

Artık neyi beklemediğimize dair küçük bir örnek vereyim: Cezayir'de çizgi roman festivali yapılıyor, İsveçli bir kadın sanatçı panelde konuştuktan sonra, kalabalık içinden biri mikrofonu alıp ona çalışmalarıyla ilgili gayet detaylı ve teknik şeyler soruyor. O kişi, İsveç'in Cezayir'deki büyükelçisi. İşte bu manzara, Türkiye'deki çizgi roman algısına çok uzak... Profesyonellik ve tazelik anlamında gayet iddialı çalışmalar yapıyoruz ve konuyla uzaktan da olsa ilgilenen Türkleri ve Türkiye kökenli herkesi, günübirlik de olsa, Angoulême'deki sergimize bekleriz... Özellikle sergi açılışının yapılacağı 26 Ocak Perşembe, veya, kente en yoğun ziyaretçi akının gerçekleşeceği 28 Ocak Cumartesi gelirlerse iyi olur... Angoulême'de yerleşik 40 kadar Türk aile var, çoğu da restoran işletiyor. Fakat, memleketlerinin kebap ve döner dışında birşeyle anıldığını görmek onlara da büyük keyif verecektir eminiz...”

Dört gün boyunca 19:00'a kadar açık olacak serginin gerçekleştirileceği adres, Conseil Générale de la Charante, 31 Boulevard Emile Roux, 16000, Angoulême. 26 Ocak Perşembe sabahı gerçekleştirilecek açılışın saati ise 11:30.(NTVMSNBC)