Aslı Gençay / Halk Bank Kültür Sanat

Bilinenin aksine Şebnem Ferah Türkiye'de rock müziğin kraliçesi değildir. Bu tabir ona haksızlık olur. Sadece bundan ibaret ise Şebnem, yazdığı sözler ve yaptığı besteleri nerelere koymalı? Peki, diğer kadın vokallerle karşılaştırıldığında daha da parlayan o güçlü sese ne demeli, ya yorumlarındaki içtenliği nasıl sarmalamalı? Genel tabloda Şebnem Ferah, kimi parçaları hitleşip dillere pelesenk olsa da değeri tam takdir edilmeyen müzisyenlerimizden.

Küçük yaşlardan, ilkokuldan beri müzikle iç içe olan bir kadın bahsettiğimiz. Kalbiyle kalemi ve dili arasında ancak sanatçılara bahşedilen kopmaz bir bağ yakalayan, trend'miş, şuymuş, buymuş teranelerinden çok kendi yaşadığı, gözlemlediği ve hissettiği acılardan ya da tatlılardan beslenmeyi bilen bir kadın. Zaten böyle bir kadından başka kim "Ben Şarkımı Söylerken"in sözleriyle ortalarda haykırmayı göze alır ve Sezen Aksuvari bir dokunulmaz olmadığı hâlde ne saygınlığını ne de duruşunu yitirir? Veya başka kim "Sil Baştan"ı ruhu ve bedeniyle neredeyse salt kendi için seslendirebilir? Açıktır artık; bendeniz Şebo'yu çok özel, yetenekli ve derin bulan, zaman zaman 'iyi yorumcu', 'başarılı besteci', 'mükemmel ses' diye niteleyebildiğimiz sanatçıların vasıflarının tümünü tek bünyede toplamış, ülkemiz için bulunmaz bir nimet olduğunu düşünenlerden olup çok sık dinlemesem de onu her daim bağrına basacak, koruyacak, yüceltecek, gözden kaybetmeyecek taraftayım.

Son albümündeki parçaların sözleri de kendi gibi; hem utangaç hem utanmaz, odlarda yanan, ömrü yaşına dar gelen, sevgisizliğe, arkadan vuranlara derinlemesine haykırışlarla öfkelenen, saf, temiz, masum ve karakterli olan herkese 'masumun nefesini koruyan birileri var' diyerek umut taşıyan, dahası sondan başa yaşarken, ezeli başkalarının şimdisi, eceli ise yalnızlıktan olan. Tabii ki Şebnem Ferah'ın olgunluk dönemi konsept albümlerini, her ne kadar "Kadın"daki "Bu Aşk Fazla Sana", "Kelimeler Yetse"deki "Mayın Tarlası" ya da "Perdeler"deki "Sil Baştan" gibi hit parçalar çıkarmasalar da diğerlerinden ayrı yerde değerlendirmek gerekir. Gözlemimiz, "Cam Kırıkları"nda su, "Benim Adım Orman"da orman konsept olarak merkezdeyken "Od"da ise ana tema ateş. Bazen öfkenin, bazen aşkın, bazen umutsuzluğun ya da umudun, bazen de yalnızlığın ateşi sinmiş tüm şarkılara ve ateşe tezat dingin parçalar da mevcut yeni albümde.

Gelirsek dokuz parçası Ferah'ın kendi sözleri ve bestelerinden oluşan, biri ise Cem Karaca'nın meşhur "Çok Yorgunum"una yapılan cover olan "Od" albümüne... Öncelikle prodüktör Tarkan Gözübüyük ve müzikal altyapı Ferah'ın Gözübüyük'le çalıştığı her albümde olduğu gibi yine yerli yerinde ve başarılı. Sound'u "Cam Kırıkları"nda biraz sertleşip, "Benim Adım Orman"da hafif yumuşayan Ferah, şimdi ortalama bir çizgide yol almakta diyebiliriz. Konseptini anladık, modern yaşamın getiri ve götürüleri kafasını oldukça kurcalamış, iyi de olmuş, ortaya güzel eserler çıkmış. Ruh ve duygu yine Şebnemce, yine üst seviyede, üç oktavlık ses ve yorumlar her zamanki tadında. Kayıtları altı ayda tamamlanan albümün, mix'leri Murat Bulut, masteringi ise Evren Göknar tarafından Los Angeles Capitol Stüdyoları'nda yapılırken Ferah'a klavyelerde Ozan Tügen, gitarlarda Metin Türkcan, bas gitarda Buket Doran, davullarda ise Aykan İlkan eşlik etmiş.

"Kalbim Mezar", kesinlikle albümün iyilerinden değil. Evet, söz yazarı Şebnem başarılı, fakat besteci Şebnem formunda değilmiş ve önemlisi sözler müzikle birleştiğinde fazlasıyla uzun ve eklektik hâle gelivermişler. "Od"dan önce, ablalarının izinden giden genç rock'çı kızlarımızın albümlerinde de var olan aynı sıkıntıyı vurgulamış, ya sözlerden feragat ya bestenin gidişatından diye de uyarmıştık, maalesef aynı sıkıntı Ferah'ın bu parçası için de geçerli. "Birileri Var" ise albümle aynı gün klibi yayımlanan parça aynı zamanda. Ve evet, açık ara iyilerden. Hem sözleri hem müziği hem de bir derdi olmasıyla öne çıkıyor. Klibini izlerken dinlemek de ayrı keyif. "Savaş Boyası" ve " Ya Hep Ya Hiç" gibi kolay akılda kalıp söylenecek, sevilecek, konserlerde rağbet görecek parçalardan da imtina etmemiş Ferah. Yalnız bu iki şarkı standardın üzerine çıkamıyor zira görüldüğü/duyulduğu üzere nakaratlar ve yüzeysel yorumlar, Şebnem'e bir beden küçük geliyor, bünyesi kabul etmiyor. Ama anlıyoruz, piyasa şöyleyken on şarkının ikisi de böyle olmalı.

"Od" ve "Utangaç", aynı ailenin farklı kulvarlardaki çocukları gibi. "Od" tartışmasız başarıyı, derin sözleri ve müzikal uyumla yakalayıveriyor, "Utangaç"a ise alışmanız gerekli, kendini başarılı gitar solonun da (Metin Türkcan) etkisiyle yavaşça sevdiriyor ve dingin sularda yüzüyor. "Yarım"da yine Şebnem'in müthiş sözleri ve gitar ön planda, başta bahsettiğimiz söz-müzik uyumsuzluğu meselesine tezat örnek alınacak derecede başarılı, tabii "Od"un "Hoşça Kal"ı da denilebilir kendilerine. "Girdap"ta ise bas ve davul o kadar önde ki vokali yakalamak zorluyor dinleyiciyi ama "Kalbim Mezar", "Savaş Boyası" ve "Ya Hep Ya hiç"ten iki çıta üstte yer almakta. "Çok Yorgunum"a söylenecek söz yok, zor başarılmış, etkileyici, özgün ve hatta albüm adıyla vaki yakıcı olmuş.

Şebnem Ferah tarzından ödün vermeyen sanatçılardan, onu illa pembe görmek isteyenler yetersiz bulsalar da dedik ya Şebo trend olmak için fırfırlı miniler giyip bol nakaratlı hop hop parçalar söylemeye yanaşmıyor, gördüğümüz ve takdir ettiğimiz üzere de yanaşmayacak, ki bunu yapanlar zaten yeterince var. Sonuç: "Od" için pembeli, fırfırlı, hülyalı beklentilere kapılmayın, onu olduğu gibi kabullenin.

Od
Sanatçı: Şebnem Ferah
Pasaj Müzik